Sürgünde hayata veda eden Ahmet Kaya, sadece bir sanatçı değil; halkların eşitliği, özgürlüğü ve kendi dilinde şarkı söyleme hakkı için bedel ödemiş bir yürek oldu. Onun devrimci duruşu, cesareti ve “Kürdistan’da özgürce Kürtçe şarkılar söyleme” arzusu, bugün hâlâ milyonlara ilham vermeye devam ediyor.
Aradan yıllar geçmesine rağmen, Kürtçeye yönelik tahammülsüzlüğün tam anlamıyla aşılmamış olması, Ahmet Kaya’nın mücadelesinin ne kadar haklı ve ne kadar güncel olduğunu bir kez daha gösteriyor.
O, bu topraklarda bir halkın dilini, kültürünü ve şarkılarını savunduğu için hedef gösterildi; bugün hâlâ aynı sorunların yaşanıyor olması ise bizlere büyük bir yüzleşme zorunluluğunu hatırlatıyor.
Devletsizlik acı yüzünü bir kez daha gösterdi. Bu amaçla Kürdistan birleşik devletleri hükümetinin kuruluş gayesi bir kez daha önemini gösterdi. Yılmadan yorulmadan bize sürgünleri dayatan işgalci Cumhuriyet Türkiye’sinin topraklarımızdan çıkarıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Ya onurlu bir barışı kabul edip 100 yıldır yaptıkları zulmün ve tahribatın bedelini ödeyecekler yada defolup gidecekler başka yolu yok.
Ahmet Kaya’nın sesi susturulamadı.
Onun şarkılarında büyüyen kuşaklar, özgürlüğün ve kendi kimliğinin değerini ondan öğrendi.
Ruhu şad olsun.
Şarkıları, direnişi ve hakikat arayışı yaşamaya devam ediyor.