FAŞİST TÜRKİYE DEVLETİNİN BARBAR YÖNETİCİLERİNE, KURD’LERİN ARASINA KARIŞMIŞ DOLANDIRICI AJANLARA…

0
878

Türkiye’de Kurd Halkına yönelik oynanan kirli oyunlar sonucu Kurd’ler biribirleriyle uğraşır hale getirilmişler. Kurd’lerin önemli bölümü bunun farkında bile değildirler. Farkında olanlar da, bilinçli olarak Türkiye Devlet’inin kirli oyunlarıyla uğraşmak zorunda bırakılmışlardır.

Türkiye devlet politikası, Kurd Halkı’nı sürekli olarak fitnecilikle oluşturdukları çirkef oyunlarla uğraştırmaktır. Devlet’in bu politikası hiç değişmedi. Kurd’leri biribirleriyle uğraştırmak için harcanan olanaklar, Kurd’lerin kendi baba vatanlarında insan gibi yaşamaları için harcansaydı, Türkiye devleti kendisini Kurd Halkı’nın önemli bir kesimine kabul ettirebilirdi. Türkiye devletini kuranların zihniyetleri kirliydi. Bugün Türkiye’yi yönetenler ise kirli zihniyetin ürünüdürler. Bugün Türkiye’yi yönetenler, ibadet görüntüsüyle Yaradan’a secde ettiklerinde bile nasıl Kurd kanını akıtacaklarını, Kurd’leri nasıl yok edeceklerinin sinsice hesabını yapıyorlar. Türkiye’nin kuruluşundan bugüne yapıyor oldukları budur.

Bir taraftan kirli oyunlarla Kurd’leri biribirleriyle uğraştırıyorlar.
Diğer taraftan korku ve sindirme politikaları sonucu, Kurd’leri, Kurdistan’dan göçe zorluyorlar. Aynı süreçte kendileri gibi çirkefleştirdikleri çevrelerle Kurdistan’da şerefli insanları rencide ederek, pasifize etmekle uğraşıyorlar.
Türkiye devleti çok sistemli olarak Kurd’lere yönelik soykırım uyguluyor.
En iğrenç ve tiksindirici olanı, Türkiye’yi yönetenler, yapıyor olduklarının insanlık suçu olduğunu bile bile, kendilerini haklı(?) göstermeye çalışmaktan utanmıyor olmalarıdır. Kendilerini Türk olarak kabul edenlerin önemli bir kesimi, Türkiye devletinin bu pislik suçlarını alkışlarla destekliyorlar.

Türkiye devletini yönetiyor olan barbarlar ve onları destekleyen fırsatçı korkak leş kargaları çok iyi bilmelidirler ki, bu öylece sonsuza dek böyle gitmeyecek. Yaptıklarınız yanınıza kar kalmayacak. Erdoğan ve faşist yandaşlarının sonu Saddam’dan beter olacak.
Bu Xweda’nın kararıdır. Bu kararı hiçbir güç değiştiremez.
Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletleri resmileşiyor. İstediğiniz gibi ve istediğiniz kadar it gibi ulumaya devam edin. Bizleri yaratan Xweda’nın kararını değiştiremezsiniz.
Sürekli olarak Kurdistan’ın değerleri kalleşçe tuzaklarla katlederek, zindanlarda etkisiz hale getirerek, Kurdistan’dan uzaklaştırarak, Kurd Halkı’nın servetini, varlığını çalarak abad olacağınıza inanacak kadar geri zekalı olduğunuz sır değil. Barbarların hepsi korkak ve geri zekalıdırlar.

Saddam köpeğini hatırlayın ve gününüzü bekleyin.
Kurdistan’ın kahramanlarını kalleşçe katlettiğiniz jet’lerin, füze’lerin, iha’ların, tank’ların içinde saklanacak delik bulamayacaksınız.
Kurdistan Birleşik Devletleri’nin özel birileri hepinizi tek tek bulup cezalandıracaklardır.
Bunları, bir bir o faşist ve barbar zihninize yazın. Bir daha yazın.

Bu yazının son paragrafını, diasporada yaşamak zorunda kalmış olan şerefli soydaşlarımın dikkatlerine sunuyorum.
1- Yasal çerçevede ticari işlerinizi geliştirmeye alışın. Çocuklarınızın eğitimine çok önem verin. Hep birlikte Kurdistan’da yaşamaya hazırlanın.

2- Diasporada, gurbet elde yaşamak zorunda bırakılmış olan soydaşlarımın bazıları-bazıları-biribirlerini dolandırmak gibi yakışıksız işler yapıyorlar-mış. Bu tür hareketler, şerefli Kurd şahsiyetlerine yakışmaz.
Asla kabul edilemez. Kurd soydaşınızla dayanışma içinde olmanın namus, şeref borcunuz olduğunu, bir başkasının size hatırlatması gerekmiyor.
Kurd’ün, Kurd’ü dolandırması utanç vericidir. Bu tip davranışlara izin vermeyin. Bu yönde bana ulaşan bilgilerden midem bulandı.
Herhangi bir Kurd insanına yapılmış olan hakaret, zulum, baskı, sahtekârlık, dolandırıcılık, şerefli, haysiyetli her Kurd insanına karşı yapılmış sayılır.
Kurdistan Birleşik Devletleri Hükümeti, Eylül ayı toplantısında bu husus ile ilgili bir karar almayı ve bu şikayetlere bakacak bir heyet tayin ederek, çalışmalar yapmayı planlıyor. Bu bilgi, beni çok çok üzdü.
Kurd’ün ekmeğinde gözü olan kim olursa olsun, bu mesajı doğru okusun.

24-08-2018

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin