Kurdîstanımızın Rojava bölgesine yönelik sinsice planlar, Kurdîstan ve biz Kurdlerin tamamına düşman saldırı planıdır.
Bu planlar, faşist ve Kurdlere düşmanlığı ibadet gibi göstermeye, yutturmaya çalışan Türkiye devlet gücüdür. Kurd Halkına yönelik böylesi sinsi ve yıkıcı saldırı planının amacı, Kurdleri rencide ederek, aşağılayıp küçük düşürerek yok etmektir. Bütün Dünya bilmelidir ki, Kurdler asla yok olmayacaklardır.
Kurd Halkı, Mustafa Kemal, Saddam Hüseyin, İran şahı, Suriye’nin Esad’ı ve Türkiye’nin Erdoğan’ınını ve onlar gibi birçok barbar diktatörü eskitip tarihin çöplüğüne gömebilecek soylu bir Halktır.
Kurd Halkı, son yüz yılda, İngilizlerin, Saddam Irak’ının ve Türkiye’nin birden çok kez kimyasal silah saldırılarının izlerini de taşıyor.
Kurd Halkı, faşist Erdoğan Türkiye’sinin Rojava’mıza sinsi ve düşmanca saldırı planlarını başa çıkarabilecek ve saldırıdan kazançlı çıkacaktır.
Erdoğan denen diktatörün faşist Türkiye’si eriyip bitecektir. Aynı Hitler Almanya’sı ve Saddam’ın Irak’ı gibi.
Soylu Kurd Halkı, kendi Bağımsız Devletini kurup resmileştirecektir. Kurd Halkı bunu yaparken, Türkiye vatandaşlarını da, Faşist devlet yapısından ve Erdoğan gibi diktatörlerden kurtulmalarının yolunu açacaktır.
Kurdîstan Birleşik Devletleri resmiyet kazanmadan, Kurd Halkı için insanca yaşayabilme olanağı oluşamayacaktır. Her Kurd bireyinin, bu gerçeği kabul etmesi gereklidir.
Aynı şekilde, Kurdîstan Birleşik Devletleri resmileşmeden, Türkiye, İran, Iran ve Suriye vatandaşları da kendi vatanlarında, kendi evlerinde insanca yaşayabilmenin olanağını bulamayacaklardır. Bu gerçeği de herkes kabul etmek zorundadır. Birileri, dansöz gibi kıvırmaya devam edeceklerdir, ancak, olacağa çare yoktur. Xweda’nın emri budur ve yerine gelecektir.
İsrail devleti, en iyi örnek olarak gözlerimizin önünde duruyor.
Birinci Dünya Savaşı sürecinde, Kurdler gibi Yahudiler de, İngiliz ve Fransızların öncülüğündeki koalisyon ile işbirliği yapmadılar. Dolayısı ile, Osmanlı’yı yok eden Haçlılar, Kurdlere ve Yahudilere Devlet kurma hakkını vermediler. Aynı Haçlı işgal güçleri, Kurdleri ve Yahudileri yok etmek için, Osmanlı topraklarında kendilerine bağlı olarak kurmuş oldukları devletçikleri sinsice kullandılar.
Türkiye, İran, Irak ve Suriye elleriyle Kurdleri yok etmeye çalıştılar.
Aynı işgal güçleri, Yahudi topraklarını da Filistin devletinin egemenliğine verdiler ve Yahudileri de, Filistin devleti başta olmak üzere, Osmanlı toprakları üzerinde, kendilerine bağlı olarak kurdukları Arap devletlerinin elleriyle yok etmeye çalıştılar.
İkinci Dünya Savaşı sürecinde, Mısır Müftüsü ve Filistin müftüsü ayrı ayrı, Yahudilerin yok edilmesinin Fetva’sını ilan ettiler. İkinci Dünya Savaşı döneminde, Filistin ve Mısır, İngiliz sömürgesiydiler.
Yahudiler, İkinci Dünya Savaşı sürecinde, Avrupa’nın merkezinde soykırım ile karşı karşıya iken, Filistin’de de soykırım tehdidi altında yaşıyorlardı. Öylesi sıkıntılara rağmen, Yahudiler, İkinci Dünya Savaşı sürecinde, Filistin’de bulunan kırk bin nüfus ile, Filistin ve İngiliz devletlerine karşı savaşarak, İsrail devletini kurup resmileştirmeyi başardılar.
Evet, hanımlar ve beyler, tarihi gerçeklerdir bunlar.
İngilizlere, Fransızlara, Filistin ve Mısır başta olmak üzere, Arap devletlerinin hepsi rağmen, Yahudiler, İsrail devletini kurdular.
ABD ile anlaşma yaparak başardılar.
Bu gerçek tarihi bilgi, biz Kurdler gibi, Türkiye, İran, Irak, Suriye ve Birleşmiş Milletler için iyi bir örnek değil midir?
Biz Kurdler, İsrail ve ABD ile müttefiklik anlaşmasıyla, Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştireceğiz. Bunu başaracağız ve bunu başaracağız. Rojava, her Kurd bireyinin namusudur.
Birleşmiş Milletlere, ABD, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirliklerine, Avrupa Birliğine, Kanada, Avusturalya, Yeni Zelanda ve İskandinavya ülkelerine, yoğun müracaatlarla, Rojava’mızın ve kahraman Halkımızın korunmasını isteyelim. Bu anlamda, namusumuz olan Rojavamıza sahip çıkalım.
Kurdîstan Bölgesel Hükümet yöneticilerine, Kek Meshud Barzani efendiye, yoğunlukla yazılı müracaatla, Rojava’nın korunmasını talep edelim. Bizler, bunları yapalım ve kimin ne yaptığını da görelim.
Kurdîstan Birleşik Devletleri Hükümeti adına, biz, bu çağrı ve taleplerimizi, ricamızı ilgili taraflara ilettik.
Özellikle, Sayın Kek Meshud Barzanî’ye, Rojava’da Kurd Halkının kahramanlarını yalnız bırakmamanızı, Rojavamızın Türkiye Faşizmine boğdurulmasına izin vermemenizi, saygı ile, rica ile talep ediyorum. Bu gücünüz var olduğunu biliyorum.
Ayrıca;
Birleşmiş Milletler Kurumuna ve Sayın Genel sekreterine,
Amerika Birleşik Devletlerine ve Sayın Başkanına,
İsrail Devletine, Sayın Başbakan ve Cumhurbaşkanına,
Suudi Arabistan Devletine, Sayın Prens ve Kralına,
Mısır Devletine ve Sayın Başkanına,
Birleşik Arap Emirliği ve bir Sayın Emirine,
Avrupa Birliği Kurumuna, Sayın Başkan ve yöneticilerine, Birliğe üye Devletlerin Sayın Başbakan, Cumhurbaşkanı, Kral ve Kraliçelerine,
Kanada Devletine ve Sayın Başkanına,
Avusturalya Devletine ve Sayın Başbakanına,
Yeni Zelanda Devletine ve Sayın Başbakanına,
İskandinavya ülkelerinin her bir Devlet, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Kral ve Kraliçelerine,
Saygı ve selamlarımla, Genelde Kurdîstan Halkını, Özellikle, Rojava’da, Türkiye faşizminin barbarca saldırısından korunmalarını sağlamanızı talep ediyorum.
Hepinizce bilindiği gibi, Kurdîstan toprakları işgal altında olup, işgalcilerin barbarca zulüm ile sistemli soykırım uygulamalarına direnmektedirler.
Türkiye’nin Erdoğan’ınının, İŞİD ve benzeri terör örgütlerini koordine ederek Orta Doğu ve Dünya’yı yıkıma sürüklemesine, soylu Kurd Halkının kararlı direnişleriyle engellenmiştir. Bay Erdoğan, sinsice planlarını uygulayabilmek için, Türkiye Devlet gücünü ve Halkının geleceğini, Kurdleri cezalandırmak amacıyla kullanmaktadır. Bay Erdoğan, Türkiye’nin muhalefetini ve Halkını sinsi planlarla susturmuş, Devlet kurumlarının tamamını, aile şirketleri gibi kendisine bağlamış ve işlevsizleştirmiştir.
Türkiye’yi istediği gibi yönetmek amacıyla, kendisi için yasal şemsiye oluşturmuş ise de, esasen Bay Erdoğan, bir ruh hastasıdır.
Sizler, konumuz dolayısıyla tarihi sorumluluklarla yükümlüsünüz.
Sizlerden rica ile talebimizin gerekçesi de budur.
Saygılarımla,
Kurdîstan Birleşik Devletleri Hükümeti adına,
Hüseyin Baybaşin
14-08-2019