İngiltere’nin başkenti Londra’da, Kurd kurumlarına ve birçok Kurd ailenin evine gece saat 02.00 sularında polis baskınları düzenlendi. Polis, evlerin kapılarını kırarak içeri girdi. Gözaltı ve tutuklanmaların bilgisi geliyor. Derneklerin içine bulunduğu durum ve sizin de daha önce dernekler tarafından yalan ve iftiraya maruz kaldığınız düşünüldüğünde bu süreci nasıl değerlendirirsiniz?
Bu konu ile ilgili İngiltere’nin ilgili güvenlik birimleri tarafından açıklığa kavuşturulması esas alınmalıdır. Neden bu baskıların yapıldığını ve tutuklanmaların gerçekleştiği sorgulama ve dava dosyalarından açıklığa kavuşur.
Benim dava dosyalarımda neden rehin alındığıma ilişkin detayları yazılı olarak belirtilmiş, mahkeme süreçlerinde konuşulanların hepsi tüm ayrıntıları ile kayıt altına alınmıştı. İngiltere’de de bunun olacağını hatırlatmak isterim.
Yüzyıllardır soydaşlarımızın birbirlerine düşürülmesi gibi kirli oyunların var olduğunu unutmayalım. Dolayısıyla İngiltere’deki güvenlik birimlerinin bizim soydaşlarımızın oturduğu derneklere baskınlarının Güney Kurdistan yöneticileri ve Sayın Neçirvan Barzani ile ilişkilendirmek Kurdleri birbirine düşmelerini bilinçli olarak organize edenlere malzeme olur.
Kurdistan’da bugün binlerce haber kurumu vardır. Sayın Neçirvan Barzani’ye sorup cevabını alabilirler. Ama ortada bir kanıt olmadan insanlarımızın birbirlerini suçlamaları doğru bir yaklaşım değildir.
Türkiye’nin Kurd düşmanlığı ve bakanlık düzeyinde İngiltere ile görüşmesi göz önünde bulundurulacak olursa ilgisinin olmadığı düşünülemez.
Biraz ilginç geliyor çünkü bizim rehin almamız da Türkiye’de terör devletinin bazı terörist militanları Ferruh Tankuş, Hudayı Sayın, Emin Arslan hadsizleri de Londra’daki halk evi ile birlikte hareket etmişlerdi. Emin Arslan arena programında, Londra dernek yöneticisi de Londra derneği önünde aynı içerikte benim aleyhime paylaşım yapmışlardır.
25 yıl gibi bir süre boyunca Londra Halk evi derneği, kurd düşmanları ve Türkiye terör devleti iş birliği içinde davrandıklarını dillendirmedim. Taki iki sene önce Paris’te yine PKK’nın Avrupa yapmasına ait derneklerden özellikle Paris’te benim aleyhimde yalan iftiralara dayalı propaganda yaptıklarını öğreninceye kadar. Benimle ilişkisi olan görüşen bazı Kurd soydaşlarımızı tehdit ve taciz ederek şu söylem ve tavırları geliştirmişlerdir; İş yerlerini ellerinden almak için çirkeflikler yaparak Hüseyin Baybaşin’den uzak duracaksınız onunla ne işiniz vardır o farklı bir siyaset yürütüyor gibi ahlaksızca davranışlarla yine beni hedeflediklerini gördüm. Türkiye terör devletinin yandaşı olan bazı haber kaynaklarında da benzer söylemlerin kullanıldığını dikkate alarak; PKK’nın Avrupa yapılanmasının en üst düzeydeki yöneticilerine haber göndererek, Londra olaylarla ilgili olarak halen bir açıklama bekliyoruz. Herhangi bir açıklama yapılmamışken bugün Paris’te aynı çirkefliklerle bize yönelik iftira ve yalan içerikli aleyhimizde kampanya yürütülüyor. Bunların son bulması gerekir dedik görevlerini yapmadıkları için de tepkimizi gösterip o zamanki olayları izah ettik.
Bize yönelik iş birliği içinde olan Londra halk evi başta olmak üzere diğer derneklerin İngiltere makamları tarafından hedef alınmış olmaları enteresandır. Diğer taraftan da ilk başta söylediğimiz gibi Kurdleri etkisizleştirmek için en çok uygulanan yöntem Kurdlerin birbirine düşürülmesidir. Biz o oyuna gelmedik ve Londra halk evleri derneği ve onun gibi diğer derneklerinde İngiliz, Hollanda ve Türkiye polisi ile birlikte hareket ederek beni ve yakınlarımı suçsuz yere hapsettirme konusunda tanıklık yapmaları sonrasında böylesi bir ahlaksızlığı asla düşünmedik.
23 seneden fazla bir zaman bekledik. Bilindiği gibi olaylar 2000-2001 yılında oluşmuştur bize karşı Paris olayları da sinsice son yedi yıldır koordine ediliyordu. Ama son iki yılda artık hadlerini açtıkları için biz tepki gösterdik. Ama ne 2000-2001 ne de son iki yılda ahlaksızlıklara karşı onların yaptıkları seviyede bir karşı saldırıya geçmedik. Gayemiz Kurdler arasında belli bir çatışmanın brakujînin kapısını açmayalım dedik. Ancak bu derneklerin hâlen bize yönelik yaptıkları ahlaksızlığı gidermeye yönelik bir söylemde dahi bulunmadılar. Bana bizzat söz verdikleri halde özellikle geçen yıl lütfen sen bu yazıları kaldır biz bütün bu söylediklerinizin hepsinin doğru olduğunu kabul ediyoruz ve düzelteceğiz dediler.
Aradan 2-3 ay geçtikten sonra abi biz yapmanız gerekeni yaptık. Neymiş yapmanız gereken? Bize yakın olan kardeşimizin de evini ziyaret etmişler özür dilemişler kusura bakma demişler bu kadarının yettiğini düşünmüşler. Halbuki o süre içerisinde hala aynı derneklerde pisliklerin bize yönelik saldırılarının devam ettiğinini biliyoruz. Şimdi sizin söylemeniz üzerine İngiltere’deki gelişmeleri merakla takip edeceğiz. İngiltere’deki avukatlarımızdan durumun gerekçelerini öğrenmeye gayret edeceğiz. Ancak bizim yüreğimizde taşıdığımız bu yaralarıda hatırlatmayı gerekli gördük.
Sizin bu sorunuzun bizim için anlaşılmaz olduğunun izahatını da bu şekilde tamamlamış olduğumuzu umarız.