Kurd Halkı’nın sıkıntılarının temeli Devletsizliktir. Kendi dil ve kültüründe eğitim görememek, adetlerini, tarihi konumlarını öğrenememek doğal olarak kişiyi kendisinden uzaklaştırır. Başka bir dilde, başka bir kültür ve gelenekleri öğrenmeye mecbur kalmak, kişiyi başka birisi olmayı kabul etmek, ya da isyan etmek arasında tercih etmek zorunda bırakır. Bu durumun insanların üstünde bıraktığı olumsuzlukları küçümseyemeyiz.
Kurd Halkı ise kendi vatan topraklarında yaşıyor olmalarına rağmen, barbar işgal gücü devletlerinin zulum uygulamaları altında eziliyorlar. Özellikle Türkiye’de varlıkları inkar edilen Kurd Halkı, kendi dilini, kültürünü, tarihini, varlığını, kimliğini inkar etmek zorunda bırakılmış olmanın sıkıntısı, sistemli ve sürekli işkencedir.
Hem kendi varlığını inkar etmek zorunda bırakılan Kurd Halkı, bu inkarcılığı dayatmış olan barbar, faşist Türkiye devleti, hiç utanmadan hem de Türklüğü kabul etmenin ötesinde “biz Türküz” diyeceksiniz, demezseniz bölücüsünüz diyerek barbarca zulum uyguladığı Kurd Halkını suçlu ilan ediyor.
Bütün Dünya’da bu ahlaksızca zulmü seyir etmekle kalmıyor, zulum eden barbarlardan menfaat edinmenin yarışındadır.
Bizim Halkımızın temsilciliğini üstlenmiş olanlar, bu gerçek manzaraya rağmen, barbar ve faşistliğin yanı sıra bu sadist işgal gücü devletlerinin kanı bozuk yöneticileriyle hak, hukuk konularını konuşabileceklerine inanıyorlar. Kurd’lük adına siyaset yapıyor olan bazı çevreler ise bu faşist devletlerin boyunduruğu altında yaşamak için Kurd Halkını ikna etmeye çalışıyorlar. Diğer bazıları ise, faşist ve barbar Türkiye devletinin, insanlığın yüz karası olan düzenbaz, sadist yöneticilerini kızdırmamak için neredeyse dansözlük yapacaklar.
Her gün kanımızı akıtıyorlar. Halkımıza ait zenginlik kaynaklarını çalıyorlar. Bir de bizi suçlu ilan ediyorlar. Bu barbarlığı yapanların herhangi birisi, durumun böyle sürüp gideceğine inanıyorsa ben, onun zihniyetinin kirlendiğini, sonra da köleleştiğini bilmesini hatırlatıyorum.
İnsanlarımızın baskı, zulum ve barbarca uygulamalardan ötürü psikolojik sorunların sıkıntısını yaşadıklarını bildiğimi kısaca örneklerle izah ettim.
Diğer taraftan küçük, ucuz çıkar hesaplarıyla, günlük yaşamaya çalıştıklarına inananların da, kendilerine sormalarını rica ediyorum.
Siz, gerçekten yaşadığınıza inanıyor musunuz?
Başkalarının emeklerinde gözü olanlar, başkalarının sırtından geçinmeyi marifet olarak görenler, başkalarının bu durumu görmediklerini mi sanıyorlar?
Bu iki soru için izahatlarla kafanızı yormak istemiyorum.
Vatanımızın işgal altında, Halkımızın ağır baskı altında olduğunu biliyoruz.
Bundan dolayı insanlarımızın sıkıntı içinde olup, stresli olduklarını da biliyoruz. Bunun içindir ki bazen canımı çok sıkan insanlarımıza kızamıyorum.
Halkımızın kurtuluşu için canlarını feda eden asil insanlarımızda hepimiz gibi Anne-Baba çocuğudurlar. Bunları da hepimiz biliyoruz.
Bazen can sıkıcı davranışlarla gevezelik yapan insanlarımıza, anlayış gösterelim. Çirkeflik yapanlarla, yobazlık yapanlara, fırsatçılık, fitne fesatla yaşamakta ısrar edenlere, hadlerini bildirelim.
Halkımızın kurtuluşu için canlarını ortaya koyanlara da minnetle sahip çıkalım. Mücadelelerinde başarılı olmaları için onlara yol göstericilik yapalım. Bunu yapmak insani davranışın ötesinde, görevimizdir.
Kurdistan’ın işgalden kurtarılması şarttır. Bunun başka çaresi yoktur.
Kurd Halkı’nın zulum altında, sömürülerek yaşamaktan kurtarılması şarttır. Bunun pazarlığı, muhasebesi olmaz. Yalnızca bunu nasıl başaracağımıza yoğunlaşmak zorundayız.
Kurdizm ideolojisi yolumuz, Kurdistan Birleşik Devletleri hedefimiz olmalıdır. Başka seçeneğimiz yoktur. Kendimizle dürüst olmak zorundayız.
Halkımız, kendi Bağımsız Devleti’nin çatısı arlında yaşayarak, kendi öz kimliğini ve soylu asaletinin farkında olabilir. O gün gelene kadar insanlarımızın kişiliklerini korumaları ve işgal gücü olan faşist devletlerden asla korkmamaları gerekir. Kişiliksiz davranıp korkarak Kurd’lüğün adını kirletenlere, her haysiyetli, şerefli Kurd insanının onlara müdahale etme hakları vardır.
06-09-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin