Türkiye devleti, Kurd Halkına yönelik alçakça zulüm ile barbarca SOYKIRIM uygulamasını, ne acıdır ki Kurd Halkını kullanarak sürdürüyor. Faşist bir devlet yapısının işgali altında yaşamanın ezikliği bir yana, bu faşist ve barbar yapıya, bizim soyumuzu kurutsun diye hizmet etmeyi, kendimize çocuklarımıza, Halkımızın gelecek kuşaklarına ve insanlığa nasıl izah edeceğiz.(?)
Faşist işleyişiyle barbarca zulüm uygulamasıyla soykırım dayatmış olan faşist Türkiye devletine karşı kendilerini Türk olarak kabul edenler, kendi gelecek kuşaklarına nasıl bir miras bıraktıklarının bilincinde midirler? …
Kurd halkı adına, kahraman Kurd gençlerini en ileri uzman eğitimle faşist Türkiye devletini “demokratik devlet yapısına dönüştürmek” amacıyla savaşa sürükleyen siyasi hareket mensubu üç Kurd genci on gün kadar Kurd genci Lice-Kulp genç üçkenin’in arasında yaralı olarak Kurdistan’ın kutsal topraklarını işgal etmiş olan faşist, barbar Türkiye devletinin ahlaksız zorba silahlı güçlerine esir düşmüşler.
03- Mayıs- 2018 tarihinde, barbar devlet görevlileri bu üç Kurd gencin aile’lerini aramışlar ve “gelin cenazelerini alın” demişler. Aile’lere verilmiş olan adres Malatya adli tıp morgu.
Avukatlarıyla birlikte aynı gün Malatya’nın adli tıp morguna giden aile’ler, cenazelerini alabilmek için – teşhis – bölümüne geçmişler. Her üç Kurd gencinin bedenlerinden aynı tip yaralar olduğunu fark etmişler. Adli tıp doktorundan bunun nedenini sormuşlar. İnsanlığın ahlaki değerlerine ve doktorluk mesleğinin yemin ve etik kurallarına saygılı olduğunu söyleyen Malatya adli tıp doktoru, “bu cenazelerin organları alınmış” diye izah etmiş.
Aynı doktor, “bu cenazeler morga teslim edildiğinde bunların tüm organları alınmıştı, biz sorumlu olmamak için tutanak tuttuk” diye izah etmiş. Türkiye devleti faşist ve barbardır. Bunları da yapar. Bunları yazarken sürekli midem bulandı. Son iki yıldır
buna benzer bilgiler alıyorum. Bu bilgi bana bugün ulaştı. Telefonla Türkiye’de üç ayrı avukat aradım. İki doktor aradım. Kurd gençlerinden birinin Leyla Çapın adında Muş’lu olduğunu, babasının hapiste olduğunu, diğer genç’lerden birisinin Ağrı, diğerinin Van’li olduğunu söylediler. Leyla 33 yaşında bir Kurd kahramanıdır. Diğer iki gencimiz gibi Kurdistan welatını barbar işgal güçlerinden kurtarmak amacıyla, büyük bir inanç tutkusuyla canlarını feda eden her insan Kurdistan şehididir.
Faşist Türkiye devletini yöneten barbar’lara: 1923 yılında resmileşen devletinizin yarısı, işgal ettiğini Kurdistan toprağıdır. Kendi topraklarında yaşayan Halkımıza yönelik barbarca zulüm uygulamalarınızla korkutup sindirdikleriniz, kendiniz gibi çirkefleştirdikleriniz gibi kendinize köle olarak Türk’leştirdiğiniz çok küçük bir zümre var. Halkımızın büyük çoğunluğu, Dünya’da eşi benzeri bulunmayan üstün yetenekli, insani değerlere bağlı onurlu insanlardan oluşmaktadır. Bunu unutmayın.
Soylu Kurd Halkı, bu üstün ayrıcalıklı meziyetlerinden ötürü, sizin tüm kirli zihniyetinize, barbarlıklarınıza rağmen, size, birlikte uygar koşullar çerçevesinde yaşamak için kucak açtı. Sizler, soysuzluğunuzun gereği olarak Halkımızı yok etmek için yağmadığınız barbarlık kalmadı. Barbarca zulmünüze karşı çıkan şerefli insanlarımızın organlarını kullanmak amacıyla, onları bilerek katlediyorsunuz. Bu barbarlıklarınızın yanınıza kar kalacağına inanmadığınızı çok iyi biliyorum. Bu korkuyla, Kurd Halkını tamamen yok etmeye odaklandığınızı da biliyorum.
Kurd gençlerini katlederek, organlarını çıkarıp parayla satacak düzeyde iğrençleştiğinize göre, sonunuz yakındır.
Hitler faşizmi, Yahudi asıllı insanları deneylerde kullanıp katlediyorlardı. Ak Parti ve Erdoğan faşizmi, Kurd asıllı insanları katledip organlarını çalıyorlar. Hitler ve Erdoğan arasındaki fark budur.
Kendilerini Türk olarak kabul edenler bu barbarlığa hayran mıdırlar?
Türkiye devleti’ni yöneten barbarlar, Türkiye’nin demokrasi sorununun olduğuna inanıyorlar mı?
Türkiye’nin demokratikleşmesi rüyasına-sevdasına veya aldatmacasına, daha kaç Kurd gencinin can ve organları kaç Kurd ocağına yıkım getirecek?
Türkiye’nin dinsiz, imansız ahlaksız Diyanet İşleri Başkanı bu barbarlığı alkışlıyor mu?
Faşizmin kölesi haline dönüşmüş olan Türkiye’nin siyasi partileri ve uyduruk parlamentosu bu barbarlığı araştıracaklar mı?
Türkiye’de bu barbarlığa rağmen devlet varlığından söz edilebilinir mi?
Kurd Halkı adına siyaset yürüten parti veya şahıslar, Kurd Halkı için Bağımsızlıktan başka hiçbir seçenek olmadığını, bu barbarlar ile bir çatı altında yaşanamayacağını yüz yıl sonra da olsa, kabul etmeleri gerekmiyor mu?…
Kendi payıma düşeni söyleyeyim:
Bu zulümleri, barbarlıkları unutmayacağım. Kin ve nefret öfkesiyle yolumu şaşırmayacağım.
Kurdistan welatını zorla işgal etmiş faşist güçlerin oyunlarına yenilmeyeceğim.
Bi sond a navê xweda, Kurdistan Birleşik Devletlerini resmileştireceğim.
Yekîtîya Dewletên Kurdîstan’ê êş u birînên minin.
Kurdistan şehitlerinin aile’lerinin acıları, yaraları ve ağrıları, benim acılarım, yaralarım ve ağrılarımdır.
Kurd xweda’ya yemin olsun, Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştirerek Halkımıza cevap olacağız.
Bu kararlılıkla soylu Halkımızın dualarına muhtacız.
Kod Adı: Serdem Pir
Adı Soyadı: Adem Aytış
Doğum Yeri: Van
Anne – Baba Adı: Simonperi – Yakup
Şehadet Tarihi ve Yeri: 27 Nisan 2018 / Medya Savunma Alanları
Kod Adı: Sema İntikam
Adı Soyadı: Zühre Yarıcı
Doğum Yeri: Ağrı
Anne – Baba Adı: Dilber – Abdulbahri
Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Nisan 2018 / Amed
Kod Adı: Asmin Gelawej
Adı Soyadı: Leyla Çapın
Doğum Yeri: Muş
Anne – Baba Adı: Saliha – Abdurrahman
Şehadet Tarihi ve Yeri: 19 Nisan 2018 / Amed
04-05-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin