İki hafta önce Türkiye Devleti Mum Celal Talabani’nin Lideri olduğu yekitinin Türkiye temsilcisi Behruz Galali Bey’in Türkiye’den ayrılmasını kararlaştırdı.
Behruz Galali 17 yıldır Yekiti’nin Ankara temsilciliğini yapıyordu.
Türkiye Devleti bu ani kararın gerekçesini doğru olarak kendi Vatandaşlarına izah etmedi.
Ardından Türkiye dış işleri Bakanı Bay Çavuşoğlu Erbil’e gitti.
Kurdistan’ın başkentinde, Kurdistan Cumhurbaşkanı Sayın M.Berzani ve Başbakan N.Barzani ile görüşmeler yaptı.
Türkiye Devlet yetkilileri, Türkiye halkına, görüşmelerin 25 eylül bağımsızlık referandumuyla ilgili olduğuna dair açıklamalar yaptılar. Bu açıklama da yalandır. Türkiye’nin Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu Mevlüt Bey Kurdistan’ın Başkenti Erbil’den Süleymaniye şehrine geçti. Yekiti’nin üst düzey yöneticisi Sayın Saadi Ahmad Pira ve Qubat Talabani Bey’le görüşmeler yaptı. Aynı şekilde, Türkiye Devlet yetkilileri, bu görüşmenin de 25 eylül bağımsızlık referandumuyla ilgili olduğuna dair yalan açıklamalar yaptı.
Sonra İran’dan üst düzeyde askeri yetkililer Türkiye’ye gelip gittiler.
Ardından Irak merkez hükümetinin askeri yetkililerinin Türkiye ziyaretleri başladı.
İran ve Irak askeri görevlileri için de 25 eylül bağımsızlık referandumu hakkında görüşmeler yapmak üzere gelip gittikleri yalanını duyduk Türkiye’nin Devlet yönetici ve siyasilerinden.
Şimdi de Kurdistan’daki bağımsızlık referandumu gerekçe gösterilerek Kurdistan Televizyon kanallarının Türksat anlaşmaları iptal edildi.
İşin doğrusu ve perde arkası şudur:
Sayın Behruz Galali’nin Türkiye’den gönderilmesi ve Sayın Çavuşoğlu’nun Kurdistan’daki görüşmeleri, Türkiye Devleti’nin 4- önemli görevlisinin PKK tarafından tutuklanması konusuyla ilgilidir. PKK’nin üst düzey bir yöneticisi sırt ağrılarından ötürü Süleymaniye şehrinde tedavi edilmek üzere fizik tedavi kliniğine gider. Türkiye Devleti’de bir ekip gönderir ve PKK yöneticisinin tedavi esnasında katledilmesini emreder.
Eski Osmanlı Sultanları gibi “geturun kafasuni” gibi bir havaya girerler.
PKK’de zaten tedbirlerini almış, ayrıca bu suikast haberini de almış olduklarını öğrendim.
Suikast timinin dört organizatörü PKK’ye esir düşer.
Bay Galali’nin Türkiye’den ayrılması, Bay Çavuşoğlu’nun ani Kurdistan ziyareti, İran, Irak komutanlarının Türkiye’ye gitmeleri ve Kurdistan sınırındaki askeri tatbikatlar gibi Kurdistan televizyonlarının Türksat anlaşmalarının iptali bu olayla ilgilidir.
Türkiye dört görevlinin kurtarılmasını Kurdistan’dan ister. Kurdistan görevlileri tarafından tutuklanmış olanlarla ilgili Türkiye’ye bilgi verilir. Ama dört organizatör kişi PKK’nin elinde.
Askeri tatbikat tehdidi ile Irak, İran komutanlarından da yardım istenir.
Kurdistan televizyonlarının Türksat anlaşmalarının iptali de, Türkiye halkına doğruları anlatmasınlar diyedir. Bu konularla ilgili yakında geniş bilgiler edineceğiz.
Bu bilgileri sizlerle paylaşmayı gerekli gördüm.
Türkiye Devletinin yıkıcı faaliyetleri en çok Türkiye Devlet ve halkına zarar verecektir.
PKK’yi suikastlerle bitiremezsiniz. Zayıflatamazsınız bile. Aksine güçlendirirsiniz.
Türksat ruhsatlarını iptal etmek yalnızca Türkiye’ye zarar verir. Kürd televizyon kanalları gidip başka ülkelere paralarını verip yeni anlaşmalar yaparlar.
Sınır kapılarını ve hava sahasını kapatırsanız, Kurdistan’daki Türkiye şirketleri zarar eder.
Kürd sorununun çözümünü savaşa endekslerseniz eğer, Türkiye olarak siz zararlı çıkarsanız.
Aklınızı başınıza alın. İnsan gibi düşünün ve insan gibi davranmaya başlayın. Böylece Türkiye’yi tahribattan ve yok olmaktan ancak kurtarabilirsiniz.
Referandum oldu ve bitti. Engel olamadınız. Zaten engel olamazdınız.
Kurdistan Bağımsızdır. Ben bu yazıyı yazarken Kurdistan Bağımsızlaştı.
Kurdistan Hava Kuvvetleri kuruldu. Türkiye Hava Kuvvetlerinin bilmediği ve asla baş edemeyeceği jetler, füzeler dahil askeri mühimmat Kurdistan’a yerleştirildi ve sizin ruhunuz duymadı. Biraz ciddi olun. Ayrıca gerçekçi olun.
“Referandumu tanımıyoruz” diyorsunuz. Tanımasanız ne olur? Kaldı ki size soran mı oldu?
“Yok hükmündedir” dediğiniz Kurdistan’ın Bağımsızlık referandumu için sizin hükmünüz, ne anlama geliyor? Irak ile komşuydu Türkiye, şimdi Kurdistan ile komşu oldu. Bu kadar basit. Kurdistan halkı kendi vatanını yönetecek. Bu asil ve adil hak adımına “gayri meşru” demekle kendi gayri meşruluğunuzu nereye saklayacaksınız?
Kurdistan topraklarında işgal gücü olan Türkiye’dir. İran’dır. Irak’tır. Suriye’dir. Esasen gayri meşru sizlersiniz.
Fazla gevezelik yapmayın aptal uşaklar. Unutmayın ki, Türkiye’de değerli onurlu insanlar da vardır. Hak ve Hukuk’a saygılı olan insanlar da vardır.
Bu çevreler uygar Demokratik normlarla yaşamak amacıyla sizleri ve faşist kuyruğunuzu başlarından def etmeyi kararlaştırmak zorunda olduklarını görüyorlar. Sonra sizlere kurt inlerinde bile yaşamak için yer kalmaz.
Benim gibi milyonlarca soylu Kürd insanlarını köşeye sıkıştırdınız da ne kazandınız?
Akıllı olun ulan BARADAYLAR.
Artık sizlerle, Türklüğünüzle bir arada yaşamak istemiyoruz.
Sizin gibi kirlenmek istemiyoruz.
Sizler gibi güçlü ve ürkütücü de olmak istemiyoruz.
Biz Kürd’ler Uygar Demokratik normlar çerçevesinde huzur, güven ve refah içinde ve yalnızca kendi vatanımızda yaşamak istiyoruz. Gelin bizimle iyi komşuluk anlayışı çerçevesinde yaşamak amacıyla anlaşın.
Sizler için en münasip olanı budur.
Bu sözlerim sizlere batabilir. Bu durumu bile çok aramak zorunda kalırsınız.
Biz Kürd’ler savaş istemiyoruz. Ama, kendimize sahip çıkmaya, kendimizi korumaya ve vatanımızı yönetmeye kararlıyız. Hiçbir güç te bunu değiştiremez. Dem xweş.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin