FIRAT BULUTUN İDDAA ETTİĞİ GÜNDEMİ MEŞKUL EDEN LİSTEYE İLİŞKİN

0
64

FIRAT BULUTUN İDDAA ETTİĞİ
GÜNDEMİ MEŞKUL EDEN LİSTEYE İLİŞKİN

Asil soydaşlarımızdan bazıları On yıllarca mücadele etmiş, canlarını ortaya koyup inandıkları siyasi hareketin sahada mücadelesini yürütmüşlerdir. Ancak sonradan bir şekilde bu mücadeleden kopmuşlardır. Bunların birçoğuyla hâlâ iletişim hâlindeyim ve görüşüyorum. Mağdur olan yüzlerce insanla birebir görüştüm. Bu insanlar bedenlerinden bir parçayı feda etmiş, sakat kalmış ve bir kısmı da ağır psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Bu insanlarımızın tedavileri, bu siyasi hareketin yöneticileri tarafından koordine edilmeliydi.

Dönem dönem gelip ellerinde avuçlarında ne varsa almışlar; çalışmalara katılmazlarsa ya da verilen talimatları yerine getirmezlerse, aşağılanmışlar.Öyle bir hâl aldı ki, bu insanlar artık tiksinmeye başlamışlardı. Ne yapacaklarını bilemez hâle geldiler. Üstelik psikolojik baskı altında olduklarını da belirtmişlerdir.

Bu insanlar, öfke ve kızgınlıkla bir araya gelip küfür etmeye başlamış ya da yöneticilerine küfür etmişlerdir. Kendilerine, bu tür yaklaşımların doğru olmadığını, yapılan çirkin hareketlerin ve maruz kaldıkları zulmün haklı gösterilmesine malzeme sunulduğunu anlattım. Bu dilin yanlış olduğunu ve bu tutumdan vazgeçmeleri gerektiğini belirttim.

Ayrıca şunu da ifade ettim: Daha önce birlikte çalıştığınız, inandığınız bir harekete ya da onun yöneticisine küfür ediyorsunuz. Birinci derece akrabalarına dahi küfür ediyorsunuz. Bu küfürler ve söylemler, her şeyden önce — sebepleri ve sorunlar ne olursa olsun — kendinizi ve milletinizi aşağılamaktır. Bir defa, kızgınlıkla yanlış bir söz söylenmişse bu başka bir şeydir; ancak sistematik bir şekilde bunu sürdürmek, kişinin kendini küçük düşürmesidir. Bunu birkaç defa kendilerine anlattım.

Onlar da, bu hareketin bazı yetkililerinin çevrelerindeki insanların birinci derece akrabalarına olmayacak küfürler ettiğini söylediler. Ben de onlara, bu kişilerin de hata yaptıklarını, çirkeflik ettiklerini; sizin kurd kadınlarına söylediğiniz sözlerin, bütün Kurdlere söylenmiş sayıldığını; onların da size ve arkadaşlarınıza ettiği küfürlerin yine tüm Kurdlere söylenmiş sayıldığını ifade ettim. Bunlar yanlıştır, bu yanlışların açığa çıkarılması gerekir. Bir kişi yanlış yaptı diye on kişi bir araya gelip aynı yanlışı yaparsa, iki yanlış bir doğru etmez.

Bizim ricamız, bu yanlış hareketlerden vazgeçilmesidir.

Birkaç şiddet olayına da biz aracılık ettik. Takipçilerimiz bunu bilir. Taraflara “Bunu yapmayın” dedik. Kendi aralarında anlaşıp olayı kapattılar. Biz bu tür olayların yaşanmamasını önemsiyoruz ve bu çerçevede ricamızı yineliyoruz.

Bu süreç, Kürtlerin birbirlerine destek olmaları, en azından birbirlerine köstek olmamaları gereken ciddi bir süreçtir. Bazı siyasi hareketler, Kurdlere rağmen Kurdler adına konuşuyor olabilirler ama kurdleri temsil etmedikleri, kendi söylemlerinden bellidir.

Bazı açıklamaları görüyoruz; lider konumundaki bazı şahsiyetlerin veya birden fazla kişinin söylemleri bize aktarılıyor. Karşılaştığımız tablo içler acısıdır. O hâlde, biz Kurdler olarak kendi davamımıza ve milletimize sahip çıkarak, onlara hizmet ederek sahip çıkmalıyız. Bizim işimiz bu olmalı. Bunu yapamayanlar, en azından ortalığı karıştırmasınlar.

Bakın, günlerdir bir gazetecinin cahilce bir söylemi ortalığı birbirine kattı. Bu yüzden öz sorunlarımızla uğraşamaz hâle geldik. Bunu kendi kendimize yapıyoruz. Ey gazeteci, bu meseleyi sessizce de çözebilirdin. O gençlerin bağlı olduğu bir yönetim gücü vardı; onlara ulaşmalıydın. Hedef gösterilen kişilere ulaşmalıydın. Ama sen muğlak ifadelerle bir yazı yazıp ortalığı karıştırdın. Bu doğru değildir. Bu ya senin yalanındır ya da bir başkasının yalanını paylaşıyorsun; suni bir gündem oluşturdun.

Kürtleri birbirine düşürdün, sonra da “beni tehdit ediyorlar” diyorsun. Onlar da bu sorumsuz davranışa tepki gösteriyor. Sen ise bu ateşe benzin dökerek katkıda bulunmuş oldun. Çık, insanlardan özür dile; “Ben bir hata yaptım, esasen böyle bir şey yoktur” de ve kenara çekil