Yüz yıla yakın bir süredir Türkiye’de zorbalığa dayalı uygulamalarla Kürd halkına soykırım dayatılmış. Türkiye devleti adına, Kürd halkına karşı yapılıyor olan bu zulümün haklı hiçbir gerekçesi yoktur. Türkiye devletinin Kürd halkına karşı yapıyor olduğu zulüm dayatması, faşizmin en iğrenç barbarlığının uygulamasıdır ve soykırımdır.
Türkiye devleti adına yüz yıla yakın bir süredir Kürd halkına karşı sistemli olarak soykırım uygulanıyor.
Bugün, Ak Parti iktidarında, Türkiye devleti adına Kürd halkına karşı yapılıyor olan sistemli soykırım uygulaması, Türkiye’nin resmen devlet olarak tanındığı 1923 yılından bugüne kadar yapılmış olan en çok çirkin, sinsi, kalleş yöntemler içermektedir. Barbarlığın bu düzeyde ve pervazsızca uygulanıyor olması, Türkiye devletinin son çırpınışlarıdır. Bunu görmek için kahin olmak gerekmiyor. Dünya’nın uzak ve yakın tarihi böylesi örneklerle doludur. Durumu görmek istemeyen zihinsel körlere yüksek sesle durumu tekrarla söylemiş olalım.
1923 yılından bugüne yapmadığınızı söyleyebileceğiniz ne kaldı?
Kürd halkının her bireyini tek tek öldürecek misiniz?
Eğer aklınızdan geçen bu ise, bu sapıklığı asla ve asla yapamayacağınızı o kirli ve ucuz faşist zihninizde canlandırın.
İran ile mi birlikte hareket edeceksiniz? Peki sonuç ne olacak? Ben, size söyleyeyim. Türkiye için felaket olacak. Zihinsel körlüğü yaşadığınızı kabul edin. Sonra da uygar normlara uygun insani değerlerin korunması, insani hak ve hukukun da korunması çerçevesinde çözümün Türkiye için tahribattan kurtulmanın tek seçenek yolu olduğunu görün.
Türklük adına bugün Türkiye devletini yönetenlerin, Türklüğün “kalleş” karakterine uygun davrandıklarının görüldüğünü hatırlatalım.
Türklüğün “kalleş” karakterinin kendisini gösterip tanıtması gerekiyor. Tarihin tekerrürünü bize hatırlatıyor.
Yavuz Sultan Selim ile Kürd krallarının anlaşmaları sonucu, İran’a karşı çaldıran savaşı kazanılmıştı. Şimdi Bay Erdoğan’ın İran ile birleşerek Kürd’lere karşı “imha” operasyonu organize etmeye çalışması Türklüğün kalleş karakter yapısına pekte uygundur.
Birinci Dünya Savaşı sürecinde Kürd’ler, Arap’lar gibi işgal güçleriyle anlaşma yapmadıklarından ötürü, işgal güçleri Kurdistan ceoğrafyasını dört buçuk parçaya böldüler. Aynı işgal güçleri Türkiye devletini kurdular ve Kürd halkının özgürlüklerini kazanmasına engel olma görevini de Türk devletine verdiler.
Türklük adına Kürd halkına yapılmış olan kalleşliğin en iğrenç olanı da budur.
Ancak Türklük adına Kürd halkına yapılmış olan çok kalleşlikler vardır.
Tarihi gerçekleri inkar edemezsiniz. Türk’lük adına tarihi gerçekleri yalanlarla saptırmaya çalışabilirsiniz ama tarihi değiştiremezsiniz.
Biz Kürd’ler, sizden sizin kalleşliklerinizden, sizin başka güçlerle işbirliği yapmanızdan korkmuyoruz. Bizi yok edemeyeceksiniz. Bu kalleşliklerinizi biz Kürd halkına karşı beş yüzyıldır hiç utanmadan zaten yapıyorsunuz. Yapmış olduklarınızı size her gün biraz daha fazla bataklığa sürüklüyor. Zihinsel körlüğünüz ile doğruları görmek istemiyor olabilirsiniz.
Tarihi gerçekleri değiştiremezsiniz. Kürd halkını da Türkleştiremezsiniz. Tarihi gerçeklere de esir olmayın. Tarihi gerçekleri olduğu gibi, doğrusuyla tarih kitaplarında bırakalım. Bugünün koşullarına uygun ve insani değerlere bağlı, hak ve hukuk çerçevesinde çözüm oluşturalım ki insanlarımız biribirlerini öldürmek zorunda kalmasınlar. Diğer taraftan Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesine engel olamayacaksınız. Biz güçlüyüz, asla kabul etmeyeceğiz, izin vermeyeceğiz gibi gevezelik söylemlerinden vazgeçin.
İnsanların biribirlerini öldürmeleri size zevk veriyor. Ruhunuz sapıktır. Bunu da biliyoruz.
“Bekaamız”, diyorsunuz ya. Bekaanızı barbarlıkla koruyamazsınız. Bekanız ancak ve ancak Kürd halkının haklarını ve hukuklarını tanımakla mümkündür.
Tarihi bilgilerin doğrusunu tarih kitaplarında tarihe bırakalım. Bugünkü gereksinimleri de birlikte inşa edelim. Bu anlayış çerçevesinde kalıcı çözüm oluşturmak mümkün olur.
Aksi tutumla Türkiye devleti adına yüz yıla yakın süredir yapıyor olduklarınızı yapmaya devam ederseniz eğer, Kürd halkı da kendileri için alternatif oluşturacaktır. Bunu odun kafanıza sokun.
Türkiye devleti adına Kürd halkına karşı ağır suç işlemeye devam ederek Kürd halkını suçlu duruma düşüremeyeceksiniz. Bu tutumunuzla çok daha fazla ahlaki erozyona uğruyorsunuz. Sonuçta Türkiye’de tahribat derinleşir ama olacaklar da değişmez. Bunu görün.
Yüz yıl önce, Kürd halkı, Dünyanın o dönemdeki en büyük gücü olan İngiltere ve Fran devletlerinin öncülüğündeki savaş koalisyonunu karşısına alarak Osmanlı İmparatorluğuyla birlikte hareket etti. Aynı tutumunu Türkiye devleti ile de sürdürdü. Kürd halkı siz Türklerden, karşılık olarak, kalleşlik, zorbalık, zulüm ve soykırım uygulaması buldu. Bugün ise Kürd halkı yüz yıl önce olduğu gibi sizin çirkin, kirli oyunlarınıza aldanmayacak.
Dünya’nın bugünkü güçleri de, sizin, Türklük adına yapıyor olduğunuz çirkin ve kirli ucuz oyunlara aldanmıyor. Zihinsel körlükten kurtulun. Ölüm uykusundan uyanın. Kurt köpeği soyundan gelmediğinizi kabul edin. Daha fazla insanlığa karşı ağır suçlar işlemekten kurtulun.
İnsani değerlere bağlı yaşamayı kabul edin.
Başkalarının hak ve hukuklarını kabul edin.
Türklük adına barbarlıktan vazgeçeceğinizi, başkalarının hak ve hukuklarını kabul edeceğinizi, insani değerlere bağlı ve uygar normlara uygun gerçek Demokratik devlet yapısının çatısı altında yaşamayı benimseyeceğinizi beklemiyorum.
Tarihiniz gibi ruh haliniz de insani değerlerden uzaktır.
Ancak, soylu Kürd halkının asil kültürlerinin gereğini yapıyorum.
Türk olarak yaşıyor olanlarınıza insanlığa dönün diyorum.
Bizim sitenin takipçileri olan asil Kürd soydaşlarımda bunları duysun ve bilsinler.
Sonuç olarak biz doğru olanı tekrarla söyleyelim.
Diğer taraftan Kürdlüğümüze hiç taviz vermeden sahip çıkalım. ,
Kendilerini Türk olarak kabul eden insanlar da bizim sesimizi duysunlar. Bizim, hak ve hukukumuza sahip çıkmamızı “suç” gibi göstermeye çalışan kendi devletlerinin barbarlığını görsünler.
Biz Kürd halkına dayatılmış olan soykırım uygulamasını asla ve asla kabul etmeyeceğimizi, koyun gibi kafamızı kasabın bıçağına sunmayacağımızı bilsinler. Bıçağın kemiğe dayandığını ve isyanımızın temel nedeninin bu olduğunu bilsinler. Biz Kürd’ler kendimize ve haklarımıza sahip çıkacağız. Bunun anlaşılması gerekir.
Bi dil é Kurdistani bimînin di xweşîyé da.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin