Kurd Halkını kendi topraklarından zorla uzaklaştırarak Kurdîstan’da egemenlik sağlayamazsınız.
Hristiyanlıktan binlerce yıl öncesi şimdiki Rojava’da Kurdler yaşıyordu. Kurdîstan topraklarının tamamında Kurd Halkı yaşıyordu.
İslamiyetten sonra Halife Ömer döneminde, İslamiyet adına 630 yılından itibaren Kurdîstan topraklarının işgal edilmesinden sonra Araplar, Kurdîstan’a zorla yerleştiler. Bu tarihi gerçek karşısında gücünüz var diye Serê Kanîyê’ye zorla Ras al ayn demenizle, Serê Kanîyê Arap toprağı olmaz.
1200 yıllarından sonra, Orta Asya’da oluşan kuraklık nedeniyle mecburen göç ederek Kurdîstan topraklarında yaşamalarına izin verilen göçmen kavimler, Kurdîstan ve Anadolu’nun topraklarında önceden yerleşik Halklar ile birleşerek Osmanlı İmparatorluğunu kurmuşlar. Böylece, Göçmen kavimlerin ve yerleşik Halk arasında konuşulan dillerden Osmanlı dili oluşmuş. O dönemde egemen olan Arap Alfabesi ve İslam dini benimsenmiş. Haçlıların Osmanlı’yı Birinci Dünya Savaşında yenmesiyle, Osmanlı topraklarında bir sürü yeni devletler oluşmuş. Türkiye de o yeni devletlerden biridir. Osmanlı döneminde Osmanlı’ların müttefiki olan Kurdîstan da yok edilmiş. 1923 yılından itibaren devlet olabilen bugünkü Türkiye topraklarının Doğu, Güney Doğu, Akdeniz ve Karadeniz topraklarının bir kısmı Kurdîstan’dır. Osmanlı döneminde de buraların adı Kurdîstan idi. Osmanlı’dan önce de öyle idi.
1923 yılından itibaren barbarca uygulamalarla ve zorla Kurdîstan topraklarının bazı yerleşim alanlarından Kurdleri uzaklaştırdınız. Bu zorbaca işgal ve soykırım suçlarını işlemişsiniz. Bugün için gücünüz var diye, Kurd adlarını değiştirerek, Kurdleri Kurdîstan topraklarından zorla uzaklaştırmaya devam ederek, oradan buradan toplamış olduğunuz serserileri ÖSD, Milli Suriye Ordusu veya başka isimler altında toplayarak Kurdîstan topraklarına yerleştirmekle Kurdîstan’da egemenliğinizi kalıcılaştıramazsınız.
Bu barbarca uygulamalarınızın insanlık suçu olduğunu ve bunun bedelini de er geç ödeyeceğinizi de bilmek, unutmamak zorundasınız. Bugün için gücünüz var diye Kurd Halkına yönelik barbarca zulüm ile soykırım uygulamasını hak göstermezsiniz. Bugün için, Kurdîstan’ın Rojava’sında Kurd Halkına yönelik barbarca uygulamanız, soykırım suçunuzun yeni kanıtlarıdır. Yüz yıldır bu zulmü yaptığınızı inkar ediyorsunuz. Ancak yüz yıldır Kurd Halkına yönelik işlemiş olduğunuz suçların kanıtları, Birleşmiş Milletler raporlarında ayrıntılarıyla yazılmış, kayıt altına alınmıştır. Bugün Rojava’da yapıyor olduklarınızı da bütün Dünya izliyor. Uluslararası kurumlar gibi Birleşmiş Milletler kurumu da kayıt altında alıyor.
Şimdiye kadar Kurdîstan’da barbar işgal güçlerinin en başta faşist Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kurd Halkına yönelik işlemiş oldukları suçların hesabı sorulmadı. Yakın dönemde, Irak’ta Saddam ve yakın çevresinden kısmen hesap sorulduysa da, halen Saddam ve Irak tarafından Kurd Halkına yönelik işlenmiş suçların hepsi için uluslararası hukuka uygun hesap sorulmamıştır.
Recep Tayyip Erdoğan yönetimi ve emriyle Türkiye, Irak ve Suriye’de yani Kurdîstan’ın Kuzey, Güney ve Rojava’sında Kurd Halkına yönelik işlenmiş olan sistemli suçlar, Saddam döneminde Kurdlere yönelik işlenmiş olan suçlardan çok daha fazladır. Evet, çok daha fazladır.
Şimdiye kadar, işgalcilerin Kurdîstan’da işlemiş oldukları suçlar için hesap vermiş oldukları gerçeği, onların suçlarını örtbas edemez.
Bilindiği gibi Kurd u Kurdîstan davasının mücadelesi, Kurdîstan Birleşik Devletleri projesiyle taçlandı. Şahsım ve yakın çalışma arkadaşlarımın koordinesinde, İsviçre’nin Lozan şehri LE CHÂTEAU d’OUCHY binasında Kurdîstan Birleşik Devletleri Hükümetinin kuruluşunu ilan ettik. Türkiye’nin kuruluş ilanının gerçekleştiği binanın aynı odasında ve aynı tarih gününde, 24-07-2018 yılında ilan etmiş olduğumuz
Hükümetimizin öncelikli görevi Kurdîstan Birleşik Devletleri’nin Birleşmiş Milletler kurumunun üyeliğini sağlamaktır. Kurdîstan topraklarında işgalcilerin soylu Kurd Halkına yönelik işlemiş oldukları suçların hepsinin hesabını sormak da Hükümetimizin görevidir.
Bu hususla ilgili daha önceden açıklamalarımızı dikkatinize sunarız.
Şimdi, soylu Halkımızdan saygılarımızla ricamız, Kurdîstan düşmanlarının kuşatma altına almış oldukları Rojava’mızda Halkımızla seferberlik ruhuyla dayanışma içinde olmaktır. Soylu Halkımız, yüz yıldır işgalcilere karşı fedakarca direniyor. Bugün, Rojava’mızın, hepimizi ihtiyacı var.
Silav u rêz.
16-10-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş