1923 yılından bugüne kadar Kurdistan topraklarını sahtekarlıklarla ve çok çirkinlik içeren zor uygulamalarla işgal etmiş olan güçler aynı sahtekarlık ve çirkin zorbaca uygulamalarla Kurd Halkını susturup barbara işgali sürdürmeyi haklı göstermeye çalışıyorlar.
Faşist Türkiye devletinin insanlıktan nasibini almamış olan yöneticileri, destekleyenleri, hizmet edenleri ve kendilerini Türk olarak kabul eden herkesin bildiği gibi, Kurd Halkına yönelik zulüm ile sistemli soykırım uygulanmıştır.
Zorla, dağlarımızın, bayırlarımızın, ovalarımızın, nehirlerimizin, derelerimizin, çeşmelerimizin, yollarımızın, mezra, köy, nahiye, kasaba, şehirlerimizin, yiyeceklerimizin, içeceklerimizin, ağaçlarımızın, hayvanlarımızın, meyvelerimizin, zebzelerimizin adlarını Türkçeleştirdiniz.
İnsanlarımızın, tüm değerlerimizi Türkçeleştirdiniz.
Şarkı, türkü, şiir, ressam, neyimiz varsa Türkçeleştirdiniz.
Soylu tarihimizi, dini inançlarımızı, asil kültürümüzü, Dünya’nın en eski ve köklü dilimizi yasakladınız. Bunları ve kitaplar dolusu yazılarla sıralanabilinecek barbarca uygulamalar yaptınız. Yaratanımızın adını bile Türkçeleştirdiniz.
Kimliğiniz gibi köksüz, soysuz insanlıkla ilgisi olmayan faşist zihniyet sahibi özende maskara, görünüşte “sözde uzman” dediğiniz hayali uzmanlar(?) adına sahte Tarih(?) icat ettiniz.
Barbarca zorbalık ve sahtekarlıkla, yalanlarla soylu Kurd Halkını ve tarihini yok etmeyi hedeflediniz. Tüm çirkefliklerle denemediğiniz yol, uygulamadığınız barbarca zulüm kalmadı.
Eeee, şimdi hesap ödemenizin zamanı geldi. Korkularını sizleri kurtarmayacaktır. Kendiniz gibi çirkinleştirmeyi becerdiğiniz korkak, fırsatçı leş kargası olup “Kurd?” diye adlandırdığınız çevreler de sizleri kurtaramayacaktır.
Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti, ne olduğu bilinmeyen soysuz sürüsünü kutsal Kurdistan Topraklarından kovmak, Kurd Halkına yönelik işlemiş olduğunuz insanlık suçları, savaş suçları ve soykırım suçunun hesabını sormak kararıyla kurulmuştur. Mustafa Kemal denen soysuz babanız dahil, ölenlerinizle birlikte Kurdistan Birleşik Devletleri mahkemelerinde hesap vereceksiniz. İstediğiniz gibi havlayın, kurtuluşunuz olamayacaktır.
17-03-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş