Kurd Halkının kendi topraklarında kendi vatanında varlıkları yok sayılıyor ve Kurdlüğün yok edilmesi için seferber olan faşist Türkiye devletinin barbarlıkları adeta alkışlanıyor.
Türkiye ordusu, Rojava’mızda sivil soydaşlarımıza karşı kimyasal silah kullanıyor. Türkiye Halkı bu ahlaksızlığa karşı, Erdoğan çetesinin yalanlarını, barbarlıklarını ve sistemli olarak soykırım uygulamasını alkışlıyor. Türkiye devletinin bu barbarlıklarını kabul etmek, alkışlamak, Türklük adına Kurd Halkına karşı işleniyor olan insanlık suçlarının suç ortaklığıdır.
Türkiye’de koruculuğa zorlanmış olan Kurdleri, Rojava’da Kurdleri katletmeye göndermeye yönelen Türkiye devletinin, devlet anlayışından ve insanlıktan yoksunluğunun kanıtıdır.
Şimdi de Kurd vatandaşlarımızın evlerine mektup gönderen faşist Türkiye devleti, her Kurd evinden en az bir kişinin, Türkiye devletinin askeri olarak Rojava’ya gidip Kurd kardeşlerini öldürmelerini emrediyor. Bu ahlaksızca dayatma her türlü insani değerleri “yok” saymaktır. Türklüğün ve Türk devletinin varlığını bile insanlık adına utanç vericidir.
17 Ekim akşamı Ankara’da, soylu Kurd Halkı adına, Rojava ile ilgili sözde anlaşma Trump ve Erdoğan denen iki kendini bilmezin Dünya gerçeklerinden habersiz olduklarının kanıtıdır.
Donald Trump’ın babası bir pezevenk idi. Fuhuşhane işleterek servet kazanan bir babanın evinde büyüyen bir sapık kişiliğin ABD gibi bir Dünya gücü devletinin başında olabilmesi de Dünya yönetiminin içinde bulunduğu rezalet için olmasının nedenidir.
Hitler karakterini geride bırakmış olan Erdoğan, biz Kurdler için, Saddam diktatöründen çok daha fazla ileri düzeyde kan emici, vampir kişiliktir.
Rojava’da görülen yeni gelişmeler Kurd Halkının ne pahasına olursa olsun, her şeyimizi ortaya koyup Bağımsız Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştirmemiz gerektiğini, bizlere hatırlatıyor.
Ankara’da ilan edilmiş olan sözde anlaşma, Kurdlüğe hakarettir.
O anlaşma yerine Trump ve Erdoğan’ın yüzüne Kurd tükürüğü çok daha fazla münasiptir. Metanet ve kararlılıkla Kurdlüğümüze sarılalım.
17-10-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş