Osmanlı imparatorluğunun yönetim kadrosu, vatandaşları Türk’lük fantezisine yönelttiler. Osmanlı imparatorluğuna bağlı sömürge ülkeler kendi kimlikleriyle ve inançlarıyla yaşıyorlardı. Turanist – Türk’lük Ziya Gökalp’ın kaleme aldığı – herkes Türk’tür fantezisi imparatorluğu bitirdi. Cumhuriyet Türkiye’si de, – herkes Türk’tür fantezisine esir düştü. Türk olmayan insanlara, zorla “siz Türk’sünüz” dayatması fanteziyi aştı zulme dönüştü.
Rahmetli Menderes’in Demokrat partisiyle “Türk İslam” fantezisi aşılandı. Demirel’in Adalet Partisiyle “büyük” Türkiye fantezisi başladı. Yetmişli yılların milli cephe-milliyetçi cephe fantezileri yıkımın tohumlarını oluşturdu. Bu süreçle fantezilere fırsatçılık ta dâhil edildi. Yetmişli yıllar Ecevit, Erbakan, Demirel, Türkeş ve bir sürü üvertür partiler fantezi, fırsatçı konumlarına terörizmi geliştirip 1980 yılında ülkeyi askeri diktatörlüğe teslim ettiler. 1980’li yıllar Bay Özal’ın Türkiye’ye uygarlık ve ekonomik alanlarda çağ atlattı. Demokratik siyasetin tohumlarını ekti. 1990’lı yıllara Demirel-İnönü fantezilerine – fırsatçılıklarına ve şaşkınlıklarına teslim edildi. Ülkede politik arena da bulaşık suyuna dönüştü. Terörizm üretildi. Barbarizme dönüş başladı. Karşı çıkanlar terörist, bölücü vatan haini ilan edildi. Başta Sayın Özal ve Demokratik siyasetin savunucuları katledildi. İki binli yıllar umutsuzluk havasıyla başladı. Sosyalistler bile faşist fantezilere teslim oldular. 1970 yıllarının aktörleri figüranlaştı. Siyaset çirkefleşti. Fanteziler bile aranır oldu.
Sonra Ak Parti umut ışığı olarak doğdu. Her alanda başarılı atılımlar görüldü. Siyasal, kültürel, hukuki ve ekonomik devrimlerin havasını teneffüs etti. Sonra fanteziler başladı. Sapıklıklar başladı. Soygun ve talan başladı. Diktatörlük dayatmasına esir düştü ülke.
Turanist, herkes Türk-tür, Türk-islam, büyük Türkiye, barbarca zulüm misyonları grup evliliği yaptılar. Şimdi Devlet yapısı, kurtulması gereken öcüye dönüştü. Devlet öcüye dönüştü. Yöneticiler kendi ödleklerine esir düştüler. Halk kurtuluş arayışındadır. Asil, soylu, özgürlükçü, paylaşımcı bireylerin oluşturabilecekleri uygar ve Demokratik normların esas alınacağı Devlet yapılanması kurtuluştur. Korkuyla sinip susmak yarar getirmeyecektir. Görünen köy kılavuz istemez. Gidişat yıkımdır. Susmanın ve korkmanın ecele yararı yoktur. Yeni bir vizyon oluşmalı ve öne çıkmalıdır.
Kürd halkı olarak bizler kendi kelimize ilaç olmaya yeterliyiz. Kendi halkımızın geleceğe yönelik beklentilerine yanıt olmayacak siyasi yapılanmalardan uzak duralım. Türkiye için yeni vizyon, Demokratik uygar Devlet yapılanmasının, Bağımsız Birleşik Kurdisan Devletinin tanınması kapsamındadır. Dem xweş!
Saygılarımla,
Hüseyin Baybaşin