Birleşik Arap Emirliği dış işleri bakanının “Erdoğan’ın ecdadı Müslümanlara ait kutsal emanetleri çaldı” gibi açıklamaları ve Bay Erdoğan’ı aşağılayıcı açıklamaları Arap ülkelerinin Türk ve Türklüğe karşı genel duygu ve düşünceleridir.
Arap ülkelerinin hepsi, birinci Dünya savaşı sürecinde, İngiliz ve Fransız devletlerinin öncülüğünde Osmanlı İmparatorluğuna karşı savaşan işgal güçleriyle anlaşarak, işbirliği yaparak kuruldular. Türkiye Devleti’nin de aynı şekilde kurulduğunu hatırlatalım.
Birleşik Arap Emirliklerinin Dış İşleri Bakanı’nın açıklamasına Bay Erdoğan ve Türkiye Devlet yetkililerinin tepkileri gerçekleri değiştirmez. Diğer Arap ülkelerinin yöneticilerinin ve vatandaşlarını Türkiye ve Türklüğe karşı genel görüşleridir.
Türkiye’yi yönetenler bu gerçekleri ve tarihi doğruları görmezlikten gelebilirler. Birleşik Arap Emirliğinin dış işleri bakanı gibi kişiler sürekli olarak doğruları hatırlatıyorlar. Bu gerçekler ve tarihi gerçekler, Bay Erdoğan’ın Türkiye’yi Araplaştırma Politikasına cevaptır.
Arap ülkeleriyle birleşip Kürd halkını ve Kurdîstan’ı yok etmeyi organize etmeye çalışan Faşist Türk Devlet politikasına ve bu politikanın uygulayıcısı Bay Erdoğan’a uygun bir cevaptır.
Birinci Dünya Savaşı sürecinde Türklerin yanında yer alıp sonradan Türklerin ve devletlerinin soykırım dayatmalarına maruz kalmış olan biz Kürd’lere de iyi bir hatırlatmadır. Biz Kürd’ler düşünce yöntemimizi değiştirmek zorundayız. Kürd halkının istikbali, güvenliği, hak ve hukuklarının korunabilmesinin Bağımsız Birleşik Kurdîstan Devleti’nin resmileşmesiyle mümkün olduğuna kendimizi alıştırıp inandırmalıyız.
Buna inanırsak başarı kolaylaşır. Demekî xweş jiwera be.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin
