SAKİNE CANSIZ VE ÇALIŞMA ARKADAŞLARININ DAVASINDA GELİŞMELER

0
2353

Bu haftanın yazısını kısa ve öz yazmayı gerekli gördüm. Bildiğiniz gibi Sakine Cansız ve çalışma arkadaşlarının Paris’te alçakça katledilmeleriyle ilgili yazılar yazdım.
Sakine Cansız gibi değerli soydaşımızla birlikte katledilmiş olan diğer iki soydaşımızın biri Lice’liydi. Diğeri de Maraş’lı.
Önemli olan üç soydaşımızın da kendi inanç ve görüşleri çerçevesinde Kurdistan halkının özgürlük mücadelesine yaşamlarını adamış olmalarıydı.
Üç soydaşımız, Kurdistan özgürlük mücadelesine hizmet ettiklerinden ötürü kalleşçe katledildiler.

Ben bu konuyla ilgili yazdığımdan beri, bana çok bilgiler geldi. Ben’de bu konuyla ilgili bazı görüşmeler yapıyorum. Almanya’da yeni tutuklamalar oldu. Bu davayla ilgili gizli hiçbir şey kalmayacak. Ucu nereye dayanırsa dayansın. Ben bu işin peşini bırakmayacağım. Bana bilgi gönderenlere teşekkür ediyorum.
Ayrıca, bana tehditvari mesaj gönderip “bu işi kurcalama” diyen herkese de “haddinizi bilin” diyorum. Kürd halkının kanıyla beslenmeye alışmış olan leş kargaları, akıtmış oldukları her damla Kürd kanı için hesap vereceklerini, bundan kurtuluşlarının olmayacağını o ucuz ve fırsatçı kafalarına soksunlar.
Şimdi biliyoruz ki, Tahran-Ankara hattı, Almanya, İsviçre, Hollanda’dan geçip Paris’te alçakça tuzak kurmuşlar. Almanya, Hollanda ve Fransa Devlet yetkilileri, katledilmiş olan soydaşlarımızın bağlı oldukları siyasi temsilcilerini uyardıklarını biliyoruz. Katil Ömer Güney ve başkalarının isimlerinin de aynı siyasi yetkililere verildiğini biliyoruz.
Şimdi, katil Ömer Güney’in yalnız olmadığını biliyoruz. Şimdi, diğer katilin de kimliğini biliyoruz.

Bu özet bilgiler çerçevesinde, Sakine Cansız ve çalışma arkadaşlarının katledilmelerinde suçları olan her bireyin gidip Fransız savcısına teslim olup olayın doğrusunu anlatmalarını istiyorum.
Bu davayla ilgili bilgisi olanların da gidip soydaşlarımızın Fransa’daki dava avukatına ifade vermelerini istiyorum.
Herkes sesimi çok iyi duysun.
Biz Kürd’ler, hak ve hukukumuzu da korumasını bilmeliyiz.
Bu inanç ve anlayış çerçevesinde davranmak her Kürd’ün görevidir. Doğru olanı yapmaya alışmak zorundayız.
Benim bu yazımın yayınlanmasından itibaren bir ay bekleyeceğim. Suçlu olanlar gidip Fransız savcıya doğruları anlatazlarsa, ben yeni bir avukat tutacağım ve davaya direk taraf olacağım.
Bu dava da suçlu olanlar ve doğruları bilenler, bir ay’ınız var.

Türkiye devletine de barbarca naralardan ve it gibi havlamaktan vazgeçip Kürd halkının hak ve hukukuna saygılı davranmasını öneririm. Kürd halkı sahipsiz değildir.
Kürd’ün kanı, sizin devletinizden ve yöneticilerinizin her birinin ve hepinizin aile bireylerinden çok daha fazla kıymetlidir.
Yol yakınken insanlığa dönün ki tahribatı en az düzeyde tutabilesiniz. Aksi durumda cehenneme kadar yolunuz var. Kürd’lük ve Kurdistan varsa hepimiz varız. Dem xweş.

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin