Muhalefetin beceriksizliğinden ötürü 16 Nisan referandum seçimi evet ile sonuçlandı. Muhalefetin beceriksizliği günah değil. Suçta değil. Devletin Bakanları, Bürokratları, Diplomatları, Başbakan ve cumhurbaşkanıyla, Devletin olanaklarıyla bir siyasi Partinin seçim propagandasını yürütüp seçim kanunlarını ihlal ettiler. Böylece suç işlediler. Açıkça işlenen suçlara rağmen, muhalefet ve ilgili yetkililer mevcut kanunları koruyamadılar. Şimdi yeni bir kaos ortamı oluştu. Ak parti yöneticileri, kendileri için, kendi elleriyle sonlarını başlatmış oldular. Bunun farkında olup olmamaları olacakları değiştirmeyecektir. Devletin Polisiyle, savcısıyla, hakimiyle, istihbarat birimleriyle, kaymakamıyla, valisiyle ve Askeriyesiyle Ak Parti ve MHP’nin kuyruklarına asılıp hizmet etmelerine rağmen yüzde elli ile sınırlı kaldılar. Bazı bölgelerde mühürsüz oylarla-zarflarla-ilgili sorunlarla uğraşılıyor. Ancak alt yapısını ve kılıfını zaten hazırlamışlar. İstediklerini yaptılar. Ak parti ve MHP gibi bazı figüran Partilerde evet için çalıştılar. Evet için çalışanlar başarı kazandıklarını ilan etmekle kendilerini kandırıyorlar. Şimdi, yeni bir siyasi yapılanmanın öne çıkıp Türkiye’yi bir iç savaştan kurtarabileceğini göremiyorum. Acıklı bir iç savaşa sürüklenildiği görülüyor.
Bay Erdoğan, ABD’nin CNN televizyonunda Becky Anderson adlı gazetecinin sorularını yanıtladı. 18-19 Nisan tarihli bu söyleşide tedirgindi. Soruları direk yanıtlayamadı. Türkiye’deki olağanüstü hal durumunu Fransa ile kıyasladı. Fransa’da muhalefet partisinin Lideri ve milletvekillerinin HAPİSTE olmadıklarını gazeteci hanım da biliyor. Fransa’da kanun hükmünde kararnamelerle onbinlerce hakim, savcı, Polis, Doktor, öğretmen, Pilot, istihbaratçısı, Politikacısı tutuklanmıyor. Aynı çerçevede gazeteciler tutklanmıyor. Devlet sistemi-rejimi bir oldu bittiyle değiştirilmiyor. Olağanüstü hal gerekçesinin arkasına sığınılarak bu kanunsuzluklar yapılmıyor. Bay Erdoğan ve yandaşları realiteden koptuklarını bile göremiyorlar. Farkında olsalar bile artık çok geç. Yazık oldu. Ak Parti ve MHP çevreleri her yaptıklarının yanlarına kalacağına inanıyor olabilirler. Tabiri caiz ise “kazın ayağı öyle değil”. 2019 yılında seçim olacak, o zamana kadar her şey güllük gülistanlık olacağına inanmak realiteden uzak olmak demektir. Ak Parti ve MHP’nin bu rejim değişikliği oyunu, ortalığı bulandırmakla Demokratik gelişmeyi sonlandırmayı amaçlıyor. Demokratik yapılanmanın gelişmesi, Faşist ve baskıcı ideolojileri yok eder, eritir. Demek değildir ki sonuç olarak Faşist ve baskıcı ideolojiler kazançlı çıkar. Böylesi oyunlar kendi yaratıcılarının sonunu getirir. Tarih yeniden bunu hepimize gösterecektir.
Kürd soydaşlarıma tavsiyem, kendilerine sahip çıkmanın ortamını oluşturmalarıdır. Örgütlü olmaları, kurumlaşmaları önemlidir. Hatta zorunludur. Diğer yazımda eğitim ile ilgili yazdım. Şimdi de kurumlaşmayı önemseyelim diyorum. Siyasi yapılanmalar da olabilir. Ancak birliktelikle gelişmenin siyasal kurumlaşmalarla sınırlı olmadığını bilelim. Sanatsal alanda, mesleki alanlarda ve sosyal ilişkilerle dayanışma alanlarında örgütlenmeler şarttır. Vakıf ağırlıklı kurumlaşmalarda önemlidir. Yararlı ve gereklidir. Eğitim kadar önemli olan bir diğer alan EKONOMİ’dir. Kurdistan’ın dışında yaşayan soydaşlarımızla işbirliğine çok önem verelim. Dürüst ve samimiyetle her alanda Kürd ve Kurdistani ilişkiler geliştirelim.
SAĞLIKLI OLALIM. EĞİTİMLİ OLALIM. ZENGİN OLALIM. DAYANIŞMA İÇİNDE OLALIM. KÜRDÇE VE KURDİSTANİ DÜŞÜNÜP YAŞAYALIM. Kendimize çok güvenelim. ÇOK ÇALIŞALIM. YENİ BİR VİZYON YARATALIM. Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletini resmileştirmeyi başaralım. Hedefimiz budur. Bundan vazgeçmeyelim. Başka çaremiz de yoktur. Şimdiye kadar yapılmış olan siyasi çalışmalar bu hedef için yeterli olmamış. Demek ki yeni bir vizyon lazım.
DEM XWEŞ
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin
Sizin burdaki bütün yorumlarınıza cok ve cok bayıldım. Anca bukadar güzel ve titizlikle yorum yapılır… Siz bizim liderimizsiniz kalpten ve gönülden…. Saygılarımla ✌