TÜRKİYE’NİN KİMLİK ARAYIŞI

0
962

Bugünkü Türkiye’nin yönetim kadrosu Türkiye için yeni kimlik arayışındadırlar. Nato üyeliği alternatifi gibi. Avrupa Birliği üyeliği içinde alternatif arayışları var. Türkiye’yi yönetenler Türkiye için nasıl bir yönetim şekli istedikleri konusunda da arayış içindedirler. Yönetim şekli ve nasıl bir işbirliği, hangi alternatifleri tartışmadan önce, Türkiye’yi yönetenler gerçekçi ve samimi davranmak zorundadırlar. Türkiye, Arap ülkeleriyle işbirliğini Avrupa Birliğine alternatif olarak düşüneceklerinde, Arap ve Müslüman ülkelerinin yönetim sistemlerine, insan hakları alanında, ekonomik alanlarda işleyişleri Türkiye ile ortaklığa uygun olup olmadığına bakmaları gerekir.

Ayrıca İran hariç diğer Arap ve Müslüman ülkelerinin hepsi bazı Nato ve Avrupa Birliği ülkelerine bağımlıdırlar. İran ise Rusya ile bağımlı anlaşmaları var. Suriye, Irak gibi ülkeler Baas parti yönetim şekliyle Nato’ya alternatif pozisyon oluşturma arayışından ötürü hedef haline geldiler. Diğer Arap ve Müslüman ülkeleri genelde kendi yönetim işleyişleriyle ve vatandaşlarının güven, refah, barış ve huzur ortamında istikrarı oluşturmak yerine hem iç hem dış politikaları çatışma yarışması şeklindedir. Yasal düzenlemeler yerine kimin yöneteceğiyle uğraşıyorlar. Rusya, Çin ve İran alternatifi de Türkiye için mevcut konumuna alternatif olabilir mi?

Çin, ekonomik gelişmeyi başarmış. Ekonominin kalıcılaşması ise politik durumun netleşmesine bağlıdır. Tek parti yönetimi nereye kadar gidecek! Toplum değiştikçe arayışlarda değişecek. Sosyal düzen siyasi yapıya nasıl etki yapacak? Demokratik yapı nasıl şekil alacak? Benzeri sorular Çin’in karşılaşacağı önemli olasılıklardır. Çin halkı istikrarlı ortamı oluşturmaya müsaittir. İlişkileri geliştirmek gereklidir tabii ki. Avrupa Birliğine alternatif olasılığı soru işaretidir.

İran’da iç istikrar yok. Güvenlik yok. Sosyal düzen Türkiye ile ortaklığa uzaktır. Mevcut rejimin kalıcılığını düşünmek gerçekçi değil. Bu nedenler bile ortaklık şartlarına uygun olmadığı gibi Avrupa Birliğine alternatif olasılığı düşünülebilinir mi? Elbette ki İran ile karşılıklı alışveriş anlaşmaları mutlaka olmalıdır.

Rusya federasyonu ise zaten yeterince büyüktür. Türkiye ile Karadeniz ekonomik işbirliği anlaşmaları var ve bunlar geliştirilebilinir. Daha önceleri, Rusya’nın gelişme ve değişim sancılarını yaşıyorken Türkiye, Rusya’ya rağmen Türki Cumhuriyeti Devletleriyle güçlü işbirliği anlaşmalarını denedi. Hepimiz o çalışmaların tutmadığını yürümediğini biliyoruz. Azerbaycan ve Türkmenistan dahil Türki Cumhuriyeti Devletleri Türkiye’yi Rusya’ya tercih etmediler. Rusya halkı eğitimli ve ileri görüşlüdür. Rusya ile iyi ilişkiler ve birçok alanda işbirliği olmalıdır. Elbette ancak Avrupa Birliği ve Nato üyeliğine alternatif düşüncesi Türkiye’nin yararına olabilir mi? Çok ciddi değerlendirmeyi gerektirir.

Türkiye için Başkanlık sistemi de gereksiz bir arayıştır. Temel insani hakları alanında anayasal düzenlemeler olmalıdır. Anlamsız bürokrasi aşılmalıdır. İçeride güç arayışı yerini kalıcı güven, refah ve istikrarlı barış ortamında ekonomik gelişmeyle uygar devlet yapısını geliştirmek uygun çizgidir. Kürt sorunu kangrenleşmiş iyileşmesi mümkün değil. Türkiye kalıcı uygar bir devlet yapısına kavuşmak için Bağımsız Kürdistan projesine samimiyetle destek olup gelecekte Kürdistan devletiyle önemli anlaşmalar için altyapı oluşturmalıdır.

Avrupa Birliğine tam üyelik ve Nato ortaklığına alternatif arayışları Türkiye’yi yıkıma götürür. Öfke, kabadayılık ve tehdit naraları Türkiye’yi çıkmaza sürükler. Türkiye’de devlet halka hükmetmek yerine halkı bilinçlendirip uygar ve refah düzeyi yüksek istikrarlı devlet yapısını edinmeyi hedef alan istikamete yönlendirmelidir.

Avrupa Birliği ülkelerinin konumları ve yönetimleri uzun yıllar ve zorlu çalışmalar sonucu başarılmış çok olumlu bir yapıdır. Ne olduğu bellidir. Bazı sorunları var ama düzeltirler. Nato ise korunması gereken güçtür. Denge unsurudur. Nato işleyişinde de sorunlar var ama aşılır.

Saygılarımla,
Hüseyin Baybaşin