Ali Babacan’ın Kurdistan Bölgesel Hükümetine çalışmalarından ve katkılarından dolayı teşekkür etmesi, bu şahsın dürüstlüğünden kaynaklanıyor. Diğer altılı masa üyeleri, Bay Kılıçdaroğlu dâhil ve AKP bunlardan istifade etmediler. Bunlar tabii ki bu şekilde yaşamaya alışmışlar. Bunu da hatırlatmamız gerekiyor. Biz Ali Babacan’ın altılı masadan ayrılıp Kurdistanî siyasi hareketlerle birlikte mücadele etmesi karşılığında Kurd halkının devlet yapısına ortak olmasını kabul edilmesi gerektiğini açıkladık. Bizim insanlarımız da uygun görürlerse, bu önemli bir durumdur. Ali Babacan’ın başkanlığında bir ortaklık yararlı olur. Ali Babacan her şeyden önce dürüst bir insandır. Ayrıca Türkiye’de uluslararası politikayı en iyi bilen politikacıdır. Onun ötesinde Avrupa Birliği ile çalışmaları yine en iyi bilen deneyimli bir siyasetçi ve diplomattır. Türkiye’nin geleceğinin Avrupa Birliği’ne üyelik olduğu görülmelidir. Eğer Türkiye’de demokratik bir yapı isteniyorsa, katliam ve zulmün son bulması ve eşit haklar temelinde Belçika benzeri iki uluslu devlet yapılanmasının oluşması en azından kan akımını durdurur. Biz bu depremdeki katliam felaketi durduramadık. Bunu hiçbir güçte durduramazdı. Ölümlerin az olması için devletin sorumlu davranması ve inşa edilen konutların denetlenerek kullanıma açılması gibi çalışmalar yapılabilirdi. Bu ayrı bir olay fakat biz devlet eliyle katledilen insanların artık katledilmemelerini önleyebiliriz. Bu iki uluslu devlet yapısıyla Ali Babacan’ın başkanlığında bunu da sağlayabiliriz. Ali Babacan’ın bizim mesajımıza karşı cesaretli davranması ve bu olayı çözmek için öne çıkması gerekir.
Siz cesaretli davranarak uluslararası hukuku ve diplomasiyi çok iyi bilen bir insansınız. Eğer iki uluslu bir federasyon olursa, Türkiye’nin kendi sınırları tehlikeli bir duruma girmeyecektir. Kurd halkının temsilcileri de anlaşmaya bağlı kalırlar. Kendi kendilerini idare etmiş olurlar. Bir bölgesel yetki edinmenin çok ötesinde müşterek bir devlet yönetimi ve ortak vatan sahiplenmesi böylece sağlanabilir. Elbette ki bu iki uluslu devlet yapısı içerisinde diğer azınlıkların da hak ve hukukları yine uluslararası hukuk normlarında dikkate alınması ve korunması gerekir.
biz Ali Babacan’a güveniyoruz ve biz onun bu işi başarabileceğine inanıyoruz. Biz de o zaman canla başla destekleriz ve kazanır. CHP ve altılı masanın diğer başkanlarının hepsi maskaralık peşindedir. Samimiyetsizdirler. AK Parti Erdoğan’laşmış. Erdoğan’ın dışında hiçbir söz duyulmuyor ve kabul görmüyor. Kanunda kendisi, partide kendisi, devlette kendisidir. Kendisinin yaptıklarını haklı görüyor. Bizim kendisinden herhangi bir beklentimiz de yok. Zaten kendisi açıkça diyor ki; ‘‘biz Kürt sorunu çözdük. Kürt sorunu diye bir sorun kalmadı.’’
Tabii ki bu Kurd halkı için bu söylem hakaretten öteye bir şey değildir. Türkiye’de Kurd sorunu yoksa, her gün insanlar neden ölüyor?
Bu terör sorunudur diyorsanız ki, öyle diyorlar. Esas terörist kendileridir. Çünkü Kurd halkının hak ve hukukunu gasp edenler kendileridir. Bunları bizim doğru değerlendirmemiz ve doğru çalışma yapmamız lazım. Türkiye’de gerçek bir hukuk devleti yapılanmasını isteyen Türk vatandaşları da Ali Babacan öncülüğündeki böylesi bir yapıyı desteklerler. Biz her kapıyı çalarız. Her Kurd şahsının önünde diz çöker, ricada bulunuruz. Biz Ali Babacan’ın başkanlığı başarıyla kazanacağına inanıyoruz. Bütün Kurd siyasi hareketlerinde bunu değerlendirmelerinde yarar var. Ali Babacan’ın cesaretli davranması ve bu olayı çözümlemek için öne çıkması gerekir. Altılı masayla hiçbir yere varamazlar. Mevcut iktidar partisinin yapabileceği hiçbir değişiklik olamayacak. Yeniden bu altılı masanın maskaralıklarına bağlı kalırlarsa Ali Babacan ve diğer onu izleyenler Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürmüş olurlar. Açıkça diyorlar ki, biz Erdoğan’dan kurtulalım. Seksen milyonluk bir nüfus, Erdoğan’dan kurtulmak amacıyla seçime götürülemez. Bunun mantığı yok. Ayrıca ben bile bu anlayışa oy vermem.
Bizim ricamız, bu çağrımızın taraflarca dikkate alınması ve zaman kısıtlı olduğu için çalışmalara hız verilmesi için adım atılması lazım. Bizim arkadaşlarımız Babacan’ın ve çevresindeki insanlarla görüşürler. Kendilerinin de kibirden uzak ve gerçeklerden uzaklaşmadan adım atmalarını görmek istiyorum.