Kurdistan’ımızın işgal altında olmasından ötürü, Halkımıza yönelik barbarca zulüm ve sistemli olarak soykırım uygulanması sonucu, bazı insanlarımız, basit bireysel ucuz hesapların bağımlılığıyla, Kurdistani değerlerden uzaklaşmış oldukları bir gerçektir. Kurdistani değerler gibi, Kurdistani kimlikten de uzaklaşmış olduklarını da görüyoruz. Bazı insanlarımız, Türkiye Kurd’ü, İran, Irak veya Suriye Kurd’ü kimliğini kullanmaktan hiç utanmadıklarını, sıkılmadıklarını görüyoruz. Bazı zayıf kişilikli şahısların, laçkalaştıklarını da hepimiz biliyoruz.
Bu rezaletin temelinde, ulusça işgal altında olan topraklarımızın işgalcilerinin çok ahlaksız karakterli ve barbar zihniyetli olmaları vardır. Temel neden budur. Welatımızın işgalcileri, azami insani değerlere sahip olsaydılar, öncelikle kendilerinin sömürgesi olan bir Halka yönelik sistemli soykırım uygulamazlardı. Hem de barbarca zulüm ile böylesi insanlık suçunu işlemekten utanırlardı.
Türkiye gerçeğini örnek alıp bir değerlendirme yaparsak, Türkiye devlet yöneticilerinin yüz yıldır, Kurd Halkına yönelik soykırım uygulamaları hakkında kullandıkları utanmazca ve ahlaksızca ifade-söylem tarzı, onların insani değerlerden uzaklıklarının göstergesidir.
Bu izahat ile, bazı insanlarımızın da, işgalcilerin seviyesine düşmüş olduklarını inkar etmeyelim. Görmezlikte gelmeyelim. Ama böylesi kişilikleri, şimdilik bir kenarda kayıtlı tutalım. Daha da önemlisi, daha fazla, insanlarımızın çirkefleşmelerine izin vermeyelim. İnsanlarımıza zulüm ile sistemli soykırım uygulayan işgal güçlerini, kutsal topraklarımızdan kovalım. Welatımızı ve soylu Halkımızı, barbar işgalcilerden kurtaralım. Başka çaremiz yoktur. Kurdistanımızı işgal etmiş olan barbarların egemenliği altında yaşamanın rezaletinden kurtulmak için kararlılıkla çalışıp, Bağımsız Kurdistan Birleşik Devletlerini resmileştirelim.
Barbar ve yobaz işgalciler, bazı zayıf-fırsatçı insanlarımızı, kendileri gibi çirkefleştirmişler. Bunlar doğrudur. İşgalcilerin, bizden fazla güçlü oldukları da doğrudur. Bu gerçekler, biz Welatparêzleri çok daha fazla ve kararlılıkta çalışmaya yöneltmelidir.
Dünya’da, büyük imparatorluklar bile başka Halkları yönetmiş, sömürmüş iseler de sonuçta, her Halkın kendi yönetimini oluşturup kendi Welatını yönetme hakkını edinmesiyle sonuçlanmış. Çok eski, soylu ve kendi Welatımızda, on bin yıllık süreyi aşan zaman diliminde kendi kendimizi yönetmişiz. Büyük İmparatorluklar kurmuşuz. 1514 yılında Osmanlılar ile “Kasrê Şirin” anlaşmasıyla birlik olmuşuz. Bu tarihten sonra, Kurdler arasında Kurdistani irade zayıflamaya başlamış. 1923 Lozan anlaşmasıyla devlet statüsüne kavuşmuş olan Türkiye’nin barbar yöneticilerinin sistemli olarak, Kurd Halkına yönelik soykırım uygulamaları sonucu, Kurd’ler açısından içler acısı durum oluşmuş.
Öylesi acınacak bir durum ki, kendini bilmez bazı Kurd kişilikler bile, “Bağımsız Kurdistan Devletine gerek yok” diyebilecek duruma düşmüşler.
Bağımsız Kurdistan Devleti’nin resmileşmesini sağlamanın zorlukları vardır. Bu zorlukları aşmak mümkündür. Kurdistan Halkının “biz, Bağımsızlık istiyoruz” demesi, Bağımsızlık için en önemli kazanım adımıdır. Siyasi anlayışımız, Bağımsızlık inancıyla gelişmelidir. Kurd’ler adına siyasi kurumlar da, bu anlayış çerçevesinde çalışmalar yürütmeye yönelmelidirler.
Güney Kurdistan’da Bağımsızlık referandumu, Kurdistan Halkı için çok büyük bir kazanım ile sonuçlandı. Bütün Dünya, Kurd Halkının Bağımsızlık istediğini gördü. Referandumun organizatörleri, Bağımsızlık yapısını koruyabilecek siyasi ve Askeri güç oluşturmalıydılar. Böylesi bir müttefiklik ortaklığını sağlamalıydılar. Orta Doğu’da, özellikle Kurdistan’da, haklı tarafın istekleri kabul edilmiyor. Güçlü tarafın istekleri kabul ediliyor.
Bunları hepimiz biliyoruz. Bağımsız Kurdistan adına, Bağımsız Kurdistanı koruyabilecek ortaklık kurulmuş olsaydı, İran ve Türkiye hiç kıpırdanamazlardı. Bazı Kurd siyasi hareketleri de, Kurdistan Bağımsızlığına karşı olan işgal güçleriyle birlikte hareket edemezlerdi.
Bağımsızlık referandumunun organizatörleri, Kurdistan Bağımsızlığını sağlayıp koruyabilecek güçlerle müttefiklik temelinde ortaklık anlaşmasına varabilirlerdi. Bizler, bu tarihi deneyimden ders çıkarmak zorundayız. Bizim, Kurdistan Birleşik Devletlerinin resmiyet kazanmasını sağlamayı başarmak amacıyla 24 Temmuz 2018 tarihinde Lozan şehrinde kuruluşu ilan edilen Hükümet çalışmaları içerisinde yer almamız, Güney Kurdistan Bağımsızlık referandumundan sonradır. Kurdîstan a serbixwe, her bijî.
27-06-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş