Güney Kurdîstan’da Türkiye terör devletinin Kurdlere yönelik uygulamaları, Rojava’da yine Kurdlere yönelik kirli ve çirkin oyunları ve dayatmaları, Kuzey Kurdîstan’da oynanan kirli oyunlar ve tüm Kurdîstan topraklarında, özellikle Kuzey Kurdîstan’da yıllardır süren baskılar, Güney Kurdîstan’da son yıllarda yoğunlaşan saldırılar ve Rojava bölgesinde Türkiye terör devletinin kutsal topraklarımızda oynadığı kirli oyunlar, Kurdleri kendi topraklarından uzaklaştırmak için yapılan planlar, tüm bu yaşananlar, ortada açıkça görülmektedir. Bu durumu gözler önüne seren haberlere buradan ulaşabilirsiniz: [Rudaw Haberi](https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/070720242).
Son 100 yıldır Türkiye terör devleti, Kurdlere yönelik soykırım uygulamaktadır. Şimdi bu uygulamayı, Kurd kazanımlarını yok etmek için hem Güney Kurdîstan’da hem Rojava Kurdîstan’ında aynı zulüm ile sürdürmektedir. Bu zulüm odağına Türkiye terör devletine hizmet eden bazı Kurd şahsiyetlerinin seyirci kaldığını da hatırlatmak gerekir.
Özellikle Bay Hakan Fidan’a sormak gerekir: Siz, Rusya ve Ukrayna Savaşı’nın son bulması için bir barış komisyonu oluşturulmasını istiyor ve Gazze’deki savaşın son bulması için görüşler paylaşıyorsunuz. Peki, mensubu olduğunuz Erdoğan hükümetinin Kurdlere yönelik terör uygulamaları, zulüm ile sistemli soykırım uygulamalarına ve Türkiye sınırlarının dışında Kurd kazanımlarını yok etmek için yaptıklarına karşı neden tek bir söz etmiyorsunuz?
Hakan Bey, mesele Kurdlere zulüm olunca sizin insani değerlere bağlılığınız, hak ve hukukun güvence altına alınmasına yönelik görüş ve duygularınız tatile mi çıkıyor? Aynı soruyu, Kurd olup da Türkiye terör organizasyonuna hizmet eden ve Erdoğan hükümeti olarak bilinen, ancak özünde Erdoğan terör yapılanması olan bu güruha hizmet edenlere de sormak isteriz. Siz, Kurdlere yapılan zulme karşı insanlığınızı askıya mı alıyorsunuz? Kurdlüğünüzü tatile mi çıkarıyorsunuz? Yoksa Kurd olduğunuzu kabul ederek bu zulmün hak olduğunu mu kendinize kabul ettirmeye çalışıyorsunuz? Bu utanmazlıktan ne zaman kurtulacaksınız? Kurdlüğünüze, kimliğinize ve welatınıza sahip çıkmayı ne zaman kabul edecek ve gereğini yapacaksınız? Merak ediyoruz, görmek isteriz.
Her Kurdün, Kurdlüğe yönelik az da olsa içinde bir duygunun kalmış olması gerektiğine inanıyorum. Kurdlüğün onurundan, haysiyetinden, şerefinden ve namusundan bir milim de olsa bir hissin kalmış olması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla bu soruları soruyorum: Siz, Kurdlere yapılan zulmün yanında ne zamana kadar hizmet edeceksiniz?