Kurd u Kurdîstan davasına hizmet etmek, her Kurd bireyinin görevidir. Bunu da birlikte, Birinci Dünya Savaşının bitmesiyle, İngiliz ve Fransız’ların öncülüğündeki egemenlerin, Kurdîstan topraklarını parçalara bölüp, kendilerine bağlı olup, Osmanlı’ya karşı savaşanlara pay etmelerinden sonra, Kurdîstan’da Kurd egemenliği, Kurdlerin hak ve hukuklarına sahip olmalarına, koruyup yön vermeleri yok oldu. Egemenlikleri ellerinden alınan Kurdler, her türlü hakları da, yeni işgalcilerin ellerine geçti.
Yüz yıla yakındır ki, Kurdîstan’da işgalci olan Devletler, Kurdleri kendi çıkarlarına göre yönlendiriyorlar. İşgalciler, zorla kendi ve tarihlerini, Kurdlere öğretiyorlar.
Kurd dil ve tarihini, Kurdlere unutturmayı hedefleyen çalışmalar yürüttüler. Kurdîstan’da işgalci olan Türkiye’nin politikaları, nasıl Kurdleri Türkleştirmeye yönelik uygulandı ve uymayan, direnip karşı çıkan Kurdleri barbarca cezalandırdıysa, İran, Irak ve Suriye de Kurdlere yönelik aynı barbarlıkları uyguladılar. Detaylarını her Kurdün bildiği barbarca uygulamanın başını, Türkiye çekiyor. Bugün bile bu durum aynıdır.
Bilinen bu zorluklardan dolayı, maalesef bazı soydaşlarımız, Kurdlük bilincinden yoksun kalmışlar. İşgalciler tarafından katledilen, sakat bırakılan, hapsedilen ve zorla sürgün edilen, mecburen göç eden Kurdlerin sayısı milyonlarcadır. Ayrıca, işgalcilerin korkusundan ötürü susmuş, boyun eğmiş veya işgalcilere bağımlılığı kabul etmiş olan Kurd nüfusu da milyonlarcadır. Kurdîstan’da yaşıyor olan soydaşlarımızın bazıları da, Kurd u Kurdîstan davasına hizmet adına, işgalcilere hizmet etmeyi esas alan çalışmalarla siyaset yapıyor olmalarından dolayı Kurdlükten uzaklaşmış olan milyonlarca soydaşımızın varlığı da gerçektir.
Bu durum karşısında, Kurd u Kurdîstan davasına hizmet etmek her Kurd’ün görevi ise de, bunu gerçekleştirmek kolay olmayacak. Bu nedenle, Kurdlüğünden kopmamış, boyun eğmemiş, Kurdîstan işgalcilerine bağımlı hale gelmemiş olup, Kurdlüğünün bilincinde olan, korku duygusunu aşmış her şerefli Kurdlere “iş başına” demek zorundayız.
Kurd u Kurdîstan davasını Bağımsızlıkla taçlandırmak zorundayız. Buna inanan her şerefli soydaşımızın yapabilecekleri vardır.
Kurdîstan Birleşik Devletleri’ni inşa edip resmileştirmek amacına hizmet için 24-Temmuz-2018 yılında Hükümet kurulmuştur. Bu proje, yeni bir vizyonun yeni Kurdîstani siyasi hareketidir. Bu hizmet kervanına katılmak, Kurdîstan Birleşik Devletleri’nin resmileşmesinin, Kurdler için tek kurtuluş yolu olduğuna inanmakla mümkündür. Bizimle çalışan soydaşlarımız, bu inancın kararıyla yaşıyorlar.
Çalışmalarımız, bu inançla ve kararlılıkla başlamış olup hedefine ulaşacaktır.
Bizimle çalışmak isteyen soydaşlarımızla görüşüyoruz. Çok seçici davranıyoruz. Beraber çalışmak için anlaştığımız arkadaşlarımızla birlikte yürüyoruz.
Bizimle çalışmak isteğiyle, bizimle görüşmüş olan bazı soydaşlarımız, bizi, inandığımız çerçevenin dışındaki alanlara sürüklemeye çalıştıklarını gördüğümüzden dolayı, kendileriyle çalışamayacağımızı kendilerine izah ettik. Bu kategorideki soydaşlarımızın hepsi çok değerlidirler. Hepsinin görüşleri ve bizden beklentileri de iyi niyetlidir. Samimiyetlerinden de hiçbir şüphemiz yoktur. Bunları belirtmekle birlikte, Kurd u Kurdîstan davasının Kurdîstan Birleşik Devletleri’nin resmiyet kazanmasıyla taçlanmasına inançla hizmet etmeyi kabul etmeleri gerekiyor. Bu, ön şarttır. Diğer şartlar ve görevlendirmeler, Hükümetimizin görevlilerince bire bir konuşulur.
Bizler, bu projeyle hedefe yürüyoruz ve başarının kesin olduğuna inanıyoruz.
Ölümlerimizi de bu amacın hizmetinde değerlendirmek kararındayız.
Bazı çalışmalarımızın geciktiğinin farkındayız. Ancak, kararlılığımızda ve yöntemlerimiz gibi hedeflerimizde bir değişiklik yoktur ve olmayacaktır.
Elbette ki çalışmalarımıza katılmak isteyen soydaşlarımızla görüşmelerimiz devam edecek.
Bu proje, şahsımın koordinesiyle yürüyor. Gecikmeler, içinde bulunduğum koşullardandır. Son iki haftadır, Kurdîstan Birleşik Devletleri Anayasasının son şekli olan kitap-klasör üzerinde çalışıyorum.
Bu yazıyı yazmak için, Anayasa kitabının çalışmalarına ara vermek zorunda kaldım. Davamızın önemi ve boyutunun ağırlığı, seçici davranmamızı gerektiriyor. Bu çalışmaların yönetiminde görev alacak her bir arkadaş, liderlik yapabilecek donanıma sahip olması gerekiyor. Tek lider inisiyatifine bağlılığı uygun görmüyoruz. Birleşmiş Milletler düzeyinde yürüyen çalışmalar, ileri düzeyde bilgi katkısını sunmuş oldu. Aynı kuruma müracaatımızın içeriğinde değişiklikler yapmamızı gerektirdi. Bu çalışmaların prosedürel süreç gerektirdiğini öğrendik. Gereğini yapıyoruz. Çalışmalarımıza, liderlik kadrosu düzeyinde katılmak isteyen soydaşlarımıza, özellikle hanım soydaşlarımıza davetimizi yineliyoruz.
YEKÎTÎYA DEWLETÊN KURDÎSTAN, jibona Gel u Welat’e.
28-08-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş