Son günlerde sosyal medya başta olmak üzere bazı medya kuruluşları ve basın mensupları, bazı serseri soytarı takımı kişilerin adlarıyla benim adımı kıyaslayarak yorumlar yapıyorlar. Benim yer altı diye tabir edilen yaşam tarzı ile veya öylesi yaşam tarzını benimseyen kişiliklerle hiçbir bağım ve benzerliğim olamaz, olmamıştır. Geçmiş dönemlerde Türkiye’de bazı basın yayın mensubu bireyler, devlet yöneticilerinin ve devlet politikasının korkusundan veya bana karşı kendi şahsi siyasi görüşlerine uygun olarak öylesi çirkin ithamda bulunmaktan utanmamışlardır. Bunlar bilinmelidir. Bazıları da benim yaşam tarzımı, siyasi görüşlerimi ve özellikle de Türkiye devlet yöneticilerinin pisliklerini deşifre ettiğimden ötürü, benim duruşumu hazmedemedikleri için beni yeraltı dünyası kişilik karakterleriyle benzer tanımlamalar da bulmuş olmaları kendi seviyesizlikleri, terbiyesizlikleri ve korkaklıklarından ötürüdür. Benim öylesi bir yaşam tarzıyla bir bağım ve ilişkim olmadığı gibi öylesi bir yaşam tarzını da asla tasvip edemem. Devletin gücünü kullanarak başkalarının malına göz koyup, zorla el koymayı alışkanlık edinmiş olan ve benzeri yöntemlerle başkalarının malında gözü olan, başkalarının malını ellerinden almaya çalışan, kendilerini kabadayı olarak lanse eden, kişilik bozukluğu olan kişileri ve yaşam tarzını asla doğru bulmadım. Böylesi bir yaşam tarzını da asla doğru bulmam. Öylesi yaşam tarzını benimseyenler de benim için serseri takımıdırlar.
İnsanlarımızın geçimlerini, kendilerini geçindirebilmek için kendileri çalışarak veya ahlaki prensiplere uygun, iş kanunlarına ve ticaret kanunlarına uygun çalışmalarla kazançlarını elde etmeleri Kürd kültürünün ve asaletinin gereğidir. Yani bizim insanlarımız ahlaki prensiplere uygun gerçek devlet yönetiminin olduğu ülkelerde yaşıyorlarsa o ülkelerin kanunlarına da uygun ticaret yapmaları, iş yapmaları, çalışma yapmaları ve para kazanmaları Kürd kültürünün ve asaletinin de gereğidir. Türkiye devletinin çatısı altında yaşamak zorunda kalmış insanlarımız, İran devletinin, Irak devletinin ve Suriye devletinin çatısı altında yaşamak zorunda bırakılmış insanlarımızın, kanunların olmadığı bir ortamda kanunlara uygun davranmaları mümkün değildir. Bunun da bilincindeyim. Dolayısıyla diyorum ki; ahlaki prensiplere, Kürd kültürüne ve asaletine uygun çalışma ve işler yapmaları en doğru olandır. Ben böyle yaşadım ve böyle çalışmalar yaptım. Kendi geçimimi de kendim kazanarak sağladım. Ayrıca uygar normlara, demokratik modern yasal sistem ve kanunlarla yönetilecek devlet yönetim işleyişi benim için zorunlu olan gerekliliktir.
Saygıdeğer takipçilerimizin bilgilerine.
Saygılarımla,Hisên Baybaş