Dürüst insanlar korku belasına suskunluklarını sürdürerek kazanım edinemezler.
Birilerini kahraman ilan ederek onların gölgesinde kurtuluşu aramak, slogan devrimciliği olur.
Ölümden korkmanın ecele yararı olmaz, olamaz.
Kendi soyunu, kimliğini inkar etmek, onursuzluk ve soysuzluk ise de,
Bir başka halkın soyunu, kimliğini yok soymak, yok etmeye çalışmak, onursuzluk, soysuzluk olduğu gibi insanlık’a karşı suçtur, soykırım suçudur ve barbarlıktır.
İnsanlık suçunu işlemek’ten kurtuluş yoktur.
Bir halka karşı soykırım uygulamak ağır suçtur ve bu suçtan kurtuluş yoktur.
Barbarca uygulamalarla uygar düzen kurulamaz. Baskıyla, aşağılamayla, hak inkarıyla, kandırmayla birliktelik olmaz. Zorlamayla birliktelik olmaz, olamaz.
Türkiye’nin sahipleri olduklarına inananlar, Kürd halkına karşı uygulamış oldukları hak ihlallerini, işlemiş oldukları çok ağır suçları görmeli ve derhal bu tutumlarından vazgeçmelidirler. Kürd halkından özür dilemeli ve mağdur etmiş olduklarının mağduriyetlerini tanzim etmelidirler.
Ondan sonra da uygar normlar çerçevesinde ve taraflarca kabul edilebilinir anlaşmaları yasal güvence altına alarak iki taraflı kazanım sağlamayı başarmalıdırlar.
Asarız, keseriz, biz güçlüyüz, dediğimiz olacak ve benzeri zavallılıktan kurtulun ki hepimizi sürüklediğiniz bataklıkta daha fazla batmayalım.
On milyonu aşkın Kurdistan’lı soydaşlarım sürgün hayatı yaşıyorlar. On milyonu aşkın Kurdistan’lı kurtuluş için silahlı mücadeleye sarılmış. Yirmi milyonu aşkın Kurdistan’lı soydaşım, benim gibi öfke dolu ve sabırla bekliyor.
Bu dağılmışlığı, bu silaha sarılmışlığı, bu öfkeli bekleyişi, abuk sabuk zırzırlarıyla görmezlikten gelmeyin. Benim gibi öfkeli ama sabırla bekleyiş içinde olanlar ciddi arayış içindedirler.
Sokak serserilerinin tarzıyla faşist naralarla derin tahribatlarla kendi sonunuzu getirirsiniz.
Dem xweş.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin.