Derdi kederi hükmetmeye yönelmiş bedenime.
Yüreğimi daraltıp nefesimi tıkatmış gibi.
Beynime saplanmış bir ağrı ya da sancı.
Mengene gibi sıkıyor kafamın tasını.
Ağrı değil sancı da.
İsyan’a yöneltecek gibi, aman ha.
Öfke bu.
Ağrı’yı sancı’yı aşan.
İsyan’a yöneltecek şiddetli bir öfke bu.
Kar etmez ki isyan.
Öfke bu.
Yüreğime saplanan ihanet sözlerinden kaynaklanan.
Davul çalar gibi gümbür gümbür hoplatıyor göğsümün kafesini.
Kulaklarım şişmiş, hesapsız ucuz iftira yaygaralarıyla.
Midem’de sancı’ya dönüşüyor yediğim içtiğim.
Her lokma her yudum ihanet kelamına dönüşüyor
mideme ulaşmadan.
Gözlerim yorgun artık.
Yorgun gözlerim yollara bakmaktan.
Cehalete göndereceğin dermanı aramaktan.
Gözlerim yorgun artık xwedano.
Alem senin.
Cihan senin.
Karar senin.
Derdi benim.
Kederi benim.
Ağrısı benim.
Sancısı benim.
Derdi, kederi, ağrısı, sancısı vız gelir katlanırım.
Cehaletin doğurduğu ihanet ateşi zor geliyor.
Zor geliyor xwedano.
Çare ver sen derman olsun xwedano.
Öfke’yi, isyanı yenmem için derman ver xwedano.
Derman ver bunu da aşayım xwedano.
Hüseyin Baybasin,
Nisan 2007