Ben Hollanda’da rehin tutulduğum evdeyken, CHP olarak siz dönemin Genel Sekreteri Adnan Keskin Bey ile birlikte bir heyet gönderdiniz ve benimle görüştünüz. Hazırladığınız Kurd raporunu bana getirip, Sayın Öcalan’a iletmemi rica ettiniz. Hareketin Avrupa yöneticileriyle birlikte, bu raporu gönderdim. O dönemde bize çeşitli vaatlerde bulundunuz; hareketin sizi desteklemesi karşılığında da vaatler verdiniz.
Şimdi soruyorum:
O zaman yalan mı söylüyordunuz, yoksa en başından beri bir oyun mu oynuyordunuz?
Benim rehin tutulduğum evden hapishaneye yeniden nakledilmem sürecindeki oyunun içinde siz de mi vardınız?
Bizzat siz, “Öcalan’dan şunları talep ediyoruz; senden, Hüseyin Baybaşin olarak şu konularda destek istiyoruz” dediniz. Biz de size açık ve net yanıt verdik. Sizinle beraber yemek yedik. Sizi dostça ağırladık ve dostça uğurladık. Hatta Belçika sınırına kadar sizinle birlikte geldik.
Peki siz o dönemde de oyun mu oynuyordunuz?
Kurd sorununa ilişkin oyalama taktiğiyle bizi kandırmaya mı çalıştınız?
Bir yandan sorunu çözmek istediğinizi söylüyor, yüz binlerce insanın silah bırakmasını, yüz binlerce insanın aktif siyasete katılımını bekliyorsunuz; diğer yandan İmralı’ya gidip bu hareketin lideriyle görüşmekten kaçınıyorsunuz. Bu durumda samimi olmadığınız açık değil mi?
MHP’nin lideri “Ben gideceğim” diyor, MHP sözcüsü “Ben gideceğim” diyor, iktidar partisi “Biz gideceğiz” diyor.
Sizin derdiniz ne?
Siz Kurd sorununu çözmek için neyin peşindesiniz?
Yoksa sizin gözünüzde Kurd sorunu yok mu?
Şex Sait olayları, Dersim, Koçgiri ve onlarca katliam unutulsun mu istiyorsunuz?
Bu acılar unutulabilir mi, ahlaksızlık değil midir bu?
Bu yaraların kapanabilmesi için önce Kurd milletine uyguladığınız zulmü kabul etmeniz, bunun için özür dilemeniz, tazmin süreçlerini işletmeniz ve insani bir yaklaşım ortaya koymanız gerekir. Ancak o zaman siz de insan gibi konuşulmayı hak edebilirsiniz.
“Biz gidip görüşmeyeceğiz. Sen kimsin ki görüşeceksin?
-Devlet görüşecek.”.
Bu açık bir şekilde ikiyüzlülüktür, ahlaksızlıktır.
Size güvenilmez.
Kurd milleti bu tavrınızı çok net görecek ve algılayacaktır. Ben de bunu her zaman, her yerde hatırlatacağım.
Bu olmayan süreçle ilgili tavrımız her zaman nettir. Ancak yarın bir süreç başlayacaksa ve siz bu hareketin siyasal zeminde aktifleşmesini, silahlı mücadeleden kopmasını istiyorsanız, o zaman bu hareketin lideriyle görüşmek zorundasınız. Başka bir çıkış yolu yoktur.