DİNİME KÜFREDEN MÜSLÜMAN OLSA!

0
1494

Bay Erdoğan darbe girişimi eylemine ‘Bunu ancak kafirler yapar’ dedi.

Sormak istiyorum… Türklük adına, yüzyıldır Kürdistan halkına dayatmış olduğunuz sistemli soykırım uygulayan siz ve sizden önceki iktidarların lider ve mensuplarının yaptıklarını kimler yapar? Kürdistan coğrafyasının doğasını yakıp yıkarak tahrip ediyorsunuz. Kürdistanlıları salt Kürt olduklarından ötürü ‘suçlu’ ilan ediyorsunuz. Zorla göç  ettiriyorsunuz. Yerleşim alanlarını yakıyor ve yıkıyorsunuz. Geçim kaynaklarını yok ediyorsunuz. Ziraat, orman, bağ, bahçe ve evlerini yakıyorsunuz. Hayvanlarını zorla ellerinden alıyorsunuz. İtiraz ettikleri için Kürtleri  hapsediyor, işkence uyguluyor, sakat bırakıyor ve katlediyorsunuz. Kendi anadillerini eğitim yoluyla öğrenmelerini engellemekle kalmıyor suç kabul ediyorsunuz. Kürt halkından zorla vergi alıyorsunuz ve Kürt gençlerine zorla askerlik yaptırıyorsunuz. Kürdistan ülkesi ve halkına dayatmış olduğunuz zulüm, tahribat ve soykırım adına ‘uygarlık’ diyorsunuz. Yüzyıldır Kürdistan’daki uygulamalarınızı bütün dünya seyrediyor.

Siz, Bay Erdoğan, bu yazımı alın elinize ve aynaya bakarmış gibi bakın. ‘Bu rezaleti kimler yapar?’ diye kendinize sorun. Bu zulmü, kafir, gavur, barbar veya caniler yapmaz Bay Erdoğan. Ancak insani değerlerden yoksun, ahlaki anlayıştan yoksun Faşist Devletler ve sizin gibi liderler yapar. Türklük adına Kürdistan ülkesi ve halkına dayatmış olduğunuz zulüm ve soykırım tarihe böyle geçecektir. Siz benden duyun. Sizin ‘paralel’ dediğiniz ortağınızın yaptıklarını iddia ediyor olduğunuzun hepsi doğru dahi olsa, sizin Kürdistan ülkesi ve halkına yaptıklarınızın milyonda biri bile değildir. Böyle giderseniz, sizin sonunuz ve tarihteki yeriniz Dünya’nın en kirli tabiriyle yazılacaktır. Siz, ortağınızın yaptıklarına inandığınız eylemlerine ‘kafirlik’ diyorsunuz. Sizin, biz Kürdistanlılara yaptığınızın tanımlaması da Türklük ve Müslümanlık ise, siz alın bu tanımlamayı bayrak yapın. Dünya, sizi ve Türk-İslam sentezinize daha ne kadar seyirci kalarak suçlarınıza ortak olacak bilemiyorum. Ancak, ben ve benim gibi Kürdistanlılar diyoruz ki; siz, alın Türk-İslam sentezinizi ve kutsal topraklarımızdan defolup gidin. Sizin, ülkeniz ve halkınız için en uygun ve en doğru yoldur. Siz defolup gitmezseniz biz bunu da size yaptıracağız. Size bir hatırlatma yapayım. Örnek aldığınız Hitler Rusya’yı teslim almak için yüzbinlerce asker  ve askeri mühimmatı Moskova’ya kadar gönderirken, kendisi yeraltı barikatlarda yaşıyordu. Moskova’ya askeri güç gönderip yeraltı barikatlarında yaşayarak güvenlikte olacağına inanıyordu. Sizin Hitler olma sevdanız ve Moskova’yla dansınız sizin sonunuzu değiştirmeyecektir.

Darbe teşebbüsünde bulunanlara karşı alınacak tedbirler ve yapılacak uygulamalar-yaptırımlar elbette olmalıdır. Tepkinin yasal çerçevede olması gerekir. Yasal çerçevenin dışına çıkılmadıkça hiç kimsenin itirazı olmamalıdır. İşaret ettiğim, 2012 yılından beri, iktidarınızın Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleriyle paralel duruma gelişinizdir. “Dinime küfür eden Müslüman olsa!” Siz Gülencilere saldırıp kendi yaptıklarınızı örtbas edemezsiniz. Rusya ve Bay Putin’e sevdalanmakla siz, inandığınız Allah’ın adaletinden kurtulamayacaksınız. Bizi yaratanın pençesi, Kürdistan ülkesi ve halkı adına pençe olarak sizi, Türk-İslam sentezinizi bulacaktır. Bizi yaratanın adaleti geliyor. Hayırlı olsun.

Kürdistan halkının siyasi ve etkin konumda olan çevrelerine sesleniyorum. Hepimizin hedefi, Kürdistan halkının, Bağımsız, Birleşik Kürdistan Devletinin çatısı ve bayrağı altında özgürce yaşamalarını sağlamak olmalıdır. Halkımız buna hazırdır. Dünya’yı yönetenlerde buna hazırdır. Tek çıkar yolumuz da budur. Başka alternatifimiz yoktur. Ayrıca etrafımıza bir bakalım. Türkler Orta Asya’dan topraklarımıza geldiklerinden bugüne, kendilerini Türk olarak kabul edenlere sahip çıkıyoruz. Vatanımızı, evimizi, aşımızı, paylaştık onlarla. Türkler ise güç olduklarından bugüne Kürt halkını sırtından vurdular. Osmanlının kuruluşu, Safevilerle savaşlarda, Dünya Devletleriyle savaşlarda Kürtler, Türkleri canlarıyla korudular. Cumhuriyet Türkiyesi’nin kuruluşunda etkin olan tek askeri güç Kürtlerdir. Erzurum, Sivas kongrelerine katılan Kürt Beylerinin destekleri olmasaydı eğer Mustafa Kemal ve Kuvai-milliye’si tarihe ihanet çetesi olarak geçecekti. Kaç Türk bu gerçekleri biliyor? Kaç Türk teşekkür ediyor? Türklüğün esas adı ihanet olmalıdır. Bugünkü Türkiye Anayasa Kanun maddelerinde Kürtçülük, Kürtçe ve Kürt olmak yok sayılıyor. Aksini iddia edenler suçlu kabul ediliyor. Televizyonlar, gazeteler var ama hepsi yasadışılar. Yarın Bay Erdoğan veya aynı zihniyeti taşıyan başka Türk lider ‘Anayasamızın kanun maddelerine uymuyor’ diyerek yeniden yasak demesi kapatılmaları için yeterli. Yasal dayanak yoktur. Bizi daha uzun süre sömürmek amacıyla yapılan göz boyama uygulamalar olduğunu Bay Erdoğan ‘Kürt sorunu yoktur!’ diyerek ikrar etti. Bazı siyasi ve aydın Kürt şahsiyetleri; ‘CHP’nin, Ak Partinin faşist tutumuna müdahale etmemekle faşizme yandaş konumuna düşmüş oluyorlar.’ şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Etkin ve yetkili insanlarımız kendilerini de halkımızı da kandırmaktan vazgeçmelidirler. Türkiye’yi faşist ilkelerle ve kanunlarla kurup yöneten CHP değilmidir? Al birini vur ötekine. Önce Türkiye’yi faşizmden kurtaralım, Türkiye’yi Demokratikleştirelim, sonra da Kürtlerin demokratik haklarını talep edelim, görüşü çürüdü. Yüzyıllık çürümüş kokuşmuş bir görüştür. Denedik. Olmadı. Tutmadı. Bay Erdoğan bize verdiği sözleri unutmuş bile. Bizde artık kendimizi kandırmayalım. Bırakalım Türkiye’yi kendilerini Türk kabul edenler düşünsün. Biz Kürdistan’ı düşünelim. Kürtçe düşünelim, Kürtçe konuşalım. Türklük  virüsünden kurtulalım. Türk siyasetini değil Kürdistan siyasetini düşünelim, konuşalım. Bağımsız Kürdistan’ı nasıl kuralım. Bunu düşünüp konuşalım. Kendimizi de halkımızı da buna alıştıralım. Kürdistanı kurumları düşünüp konuşalım. Siyasi partilerimizin konumları nedir? Yeterli oldukları hususları alkışlayalım. Yetersiz oldukları hususları eleştirelim. Parti farkı göstermeksizin, bilgi ve birikimlerimizi kendileriyle paylaşalım. Yol göstericilik yapalım. Bizim, onlara sunacaklarımızı değerlendirmek onların bileceği iştir. Böyle bakalım. Siyasi partilerin dışında kurumlarımızda var. Hepsine aynı çerçevede yaklaşalım. İsrail Devleti’ni kırk bin insan kurdu. Bizim kırk binden çok daha fazla insanımız Birleşik Kürdistan Devletini kurmak için mücadele ediyor. İsrail’in nüfusu altı milyondur. Bütün dünyadaki Yahudi halkına mensup insan sayısı on üç milyondur. Yani bütün dünyadaki Yahudi nüfusu on üç milyondur. Altı milyon nüfusluk İsrail’in iki milyondan fazlası Filistinli Arap vatandaşlardır. Yahudi halkının dünyadaki konumuna bakalım. İsrail’in bulunduğu coğrafyadaki konumlarına bakalım. Demek ki insan sayısıyla iş olmuyor. İşimizi nasıl becermemiz gerektiğini bilmeliyiz. Bilmediklerimizi öğrenmeliyiz. Kürtlüğün tarihini, siyasetini, kültürünü konuşup geliştirmemiz gerektiği gibi, birliği nasıl sağlamamız gerektiğini de konuşalım. Bunun için çalışalım. Ülkemizin ve halkımızın geleceğini konuşup tartışalım. Hedefimiz, kesinlikle bağımsızlık olmalıdır. Bizi yok etmeye çalışan güçlerin bizi kurtaracaklarını beklememiz zavallılıktır. Kürtlere soykırımı dayatan ve yüzyıldır uygulayan Türk devletinin çatısı altında yaşamak için arayışlar Kürt halkına ihanettir. Başta aydınlarımız ve siyasi parti ve şahsiyetler çok net olmalıdırlar. Hepimiz net olmak zorundayız. Kürtler arası birliği sağlamak ve Birleşik Bağımsız Kürdistan Devletini kurmak zor bir görev gibi görünebilir. Doğrusu hiç de zor değildir. Türkiye’yi demokratikleştirmek için uğraşmaktan çok daha fazla kolaydır. Bizim kararlı olmamız yeterlidir. Öncelikle, bağımsızlıktan başka çıkar yolumuz, çaremiz yoktur. Daha da önemlisi, kendi vatanımızda kendimizi yönetmek hakkımızdır. Niye başka halklar bizi yönetsin? Biz ülkemizi yönetmekten aciz değiliz. Türkiye’nin askeri gücünün çoğunluğu Kürt’tür. Türkiye’nin en dürüst polisleri, yargı mensupları ve yöneticileri Kürt’tür. Ekonominin motor gücü Kürt’tür. Siyasetin bilginleri Kürt’tür. Türk devlet politikası, bu değerli insanlarımızı kirletmektedir. Türklüğe hizmet eden Kürtleri sömürüp kirletmekle kalmıyor, Kürtlüğü bir bütün olarak zehirleyip kirletiyorlar. Bir şekilde etkisizleştiremedikleri gençlerimizi kirletiyorlar. Bende dahil hepimiz Türklüğün çirkefliğinin pençesinde yoğrulduk. Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında, yasal güvence ile yaşamamız gerektiğine en çok inananlardan biriydim. Türk halkıyla birlikte kardeşçe yaşamamızın gerektiğine inanıyordum. Bay Erdoğan sağ olsun bunun hayali bir fantezi olduğunu bize gösterdi. Görüp kabul ettim ki tek çaremiz bağımsızlıktır. Kendi olanaklarımla araştırıp edindiğim bilgiler çerçevesinde söylüyorum. Hepimiz bağımsızlığa yönelirsek sıkıntılarımız azalır. Halkımızın önemli bir kesimi çok bilinçlidir. Halkımızın kararlılığı en büyük güçtür. Bu bilinçle halkımızı doğru yönlendirmeliyiz. Kararlıkla yürürsek, Bağımsızlığa çok kısa sürede kavuşuruz. Dünya, bu karara hazırdır. Türkiye’de bu karara hazırdır. Türkiye’nin kalıcılığını isteyen her akıllı insan Kürdistan’ın bağımsızlığını ister. Türkiye devleti, Bağımsız Birleşik Kürdistan Devleti’nin kurulmasına hizmet ederse, Türkiye’nin Irak ve Suriye gibi tahrip olmasını önler. Etkin Kürt insanları bunu bilsinler. Ben, şahsen, bu hususu birçok etkin Türk yetkilileriyle görüştüm. Karşılıklı olarak birbirimizle dürüst ve yüksek sesle konuştuk. Dünya’nın bağımsız Kürdistan kararını da çok iyi bildiklerini kendilerinden duydum. Tabi ki faşist zihniyetin esiri olan çevreler tahribatı dayatacaklardır. Ancak faşist zihniyet kaybetmeye mahkumdur. Hitlerin zihniyetinin kaybetmeye mahkum olduğunu en iyi Almanlar gördü ve kabul ettiler. Alman halkı, Hitler ve Nazi faşizmini desteklemekten vazgeçmeseydi, Almanya çok daha fazla tahrip olacaktı. Almanya’nın gerçek demokratik değerlerle yönetilmesiyle gelişebileceğini akıllı ve etkin Almanlar gördü ve gereğini yaptılar. Bütün Dünya’da onlara yardım etti. Faşizmden kurtuldular. Gördüğümüz gibi Almanya bugün dünyanın en gelişmiş dört ülkesinden biridir. Alman halkı refah ve huzur içinde yaşıyor. Dünyada da saygındır. Faşizmi yenmeselerdi, bugün Almanya olmayabilirdi. Türkiye’yi düşünen etkin çevreler bu gerçekleri görüyor ve biliyorlar. Ne yapacaklarına kendileri karar vereceklerdir. Kürdistanlı toplum içinde de fırsatçı, çıkarcı çevreler vardır. Korkaklar da vardır. Kişilik zafiyetine düşmüş insanlarımız da vardır. Bıkmış, usanmış, sinmiş ve çaresiz insanlarımız da vardır. İhanet içinde olan insanlarımız da vardır. Bilgi ve akıl fukarası olup küçük hesapların peşinden koşmak için kendilerine geçerli nedenler üretenler de vardır. Hem üretkenlikte Kürt insanının üstünde başka insan yoktur. Eh, bazılarımız fantezileriyle uğraşsınlar. Ancak hepsi de bizim insanlarımızdırlar. Böylesi çürümüşlük Kürdün kanında, mayasında yoktur. Kürdistan’ın toprağında, havasında, suyunda ve doğasında da böylesi çürümüşlük yoktur. Kürdistanımızı işgal edip sömüren çürük zihniyet, halkımıza çürümüş kokuşmuşluğunu dayatmış. Zulüm ve tahribat ile soykırım dayatması da bu çürük zihniyetin eseridir. Yoksa insanlara anadillerini konuşmayı yasaklamak, bunu düşünmek bile insani düşünce değerleriyle bağdaşmaz. Kürdistanımızın bağımsızlığını sağlamaya yetecek kadar onurlu, bilgili ve güçlü insan kitlemiz vardır. Buna hepimiz inanalım. Kürdistan’ı kurtarırken, çürütülmüş kirletilmiş insanlarımızı da kurtaracağız. Faşist ve çürük barbar sömürgecilerin başka insanlarımızı kirletmelerini de engellemiş olacağız. Kürdistan toprakları kutsal topraklardır. Kirli zihniyeti barındırmayacaktır. Kürdistani inanç cemaatlerini bile kirletmek için yapmadıkları kalmadı. Bizler kendimize yeteriz. Değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Korkunun ecele yararı yoktur. Ölümden kurtuluşta yoktur. Kürtler asla korkak değildirler. Sıkıntılarımız birlik ve bağımsızlıkla bitecektir.

Bugün dünyanın ekonomik güç dengeleri çalkantılıdır. Askeri güçte de çalkantılar olacaktır. Birleşik Kürdistan Devletinin izleyeceği yol NATO üyeliği olmalıdır. Gerçek demokratik değerleri benimseyen NATO üyesi Kürdistan ölümsüzdür.

Her biji,

Huseyin Baybasin