Faşist Türkiye devletinin barbar yöneticileri, beni susturabilmek amacıyla devlet gücünü kullanarak, Hollanda’nın üst düzey devlet yöneticilerine, kimsesiz Türk çocuklarını peşkeş çekerek tuzakla suçlu duruma düşürdüler.
Sonra da onlarla anlaşma yaparak, beni, Hollanda’da rehin tutturmayı başardılar. Hollanda’nın üst düzey devlet görevlisi Joris Demmink ve arkadaşlarına, Bodrum’da parti(!) organize ettiler. Türk Polis görevlileri de, Hollanda’lı Joris Demmink’e düzdürmek için sahipsiz çocukları aynı sözüm onlara, partiye götürmüşler. Sonra da, Hollanda’lı Joris Demmink ve arkadaşları, o sahipsiz on iki yaşlarındaki çocuklara tecavüz etmişler. Bu rezalet, görüntülü olarak videoya kayıt edilip Hollanda’lı sapık devlet görevlisi Joris Demmink’in, beni bulup Türkiye’ye teslim etmesi karşılığında pazarlık malzemesi yapılmış.
Feruh Tankuş ve Emin Arslan gibi şerefsiz Polis şefleri de o çirkef oyunda baş rolü oynamışlar. Türkiye devleti adına anlaşmayı yapanlar da, Demirel sapığı, dönemin Cumhurbaşkanı, Tansu Çiller fahişesi, dönemin Başbakanı Özer Çiller denen diğer bir cinsi sapık ve aynı seviyede-karakterde olan kişiliklerdir. 1991-92 yıllarının ölüm listesi organizasyonuyla beni katletmeyi başaramayan faşist
Türkiye devletinin sapık yöneticileri, böylesi çirkin tuzaklar ve oyunlarla beni, 1995 yılında Hollanda’da rehin aldırmayı başardılar. O tarihten bugüne bulunduğum Hollanda zindanlarında anlatılamayacak çirkefliklerle, aklımı kaybetmem için baskılara hedef oldum.
Bana çok yakın olan bazı kansızları kullanarak beni çıldırtmaya çalıştılar.
Eh, xweda var gam yok. Yirmi üç yıllık esirlik sürecinde, Dünya güzeli dört yavrum sağlıklı büyüdüler. Yavrularımın her biri, Dünya’ya bedel. Gerçek bir kahraman olan Analarıyla bir arada yaşıyorlar. Öz kardeşlerimin kendilerini pis sokak köpeklerinin seviyesine düşürmelerine karşılık, her biri ordulara bedel yakınlarım öne çıkıp, bana hizmet çocuklarıma da yandaşlık yaptılar. Xweda ne eylerse güzel eyler. Aynen öyle oldu.
Bugün geldiğimiz noktada, benim rehin tutulmamın nedenleri, bazı Türk ve Hollanda’lı şerefli devlet görevlileri, yazılı ifade ve gizli belgeleri Avukatlarıma ulaştırdılar. Dünyaca saygınlığı olan onlarca uzman, politikacı ve saygıdeğer şahsiyetler, avukatlarımla birlikte hareket ediyorlar. Hollanda, ABD, Türkiye’den bazı onurlu devlet görevlileri, din görevlileri, avukatımla birlikte hareket etmeyi, “insanlık görevi” olarak kabul edip gereğini yapıyorlar.
Bana çok yakın olan bazı yakınlarımın, menfaat için veya korkaklıkla dansözleşmeleri, midemi bulandırırken, şerefli bazı yakınlarımın ve soydaşlarımın sıcak ve kararlı yaklaşımlarıyla birlikte, Kurd u Kurdîstan davasına tarihi önemde hizmetler sunuyoruz. Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştirmek kararıyla 24-Temmuz-2018 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde kuruluşunu ilan etmiş olduğumuz Hükümet çalışmalarımızın en değerlisidir.
Biz ölsek te, bu Hükümet, Kurd u Kurdîstan davasını, Bağımsız Kurdîstan Birleşik Devletlerini resmileştirmekle taçlandıracaktır.
Yücel Yeşilgöz denen kanı bozuk kişi ve onun gibilerin iftira ve yalanlarla, faşist Türk devletine para karşılığında hizmet ederek, hazırladıkları Hollanda mahkemesinde aleyhimde kullanılan uydurmalara karşılık, uluslararası düzeyde saygınlığı olan uzman ve profesörlerin onlarca kitap haline getirip yayınlamış oldukları gerçekler ve saygıdeğer insan Avukatım Adele Van Der Plas’ın meslektaşlarıyla topladıkları gerçeklere dayalı doğru bilgiler, tarihi belgelerdir.
Esirlik sürecinde, fırça ve boyalarla yapmış olduğum iki bine yakın resim ve on bin sayfayı aşan yazılarım, sosyal medyada herkesin görüp okumasına sunulmuştur.
Eh, Xweda bunun bu şekilde olmasını istemiş.
Kurdîstan topraklarını işgal etmiş olan faşist ve barbar devletler çok iyi görüyorlar ki, onlar için soylu Kurd Halkına hesap vermelerinin zamanı gelmiştir. Bundan kurtuluşları olamaz. Bunları bildiğim için 05-07-2019 tarihinde Ankara’da mahkeme kararıyla www.hbaybas.com haber sitesinin Türkiye erişimini kapatmış olmalarını anlayışla karşılıyorum. Şimdiye kadar on dan fazla, bana ait haber sitesine korsanca saldırıyla engelleri, bizi susturamadığı gibi, bundan sonra ölüm bile susturamaz. Faşist Türkiye devletinin bu korkakça kararına “hooşşt” diyorum. Anladın mı Erdoğan iti?
07-07-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş