Avrupa yapılanmasını araştırırken, öğrendiklerim midemi bulandıracak düzeydedir. Süleyman Günyeli adında bir kişinin yaptıkları, yetkili çevrelerle sürekli olarak konuştuğumuz bir konu haline gelmiştir. Bu adam gibi başka kaç kişi olabileceğini merak ettiğimizi defalarca dile getirdik. Ancak ne yazık ki, ajanlara karşı etkili bir çalışma olmadığını görmek rahatsız edicidir. Brüksel’de oturan, bilgili, eğitimli ve deneyimli insanlar neden bu kadar sorumsuzca davranıyorlar, artık merak etmiyoruz. Çünkü bu insanların ucuz hesaplarla kendi çıkarları için çalıştıkları açıktır.
Günyeli’nin yaptıklarını birçok kişiden dinledik. Çevresindeki diğer ajanların da düşmanların eliyle faaliyet gösterdiğini, özellikle Kürt dernekleri ve gençlerini kullandıklarını genişçe izah ettik. Bu çirkeflikleri düzeltsinler diye bekledik, ama sonunda isimleri açıklamaya karar verdik. 1995 yılının 24 Aralık günü, Hollanda ve Belçika sınırında tuzak olduğu sonradan anlaşılan bir şekilde esir alındım. Bu konuda dava dosyalarımızda yeterli belge vardır. Daha sonra bir yıl kadar ev hapsinde kaldım. 27 Mart 1998 tarihinde tekrar hapishaneye atıldım ve tamamen tecrit edildim.
Bu olaylarla ilgili ciddi bir suçlama dahi olmadığını Hollandalı yetkililer kabul etmiştir. Hollanda’da gösteriler yapılmış, birçok parlamenter bu davayı kınamış ve protesto etmiştir. Ancak Avrupa’daki yapılanma benim aleyhime iftiralar ve yalanlarla zarar vermeye çalışmaya devam etti. Cuma Tak, diğer adıyla Süleyman Günyeli, Londra olaylarında Uğur Dündar ve Saygı Öztürk gibi gazetecilerle koordineli çalışmıştır. Bu kişinin Fransa’da da birçok kirli oyunun içinde olduğu bilinmektedir.
Avrupa yapılanmasının yöneticilerine soruyorum: Çirkeflik yapan ajanları neden koruyorsunuz? Bu pislikleri temizlemeye niyetiniz yoksa, halkın bunları görmesini sağlamalıyız. Brüksel’deki yetkililer, yalan iftiralarla Londra’da benim aleyhime açıklamalar yaptı. İngiliz polisine verdikleri ifadeler tamamen iftiradır ve dosyada mevcuttur.
Avrupa’daki yönetici arkadaşlarla konuştuğumda, Süleyman Günyeli’nin artık onlarla bir ilişkisi kalmadığını söylediler. Ancak bunun yalan olduğunu biliyorum. Günyeli, bana ve aileme saldırmış, bugüne kadar bana açıklama yapılmamıştır. Bu konunun hesabını soracağım ve Kurd halkı adına da mücadele edeceğim. Avrupa’daki yetkililere sesleniyorum: Yaptığınız pislikleri temizlemezseniz, yeriniz lağım çukurlarıdır.
Bugüne kadar yaptığınız zulümlere sessiz kaldım ama artık bu sessizlik bozulacak. Kurd halkının mücadelesine zarar veren ajanların ipliğini pazara çıkaracağım. Avrupa’da yaşayan kirli ilişkilerinizi biliyorum ve bunları gün yüzüne çıkarmaktan çekinmeyeceğim.
Ben Diyarbakırlıyım, Licêliyim ve bugüne kadar yaşadıklarım herkesin malumudur. Sizden geri adım atmamı beklemeyin. Gerçeklerin ortaya çıkması için mücadelem sürecek ve bu karanlık perdeyi hep birlikte kaldıracağız.