Bugün Şam’da kendini Cumhurbaşkanı ilan eden zat Türkiye tarafından kurulmuş koordine edilmiş yönetilmiş Islamist fundamentalist terör örgütünün daha önce mensubudur. Şimdi de Şam’da yönetimi ele geçiren terör örgütü lideridir. Bundan Cumhurbaşkanı olamaz kim onu Cumhurbaşkanı olarak seçmiş kim ona Cumhurbaşkanı olması için oy vermiş onu sorgulamak gerekiyor. Ayrıca Yorumlarda anlatılan Türkiye ile eski devlet anlaşmalarının devam edip etmeyeceği konusu geçerli bir yaklaşım değil çünkü bu Şamdaki soytarıları orayı yerleştiren Türkiye terör devletinin yöneticisi olan terörist başı Erdoğan’ın kendisidir onlar ne diyorsa onu yapıyorlar ve bunların şimdi Suriye’nin birliğinden temiz bir kimlikten bahsetmeleri komiktir. Esasen çok çirkin bir ifadedir vahim bir trajedidir.
Kendilerinin Şamın yönetimini ele geçirdikten sonra bakın orada kendilerinden olmayan vatandaşlara neler yapmışlar. Kendileri gibi düşünmeyen kendilerinden olmayan Alevilere Yahudilere nasıl davranıyorlar. Türkiye teror devletinin Kurdlere nasıl davrandığını da hatırlayınız.
Diyarbakır hapishanelerinde insanlara yaptıkları zülmü işkenceyi barbarlığı hatırlayınız. Aynı şekilde kendilerinden olmayan ve mamak metris cezaevinde yatan insanlara nasıl zülüm ettiklerini hatırlayınız. Bunları hatırlarsanız Diyarbakır hapishanesinde zulme karşı bizim dört kahraman gencimiz bedenlerini ateşe vererek özgürleştiler.
Şam’daki yöneticilerin uygarlıktan insanlıktan söz etmeleri hiç yabancı gelmiyor olması gerekiyor. Türkiye’yi yöneten terör yapısının yönlendirdiği ve orada egemen kılmaya çalıştığı terör yapısı ile Erdoğan çetesi arasında hiçbir fark yok. Bu zulmün son bulması gerekiyor kimse kendini kandırmasın. Bunlar barbardır ve Yobazdır. Kurdlerin de kendi kendilerini yönetmeye yönelik çalışmalar yürütmesi en doğru olan yoldur.
