Türkiye Devletini yönetenlerin bazıları ve yakınlarının menfaat edinmek için Türkiye’nin ve Uluslararası yasaları ihlal edip suç işledikleri ve Kürd halkına yönelik işlemiş oldukları insanlığa karşı ağır suçları örtbas etmek amacıyla iç ve dış politikalarda yapıyor oldukları çalışmalarla yeni suçlar işliyorlar ve Türkiye’yi tahrip edecek bataklığa sürüklüyorlar.
Türkiye Devleti’nin Kürd halkına dayatmış olduğu barbarca soykırım uygulaması Türkiye için 1. derecede tehdittir. Türkiye’nin Kürd halkının haklarını saygıyla teslim etmesi Türkiye için tehdit değildir. Aksine, Türkiye’nin kalıcı bir Devlet olabilmesinin tek yoludur.
Afrin’e saldırı naraları da Kürd halkının yok olmasına yönelik dayatmadır. Diğer taraftan Halep’ten İdlib’e taşınmış olan El Kaide veya yeni adıyla El Nusra ve benzeri din tüccarlığı yapan terör örgütlerinin mensuplarını Türkiye’nin kontrolü altındaki bölgelere taşımak için Afrin’e yapılıyor olan saldırı olayı, bir maske olarak kullanılıyor.
Sözde Özgür Suriye ordusu diye Türkiye kamuoyuna tanıtılanlarda, aynı terör örgütünün militanlarıdır.
Çok az sayıda Türkmen ve Arap çapulcularda aralarında vardır. Hepsi Türkiye Devlet görevlilerinin kontrolündedirler.
Türkiye Devletini yönetenler, Türk halkına bu doğruları söylemiyorlar. Yalanlarla halkı kandırmak ve böylece kendi çıkarlarını korumak işlerini geliyor. Bütün Dünya ve Türkiye halkı bilmelidir ki El Nusra, İşid ve benzeri aşırı terör örgütleri, çapulcular takımı ve Türkiye Devleti’nin tüm askeri gücü birlikte her türlü son teknoloji silahlarıyla birlikte Afrin’i alamazlar. Afrin’i teslim alabilmek için önce bütün Kürd’leri yok etmeleri gerekir. Buna da güçleri yetmez.
Türkiye Devleti, Güney Kurdistan’da oynamış olduğu tüm kirli oyunları, Rojava’da başaramayacak.
Güney Kurdistan’da oynadıkları oyunların hesabını er geç vereceklerdir.
CHP’nin Kılıçdaroğlu denen şapşalı da bu oyunlara hizmet ediyor. Zaten bu oyunları kavrayabilecek kapasitede değildir. Bütün Dünya gibi, biz de bu oyunları biliyoruz. Olacakları da herkes bilsin. Kürd halkına uyguladığı barbarca dayatmalarla, Türkiye kaybedecek. Türkiye’de aklı başında Devlet yöneticilerinin ve siyasi grupların önce çıkmaları gecikirse, Türkiye’de yaşayabilmek için güvenli hiçbir yer kalmaz. Doğru olanın yapılması Türkiye Devleti’nin çıkarınadır. Doğru olanda Kürd halkının haklarını teslim etmek ve Dünya’yı kirli oyunlarla yalan, şantaj ve tahriklerle yıkıma sürüklemek için, ortalığı karıştırmaktan vazgeçmektir.
Türkiye tarafından, Rojava’da bulunan Kürd köylerine top atışlarıyla, füzelerle, ağır silahlarla saldırıp Kürd halkını tahrik etmek ahlaksızlıktır.
Kurdistan Rojava bölgesi, Afrin, Kürd halkının onurudur. Buraya sıktığınız her kurşun, Türkiye’ye geri dönecektir. Bu ucuz, kirli ve çirkin oyunlarınız sizin başınızı yiyecek. Bundan emin olun.
Kürd halkı artık Türkiye’nin şamar oğlanı veya esiri değildir. Kürd halkı artık zayıf da değildir. Türkiye’ye muhtaç hiç değildir.
Kürd halkının şimdiye kadar yapmış olduğu en kötü tercihi, Türkiye Devleti’ni gerçek bir Devlet yapılanmasına dönüştürmek olmuştur.
Bugün için Afrin’e göz dikmekle, Türkiye Devleti, Mersin’den olacaklarını bilsin.
Bunu o kirli zihniyetlerine soksunlar. Bu söylem Türkiye Devleti’nin kör ve kirli zihniyetine uyarı olsun. Kürd halkı boyun eğmeyecektir. Kürd halkı yenilmeyecektir.
Bunu herkes bilsin ve kabul etsin.
Türkiye Devleti’ni yönetenlerin bugüne kadar Kürd halkına yönelik uygulamış oldukları barbarca zulmün hesabını vermekten kurtulamayacaklarını ve bu zulmün Bağımsız Birleşik Kurdistan Devleti’nin resmileşmesinin temeline harç olduğunu herkes görecektir.
Bu Xweda’nın kararıdır. Her Kürd bireyi buna inansın ve bu inançla yaşasın.
Kurdistan’ın sivil savunma kurumları ve avukatları gibi şerefli her bireyin faşist Türkiye Devleti’nin Kürd halkına yönelik soykırım dayatması çerçevesinde, Afrin’e barbarca saldırısına karşılık seferberlik ruhuyla hareket etmeleri gerekli. Uluslararası ve Birleşmiş Milletler Kurumuna on binlerce dava açmak için çalışmalara başlamalıdırlar. Her Kürd bireyi özellikle her şerefli Kürd bireyi bu barbarlığa karşı yasal zeminde yapabileceklerini bugün yapsın. Yarını beklemesin.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin