Kuruluş tarihi olan 1923 yılından bugüne faşist ve barbar anlayışla yönetilen Türkiye devleti, Kurd kanıyla beslenmeyi kendisine hak olarak görmeye alışmış. Alçakça oyunlarla Kurd şehri Kerkuk’u, İran barbar molla rejimine sattıktan sonra Efrin şehrini de aynı alçakça oyunlarla işgal edebildi.
Faşist Türkiye devleti şimdi de vampir gibi kana susamışlığını Kurdistan’ın kutsalı, onuru olan Kobane şehrinde gidermeye çalışıyor.
Faşist Türkiye devletinin barbar yöneticileri, Kurd halkına yönelik barbarlıklarının bedelini ödemekten kurtulamayacaklarını çok iyi bilmedirler.
Türkiye’yi yöneten hırsız kan emiciler, Kobane şehrine saldırmaları durumunda Kurd Halkının ezici tokadıyla karşılaşacaklarını çok iyi bilmelidirler.
Kurd Halkı Dünya’nın her tarafında barbarca Kurd’ün kutsalına saldırmanıza savunma hakkı çerçevesinde değerlendirip karşılık verecektir.
Kobane şehrimize alçakça oyunlarla saldırmanıza Kurd halkı topyekun karşılık verecektir.
Kobane’ye saldırı planınızın başlaması her Kurd’ün onuruna, kutsalına saldırı demektir.
Böylesi barbarlığa karşılık vermek, Kurd halkının savunma hakkıdır.
Kurd halkı adına böylesi bir saldırı için protesto mitingleri verimsizdir, anlamsızdır, gereksizdir. Havanda su dövmektir.
Bütün Dünya’nın gözü önünde İŞİD, EL NUSRA ve benzeri terör örgütlerini organize ederek Kurdistan topraklarından uygarlığı yok etmeyi hedefleyen Erdoğan çetesinin Türkiye’sinin işlemiş oldukları insanlığa karşı suçlara karşı sessiz kalanlar, Kurd Halkının kendilerini savunma haklarına karşı söz hakları yoktur.
Faşist Türkiye devletinin barbarca Kobane şehrimize saldırmasına karşılık vermek, Kurd halkının savunma hakkını kullanması demektir.
Savunma hakkı evrensel hukukun verdiği haktır. Faşist Türkiye devletinin barbar yöneticilerinin kana susamışlıklarını gidermek için kendi kanlarını kullanmalarını tavsiye ederiz.
Bi navî hebuna kurd u kurdistanê en kobane tene nahêlin.
02-11-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin