Türkiye Terörü ve İnsani Değerler Arasında Bir Çağrı

0
393

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif olan, insan hakları ve adalet mücadelesinde önemli bir rol üstlenen hukukçu kardeşlerimiz, son zamanlarda ülkemizde ve dünyada yaşanan çocuk hakları ihlallerine dikkat çekmek adına önemli bir adım attılar. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nin yanı sıra Çocuk Hakları ve Hafızası Komisyonu üyesi olan Avukat Yasemin Soydan, 2021 yılında iki arkadaşıyla birlikte ‘Öldürülmeselerdi Arkadaşlarımız Olacaklardı’ başlıklı raporu hazırladılar. Avukat Yasemin Soydan, Kürt illerinde onlarca çocuğun ölümüne neden olan şehir merkezlerindeki zırhlı araç ve ağır silahların kaldırılması için BM’ye başvuru yapmayı planladıklarını söyledi.

Bu rapor, Türkiye’de yaşanan çocuk hakları ihlallerini inceleyen kapsamlı bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Araştırmaları sonucunda, Türkiye terör devleti olarak nitelendirilen yönetiminin tanklar ve zırhlı askeri araçlarla bilinçli bir şekilde çocukları katlettiği tespit edilmiş. Raporda yer alan verilere göre, 385 çocuğun bu şekilde öldürüldüğü belirtiliyor.

Bu değerli çalışma, sadece Türkiye’deki insan hakları ihlallerine dikkat çekmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası toplumu da bu konuda bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Avukat Soydan ve meslektaşlarının bu çabaları, insan hakları ve adalet mücadelesine önemli bir katkı sunuyor. Kendilerini bu önemli çalışmaları nedeniyle kutluyor ve yürekten teşekkür ediyoruz.

Ancak, insan hakları ve adalet mücadelesinde ilerleme kaydetmek için sadece raporlar hazırlamak yeterli değil. Bu nedenle, uluslararası düzeydeki hukukçularla iş birliği yaparak, Türkiye’de yaşanan çocuk hakları ihlallerine karşı mücadelelerini sürdüreceklerini ve ihtiyaç duyulması halinde maddi ve manevi destek sağlayacaklarını belirtiyoruz.

Son zamanlarda, Türkiye’nin Gazze’deki olaylara yönelik tepkilerini duyuyoruz. Ancak, bu tepkilerin savaş ortamında yaşamını yitiren çocukları öne çıkararak kendilerini insancı gibi gösterme çabası olarak algılanması kaçınılmazdır. Elbette ki bu çocukların kaybı trajiktir ve hepsine yaratanımızdan rahmet diliyoruz. Ancak, savaşın olmadığı şehir merkezlerinde ve köy yollarında kasıtlı olarak askeri zırhlı araçlarla ezilerek katledilen 385 Kurd çocuğundan da bahsetmeliyiz.

 

Bu noktada, Türkiye’de Kurd halkının yaşadığı ayrımcılık ve zulüm de göz ardı edilemez bir gerçektir. Kurd halkının yıllardır yaşadığı bu haksızlıklar, artık bağımsız bir devlet kurma ihtiyacını doğurmuştur. Kurdlerin kendi kendini yönetebileceği, kültürel ve siyasi haklarına saygı gösterilen bir ortamın sağlanması, bölgede barışın ve istikrarın temelini oluşturacaktır. Türkiye’nin, Kurd halkının haklarına saygı duyması ve adil bir çözüm bulması gerekmektedir.

 

Bu nedenle olsa bile sizin gibi barbar soysuzları kutsal topraklarımızdan kesinlikle kovacağız. Bu haberi tüm soydaşlarımızın paylaşmasını rica ediyoruz. Ayrıca kendilerini Türk olarak kabul edenlerin bu haberi okuyarak aynaya bakmalarını ısrarla rica ediyorum.

 

Avukat kardeşlerimize saygıyla yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz.