Cumhuriyet Türkiye’sinin kuruluşundan bu güne Kürt halkının üstüne dayatmış olduğu baskı ve zulüm dayatması sonucu milyondan fazla insan katledildi. Zilan, Şeyh Said, Koçgiri ve Dersim katliamları bazı örneklerdir. PKK hareketiyle başlayan süreçte yaşanan zulüm bizim jenerasyonumuzun maruz kaldığı dayatmadır. Biz Kürdistan’lılar katlediliyor olmamızın tek nedeni kendi baba topraklarımızda, kendi kimliğimizle yaşamak istediğimizdendir. Zorla asimilasyon politikası soykırımdır. Katliamlar için bile Dünyayı yönetenler büyük ses getiren çalışmalar yapıyorlarken, ancak dünyayı yönetenler ve Birleşmiş Milletler Kurumu yetkilileri korku filmi izler gibi Kurdistan halkının maruz kaldıkları soykırım zulmünü izlemeye devam ederken, Türkiye devleti ile çıkar ilişkilerini sürdürüyorlar. Böylece Kürdistan halkına Türkiye Devletinin dayatmış olduğu soykırım zulmüne ortak oluyorlar.
Kürdistan halkının maruz kaldığı soykırım zulmü, insanlığın uygarlık tarihinin en kirli sayfasıdır. Yüzyılı aşan bu zulüm sorumluları mutlaka cezalandırılacaklardır. Kimse bu suçların işlenişinden ötürü dünyanın sonuna kadar bu suçluluktan, cezalandırılmaktan kurtulacaklarını sanmasın. İnsanlık tarihi bu kirli sayfayı örtbas edemeyecektir. Cumhuriyet Türkiye’sinin faşist yapısını uygar olarak tanımlamaya çalışan çevreleri de Kurdistan halkının maruz kaldıkları insanlık suçlarının sorumlularıdırlar. Bunu bilmeleri gerekir. Türkiye devleti zorla savaştırdıkları vatandaşların yüzde sekseni Türk bile değildirler.
Kürt halkı kendi özgürlüklerini mutlaka sağlayacaklardır. Ancak korku ve fırsatçılık nedeni ile Türklüğün adına, faşist Türkiye’nin Kürtleri imha politikasına hizmet edenler, nasıl insan gibi yaşayabilecekler. Bunu kendilerine sormaları gerekir. Türk olmayıp Türk Devletinin dayatmasıyla Kürt halkına imhayı dayatan bireyler arasında Kürtler de vardır. Türk Devletinin faşist politikasına hizmet edenler, kendi vicdanlarıyla nasıl barışık olabileceklerdir? Bunu da kendilerine sormaları gerekir.
Bizi yaratana inananlar, Xweda’ya inananlar, nasıl oluyor‘da aynada kendilerine bakabiliyorlar, ben şaşırıyorum. Bunu kendilerine sormalarını isterim. Faşist Türk devletinden menfaat sağlayanlar zulüm ile abad olduklarını ve sonlarının berbat olacağını bilmelidirler. Beyinlerin’de, kalplerin’de zulüm’e ortak olduklarını bilmeleridirler. Suçlu olarak da öleceklerdir. Bunu kendilerine hatırlatmak gerekir. Bu süreçte katledilen insanların yakınları ki, buna Türklük adına kürtlüğe zulüm’e ortak olanlar ve Türkiye de yaşamayan çevreler’ile dünyayı yöneten güçler de dâhildir. Yaralanıp sakat kalanlar ve yakınları zorla göç eden insanlarımız arasında gönüllüler, kendiliğinden öne çıkıp hapishaneler de rehin tutulanlar ve yakınları başta olmak üzere, müşterek hareket ederek; Kürtlere karşı kirli savaşın bitmesini sağlamak amacıyla çalışmalar yapmalıdırlar. Türk ve Türklük adına mağdur olanlar, Cumhuriyet Türkiye’sinin faşist politikasına hizmet ettiklerinden ötürüdür ki; mağdur olmuşlardır. Başka mağdurlar olmasın diye bu savaş Türkiye’ye Türklüğe hiç kazanım getirmeyecektir diye, bu kirli savaş gereksizdir diye ve anlamsız diye, Kürtler bitmeyeceklerdir diye, Kürtler Türkleşmeyeceklerdir diye, Türkiye’nin faşist dayatma politikası son bulmalıdır! Demelidirler ve bunu sağlamaya öncülük yapmalıdırlar. Türkiye’nin Kürt halkına dayatmış olduğu soykırım dayatması son bulmalıdır. Bu nedenle başka insanlar ölmesin, başka insanlar sakat kalmasın, başka insanlar hapishanelerde işkenceler altında çürümesin, başka insanlar zorla topraklarından göç etmesinler. Türkler ve kendilerini Türk kabul edenler kendi ülkelerinde huzur, barış, güven refah içinde yaşasınlar, Kürtler de kendi baba topraklarında hakları olan uygar yaşam düzenini inşa etsinler.
Bu kirli gereksiz ve anlamsız savaşı, bu savaşın mağdurları olarak barışı inşa edelim. El birliği ile güç birliği ile bu kirli savaşı bitirelim. Türkler bilsinler ki: kendileri Kürtlerin haklarına saygılı olacakları oranda, Kürtlerin de aynı oranda kendi haklarına saygılı olmalarını bekleyebilirler. Bay Erdoğan ve çevresi asla bizi yaratanın affından yararlanamayacaklar. Bay Erdoğan ve onun gibileri inandıklarını söyledikleri cennete asla gidemeyeceklerdir. Cehennemde bile yerleri olamaz. Bizi yaratan zulüm edenin yanında olmayacaktır. Cennet gibi ülkemizi cehenneme çeviren faşist zihniyet melek gibi halkımızı teröriz’e ederek başarıya ulaşamaz. Bizi terörize eden Türk zihniyeti teröristtir. Bizi kriminilaze eden aynı devlet kriminal devlettir. Bu gidişi durduramazsak sonuç Türkler ve Türkiye için felaket olacağı gibi, bölge ve dünya içinde barış ve güvenlik tesis edilmez, edilemez. Bu nedenler den ötürü ekonomik ve siyasi istikrar da oluşmaz, oluşturulamaz da. Mağdur ailelerinin öncülüğünde akılcı ve adil çözüm şarttır. Bu yazımızın amacı bu hususa dikkat çekmektir. Türklük adına mağdur olmuş savaşa zorla katılarak Kürt halkını mağdur etmiş ve mağdur olmuş olan Kürt halkının insanları göç etmeye zorlanmış. Bu çevrelerin içerisin ‘den de gönüllüler olmalıdır ki; bu mağdur aileleri adına öncü bir hareket başlatmalıdırlar ve bu kirli savaşı sonlandırmalıdırlar. Kürt halkının da temel insani haklarını edinmeyi sağlamaya yardımcı olmalıdırlar.
Dilerim bir anlam ifade eder bu yazımız.
Saygılarımla,
Hüseyin Baybaşin