BU GÜNE NASIL GELİNDİ? GELECEĞİMİZ İÇİN NE YAPMALIYIZ?

0
1376

Türkiye’de Devlet’in yapısı ve işleyişi yalan, şantaj, tuzak, komplo, barbarca uygulamalarla, tehditle korkuya dayalı olduğundan, Devlet’in tüm kurumları da bu anlayışla işliyor. Devlet politikasına körü körüne inanıyor gibi görünen vatandaşlar da kendi menfaatlerini korumak amacıyla bu çirkin maskeyle yaşıyorlar.

Birinci Dünya Savaşı’nın patronları olan İngiliz ve Fransızlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun yüzde seksenden fazlasına zorla el koydular. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun yöneticileri-komutanları olan Mustafa Kemal gibi bir grup işbirlikçilerine de Türkiye diye yeni bir ülke kurup teslim ettiler. Yeni Türkiye’nin kanunlarını, harflerini, giyimini, sınırlarını da işgal gücünün patronları belirledi.

Mustafa Kemal ve yandaşlarının Türkiye’yi kurtaran kahramanlar diye empoze etmek, yalanı Devlet’in yapısını oluşturdu. Devlet’in kanunları, başta Milli Eğitim olmak üzere tüm kurumları zorla bu yalanı doğruymuş gibi halka ezberletti.
Kürd yoktur, Türkiye’de herkes Türk’tür yalanını da zorla halka kabul ettirmeyi dayattı Devlet.
İşgal güçlerinin patronları, Türkiye Devleti’nin Ermeni, Rum ve Yahudilerin her türlü haklarını kabul etmelerini sağladı.

Kürd’ler ise işgal güçleriyle iş birliği yapmayıp, Osmanlı’ya karşı savaşmadıklarından ötürü hakları korunmadı. Mustafa Kemal ve yandaşları Erzurum’dan İzmir’e kadar Yunan asker ve çetelerine karşı savaşı tamamen Kurdistan Kral’larının(mir veya keya) destekleri sayesinde başardılar. Yunan’lılar işgal güçlerinin patronlarının emirlerini dinlemiyorlardı.
İzmir’e ulaşılıncaya kadar, Kürd Kral’ları ve Kuvayi Milliye hareketini destekleyenler, Mustafa Kemal ve yandaşlarının Osmanlı’yı işgal güçlerine satmış olduklarını bilmiyorlardı.
İşgal güçleri İstanbul’da yeni Türkiye’nin yönetimini törenle Mustafa Kemal ve yandaşlarına teslim ettiler. Sultanları ve ailelerini de sürgün ettiler. 1920 yılına denk gelen o tarihten sonra Ankara’da yeni Başkent kuruldu. Osmanlı İmparatorluğu işgal güçleri tarafından Lağv edildi. Gerçekler böylece anlaşılmış oldu. Yeni Türkiye’nin faşist yapısı da işlemeye başladı. Kürd halkına dayatılmış olan soykırım uygulaması da öylece başladı. Emir veren işgal güçlerinin patronlarıydı. Uygulayan faşist Türkiye Devleti’ydi.

Bugün Türkiye’yi yöneten leş kargaları ve faşist zorbalar, önce Türkiye halkına doğruları anlatın ve soylu Kürd halkını Emperyalistlerle işbirliği yaptıkları yalanını da düzeltin. Sonra da soylu Kürd halkı ile, daha fazla insan kanı akıtmadan sorunun çözümüne odaklanın. İyi niyetle Türkiye’yi yönetenlere insan gibi davranmaları çağrısını yapıyorum.
Onların kirli zihniyetlerinin kendilerini yok edeceğini de biliyorum.

Birinci Dünya Savaşı döneminde, işgal güçlerinin patronları Kurdistan Kral’larına(mir veya Keya’larına) ısrarla “bizimle anlaşın, biz de size Kurdistan’ı teslim edelim” dediler.
Soylu Kürd halkının asil temsilcileri “biz Türk kardeşlerimize ihanet etmeyeceğiz” dediler. Suriye, Irak, Ürdün, Mısır, Lübnan, Filistin,(İsrail, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kuruldu) Suudi Arabistan, Qatar, Bahreyn, Abu Dabi, Dubai, Yemen, Sudan, Libya, Tunus, Cezayir hepsi öyle kuruldu. Osmanlı ile işgal güçlerinin yanında savaştılar.
Kürd halkı ise stratejik bir hata yaptı. Onurunu bayrak yaptı.
Kürd halkının temsilcilerine çağrımdır. Türk adını ihanet olarak değiştirin. Bağımsız Birleşik Kurdistan Devleti’ni remileştirmek amacıyla derhal çalışmalara başlayın.
Kurdizm etrafında birleşin. İnanca veya siyasi görüşü ne olursa olsun. Kurdizm rehberimiz, Kurdistan Birleşik Devletleri hedefimiz olsun.

Bu vizyon ve proje için uygun yandaş-ortak bulup anlaşın. Bunda sakın tereddüt etmeyin. Bu bizim hakkımız olduğu gibi tek çaremizdir. Bu proje için sırada bekleyen güçler var. Gözünüzü açın. Halkınıza ve Welatınıza doğru yol kararıyla sahip çıkın.
Bi vî bîr u bawerîyê di xêr u xweşîyê da bimînin.

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin