ROJAVA’DA SOYLU KAHRAMANLARIMIZI TÜRKİYE’NİN BARBAR, FAŞİST DEVLETİNE BOĞDURMAYALIM

0
1183

ABD’nin Suriye’den çekilme kararını açıklayan Başkan Trump, ciddi eleştirilere hedef oldu. Kendi bünyesinde çalışan bakanlar ve kongre üyeleri ile Senato üyeleri, bu karar hakkında Başkan Trump için ağır sözler kullandılar.

İsrail basını ise Başkan Trump’ın bu kararını Rusya ile karanlık ilişkilerden dolayı olduğunu ve utanç verici bir karar olduğunu yazdı.
İngiltere ve Fransa ise bu kararı yanlış bulduklarını ve kendilerinin Kurd’lerle çalışmaya devam edeceklerini ilan ettiler.
Türkiye’yi yöneten barbarlar ise kuduz köpekler gibi saldırganlaştılar. Rojava’da Kurd sivil soydaşlarımız gibi yaşayan Türkmenleri, Arap ve Hristiyan’ları kahramanca ve fedakarca savaşarak korudular.
YPG ve PYD mensubu olan kahraman Kurd savaşçılarına “terörist” diyen Türkiye’nin barbar yöneticilerinin kendileri teröristtirler.

Devletleri olan Türkiye de faşist bir devlettir ve Kurdistan’da işgalci’dir. Kurd Halkını zayıf ve savunmasız gördüklerindendir ki, Kurd Halkına yönelik orantısız barbarca güç ile saldırarak soykırım uyguluyorlar. Dünya’nın gözleri önünde gelişen bu faşist barbarlık elbet Kurd Halkını sindirip susturamayacak. Kurd Halkı bu sıkıntılı günleri atlatacaktır. Ancak, Kurd Halkı bu gelişmelerden ders çıkarmalıdır. 1923 yılından beri Kurdistan’da bu tür ihanetlere tanık oluyoruz. Kurdistan Birleşik Devletleri projesi, böylesi tarihi deneyimlerden ders çıkarılarak kararlaştırıldı.

Kurdistan’ın bütünlüğünün BAĞIMSIZLIĞI esas alınarak müttefiklik çerçevesinde ortaklık anlaşmasını sağlamayı başarmalıyız.
Müttefik ortaklarımız, Kurdistan sınırlarını koruyacak olan Kurdistan Birleşik Devletleri ordusuna Hava, Deniz ve Kara’da gerekli savunma araç, gereç ve desteğini vermelidir. Bu koşullara uygun olan ülkeler ise İsrail ve ABD’dir. Bu iki devlet ile müttefik ortaklık anlaşmasını sağlamakla, Halkımız vatanımızda başı dik ve güvenlikli ortamda yaşayabilecektir. Şimdi ABD ile müttefiklik temelinde bir anlaşmamız yoktur. İsrail ile de müttefiklik anlaşmamız yoktur. Bu iki devlet ile anlaşma sağlama zemini vardır.

ABD, İsrail devletinin güvenliğini garanti altına almak istiyor.
Kurdistan Birleşik Devleti ile müttefiklik ortaklığı, bu beklentiyi garanti etmelidir. İkincisi de Kurdistan Birleşik Devletleri’nin güvenliği ve devlet olarak Birleşmiş Milletler Kurumu tarafından tanınması için paraya, diplomatik desteğe, ordu için Kara, Hava ve Deniz silahlarına ihtiyacı vardır. Bu iki Devlet bu gereksinimleri karşılayabilir.
Bunun karşılığında Kurdistan Birleşik Devletleri ordusu ile müttefik olur ve Kurdistan Birleşik Devletleri topraklarında var olan zenginlik kaynaklarına ortak olur. Ya da gelirden bir kısım geri ödeme yapar.

Kurdistan Birleşik Devletleri müttefikleri ile birlikte bütün Dünya’ya baş belası olan İŞİD ve benzeri terör odaklarını ortadan kaldırır. Başta Orta Doğu ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere bütün Dünya bu beladan kurtulur.
Kurdistan Birleşik Devletleri, kendi sınırları dahilinde yaşayan her etnik kökene mensup vatandaşını da aynı Kurd vatandaşları gibi-kadar haklar vermeyi Anayasası ile garanti eder. Tam Demokratik Halk yönetimi ile insan, hayvan ve doğayı korumayı esas alan Anayasa hazırlıyoruz. Kurd u Kurdistan davası için kalıcı ve gerçekçi tek çaredir.
Kurdistan Birleşik Devletleri proje ve hedefi kısaca böylece özetlenebilinir. Bu proje, bölge ve Dünya’yı kaostan kurtarmanın yoludur.

ABD ile Rojava Kurd yöneticileri, birlikte İŞİD’e karşı savaşmak için anlaşma yapmışlar. Sonrası için bağlayıcı bir anlaşma yok. İnsani ve ahlaki anlayış çerçevesinde beklentiler var. Vaatler var. Ama bağlayıcı müttefiklik anlaşması yok. Güney Kurdistan’da da Irak ile bir arada yaşama anlaşması var. Bağımsızlık için anlaşma yapılmamış. Hayati öneme sahip bir ayrıntıya önem vermeliyiz.

Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti böyle planlı çalışmaları yürütüp başarmayı hedefleyerek kurulmuştur. Şimdi, Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti adına, Kurdistan Halkından Rojava’da yaşayan soydaşlarımıza sahip çıkmalarını rica ediyoruz. Serkeftin.

20-12-2018

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin