YAPILAN SALDIRI KURDİSTAN BAYRAĞINA YÖNELİK DEĞİL, KURDLÜĞE SALDIRIDIR

0
1196

Kurdistan bayrağı 1946 yılında Kurdistanî liderler tarafından Kurdistan bayrağı olarak kabul edilmiş olan bayraktır. Her Kurd bireyinin yüreğinde saygın bir yeri vardır. Ayrıca Kurdistan bölge hükümetinin resmi bayrağıdır. Ankara’nın merkezinde resmi temsilcilikte Kurdistan bayrağı dalgalandı. Bay Erdoğan, Sayın Mesut Barzani ile beraber Diyarbakır’da konuşma yaptığında Kurdistan bayrağı da orada Türk bayrağının yanında dalgalanmıştı. Ala rengin resmi bir bayraktır.

Türkiye devletinin resmiyetini kabul ettiği bayraktır.

Nasıl ki Türkiye’de başka ulusların bayrağı kabul görüyorsa, bu da Kurd ulusunun bayrağı olarak kabul görmüştür.

Çirkin hareketlerle bu bayrağı elinde ve iş yerinde bulunduran insanları barbarca gözaltına alıp incitmek Kurdlüğe saldırıdır. Kurd bayrağından ziyade Kurdlüğe saldırıdır.

Diyarbakır’da asil gençlerimiz bayrak gününde balonlarla Kurdistan bayrağını havaya uçurmuşlar diye onların evleri ve iş yerleri barbarca basılmış, evlerinde tahribat oluşturulmuş, eşyaları kırılmış, kendilerine saygısızca davranılıp gözaltına alınmış.

Bunların sonrasında Türkiye’nin mevcut kanunlarına uygun olarak kurulmuş Kurdistanî partilerin binasında da bu bayrak bulunuyor diye onların da iş yerlerine basmış ve bu değerli insanları barbarca gözaltına almışlar.

Bundan bizim iki ders çıkarmamız gerekir.

Birincisi bize ne kadar eziyet edilirse edilsin, bize ne kadar zulüm yapılırsa yapılsın, bize nasıl bir zulüm ve sistemli soykırım uygulanırsa uygulansın.

Bizim kimliğimiz vardır, asla da yok olmayacaktır.

Kimliğimiz gibi bizim welatımız vardır ve adı Kurdistan’dır.

Bizim bayrağımız vardır ve adı Ala Rengin’dir. Sizin saldırdığınız bayraktır.

Bizim dilimiz vardır ve adı Kürdçe’dir.

Bizim ulusal marşımız vardır ve adı Ey Reqip’tir.

Hiçbir şekilde, hiçbir güç, hiçbir dayatma ile zorbalıkla bundan bizi vazgeçiremeyeceksiniz. Herkesin kafasına bunun kazılması lazım.

 

İkincisi, Kurdistan toprakları üzerinde işgalci olan güçler açısından bizim yaptığımızın yasal olup olmaması veya yapacaklarında haklı olup olmamaları işgal güçleri için bir değişiklik arz etmiyor. Onlar için önemli değil.

Biz kimseye kendi kimliğinden, ırkından dilinden dolayı kültürümüzden inancınızdan ulusal çizginizden vazgeçin demiyoruz.

Biz diyoruz ki siz karışık bir toplum içerisinden bir millet oluşturarak bizim topraklarımız üzerinde egemenlik kurmuşsunuz. Bu sonsuza kadar gitmeyecek. Bunun devam etmesi için bize zulümle soykırım uyguluyorsunuz. Bunları yüksek sesle söylememiz gerekiyor ve çalışmalarımızı güçlendirmemiz gerekiyor. İşgal güçleri bizi kabul etmek zorunda kalırlar. Resmiyette Türkiye’nin kanunlarına göre de Kurdistan bayrağı olarak kabul edilen bayrağı bunu taşıyan ve balonlarla havaya uçuranlara, iş yerlerinde bulunduran insanlara saldıran bu sapık ruhlu ve zihniyetli terör devletlerinin tutumunu nefretle şiddetle kınadığımızı belirtiyoruz.