Korkutmayla halkı susturmak, halkın doğruları görmelerini ve konuşmalarını engellemek uygarlığın ve istikrarlı gelişmenin önünde temel engeldir.
Baskıyla korkutarak, barbarca zulum uygulayarak Kürd halkının temel insani haklarını inkar etmek, daha da ileri giderek Kürd halkına karşı sistemli olarak soykırım uygulamak insani değildir. Ahlaki hiç değildir. En önemlisi de uluslararası kanunlara göre, Kürd halkına karşı yapılıyor olan uygulamalar ağır insanlık suçudur.
Son, Birleşmiş Milletler kurumunun yayınlamış olduğu, Türkiye’nin insan hakları ihlalleri ve ilgili maddelerinin net olarak yazılmış olması durumun vahametini açıklıkla gösteriyor.Bu durum böyle yürümeyecektir.
Kürd halkına karşı insanlık suçlarını işleyenlerin suçları yanlarına kar kalmayacaktır.
Türkiye halkı adına ve Türkiye devleti adına bu ağır insanlık suçları işlenmektedir.
Türkiye halkı ve devleti adına işleniyor olan bu ağır insanlık suçlarına karşı yasal süreç başlatmak her Türkiye vatandaşının sorumluluğu, hak ve görevidir.
Her kürd insanının, her Kürd siyasetçinin, her Kürd sivil toplum kurum ve kuruluşunun, özellikle her Kürd avukatın iki kez görevidir.
Yasal çerçevede müracaatlar başlamalıdır.
Ulusal ve uluslararası düzeyde şikayet müracaatları başlamalıdır. Korkmayalım. Korkunun ecele yararı YOK. Kimimiz şikayet müracaatlarında bulunalım, kimimiz de delil toplayalım. Bu, benim ısrarla çağrımdır. Yasal çerçevede kalalım. Evet korkunun ecele yararı YOK.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin