Türkiye Devleti’nin faşist yöneticilerinin sadist duyguları tatmin olacak diye yirmili yaşlarında gençlerin ölmeleri gerekmiyor. Ölenler geri gelmeyecekler.
Türkiye Devleti’ni yöneten ruh hastası olan Lider’den ve onun soyguncu kan emici şebekesinin korkusundan emir kuluna dönüşen zavallılar sürüsünün görevlerini yapamıyorlar, dürüst olamıyorlar diye, halka doğruları söyleyemiyorlar diye her gün bu genç insanların ölmeleri gerekmiyor.
Türkiye Devleti’ni yönetenlerin işlemiş oldukları suçlar ortaya çıkmasın diye Türkiye’nin savaş bataklığına gömülmesi gerekmiyor.
Türkiye Devleti’ni yönetenler Esad rejimiyle sürekli olarak görüştüler. Türkiye’nin Afrin saldırısından hemen önce ve sonrasından bugüne kadar Cumhurbaşkanı, Başbakan, bazı Bakanlar ve General düzeyinde askeri görevlilerin sürekli olarak Suriye sınırına gitmeleri de Suriye’nin Esed rejiminin yetkilileri görüşmeleriyle ilgilidir.
Dışişleri Bakanı Bay Çavuşoğlu’nun Rusya, İran ve Irak’a birçok kez gidip Suriye tarafında Kürd koridoru yerine Türk koridorunu oluşturmak için yardım istemesi işe yaramadı. Cumhurbaşkanı’nın bizzat Rusya ve İran liderleriyle telefonla görüşmeleri de işe yaramadı.
ABD, Rusya, İran gibi bütün Dünya da Türkiye’nin Afrin’e saldırısının sınır güvenliği ile hiçbir ilgisinin olmadığını çok iyi biliyorlar. Aynı çevreler YPG’nin elinde olan işid terör örgütünün Türkiye vatandaşı olanların ve Türkiye ile işid ilişkisini yürüten yabancı uyruklu işid teröristlerinin sayısını ve ifadelerini çok iyi biliyorlar. Dolayısıyla Türkiye’nin büyük çapta askeri güçle Afrin’e yürümesinin nedeninin Afrin’deki kahraman Kürd kadın savaşçılarının korkusundan değil de Afrin’deki işid teröristlerini kurtarma olduğunu da bütün Dünya biliyor. Gerçi Türkiye’nin özel kuvvet veya bilmem ne kuvvet güçleri, kararlı ve bilinçli kahraman Kürd kadın savaşçılarının diz çökmek zorunda kalacakları da bir gerçektir.
Türkiye halkı kendilerine yeni bir yönetim kadrosu oluşturarak bugünkü faşist, sadist, soyguncu, sorumsuz, korkak ve yıkıcı yönetim şebekesinden kurtulmaları şarttır.
Sonra da uygar insanlar gibi düşünüp Kürd halkıyla hak ve hukuka saygı temelinde Kürd sorununa çözüm bulmalıdırlar. Sonra da Türkiye’nin Kurdistan Devleti’nin iyi komşusu olması için çalışın.
Bu kadar basit. Başka da alternatif yoktur. On yılda sürse yüz yıl da sürse, sonuç budur. Ne kadar uzun sürerse o kadar çok genç insanlar ölür. Tahribat derinleşir. Bugün Türkiye’yi yöneten soyguncu şebekesinin ve ortakları olan sübyancı bozuntusunun yalanlarına kanmayın.
CHP’nin yöneticisinin boşboğazlıklarına da aldanmayın.
Yeni kadro, yeni vizyon ve yeni siyasi oluşum, Türkiye’nin ihtiyacı budur.
Kürd halkı olarak haklarımıza sahip çıkmalıyız.
Bazı siyasi hareketlerinin kusur ve eksikliklerinden ötürü ulusal davamıza sakın sırtımızı dönmeyelim. Aksine daha çok kararlılıkla ulusal davamızın hepimize ihtiyacı olduğunu anlayalım ve görevimizi yapalım.
Ne kadar çok ulusal haklarımıza sahip çıkarsak o kadar çok ve çabuk hak sahibi oluruz.
Kurd u Kurdistani düşünün, çözüm için üretken olun.
Dem xweş.
22-02-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin