Dünya çok kritik bir süreçten geçiyor. Kürd halkının temsilcileri – siyasi kurum ve aktörleri çok sorumlu davranmak zorunda olduklarını kabul edip gereğini yapmalıdırlar. Kurdistan’ın tüm parçalarında vatandaşlarımız sürgün gibi göçe zorlanıyorlar. Kudistan siyasi kurumları bu durumun nedenlerini çok iyi analiz edip bu sorunun nedenlerini tespit edip gidermelidirler. Özellikle Güney Kurdistan’dan, Rojava’dan ve Kuzey Kurdistan’dan insanlarımız kendilerini ülke dışına atabilmenin telaş ve çabası içindedirler. Doğu Kurdistan’dan göç daha azdır.
Savaş ortamının koşullarıdır diyerek geçiştirilmesi doğru olmaz. Elbette ki savaş ortamının etkisi vardır. Yapmış olduğum araştırma çalışmaları şok edici bilgileri içeriyor. Bazılarını paylaşmayı gerekli görüyorum. Siyasi istikrarsızlık ve belirsizlik önemli bir nedendir. Siyasi partiler birbirleriyle anlaşmak amacıyla yeterli çalışmalar yapmıyorlar. Aksine birbirleriyle uğraşarak çok önemli zaman ve emek israf ediyorlar. Gelecekle ilgili net projeleri yoktur. Varsa da halkla paylaşılmıyor. Siyasi hareketler, istisnasız olarak halktan uzaklaşmış ve kopuk duruma gelmişler. Halktan istediklerini almak konusunda çok katı ama halkın istek ve görüşlerini dinlemekte de çok olumsuz, kaba ve isteksizdirler. Halkın beklentilerinden habersizdirler. Halkın sıkıntılarıyla hiç ilgilenmiyorlar. Bunların benzerlerini sıralayıp uzatmak kolaydır. Ancak halktan kopukluk genel olarak ifade edilen eksikliktir. Halkın isteklerini, beklentilerini çok iyi öğrenmek zorundasınız. Halkın sıkıntılarını dinlemek ve sıkıntılarını gidermek için yardımcı olmak zorundasınız. Halkın kendi topraklarından göç etmelerinin nedenlerini tespit edip gidermek için gayret etmelisiniz. Halka nasıl bir gelecek vaat ettiğinizi çok net olarak söylemelisiniz. Halk ne için savaştığını veya savaş ortamında yaşamak zorunda olduğunu bilmelidir. Göç etmek zorunda kalmış olan insanlarımıza yol göstericilik anlamında yardımcı olacak kurumlar acilen kurulmalı ve siyasi tercih gözetmeksizin aktif çalışmalar yapmalıdırlar.
Siyasi partiler kendi üye ve yandaşlarıyla sınırlı ilişki yürütmekten vazgeçmelidirler. Kürd siyasi hareketlerinin yöneticileri, siyasi aşiretlerin yapısına dönüşmekten vazgeçmelidirler. Bizim partimizden olmayan veya bizim örgütten olmayan “bizden değildir” mantığı, siyasi karakter olmamalıdır. Genel olarak insanlarımızın kendi toprakları üzerinde yaşayabilmelerinin koşullarını oluşturmak için acil çalışmalar olmalıdır. Halkın bilgilendirilmesi doğru bilgilendirilmesi ayrıca acil gereksinimdir. Genel çalışmalar kapsamında diplomat kadrolar yetiştirilmelidir. Diplomatik çalışmalar geliştirilmelidir. Deneyim ve birikimleri olan insanlarımız da siyasi yapılanmalardan bağımsız olarak çalışma kurumlarını oluşturup hizmet etmelidirler. Siyasi liderler burunları havada halktan kopuk siyasi anlayışı aşmalıdırlar. Siyaset bir geçim kaynağı değildir. Hizmet kurumudur. Kürd siyasi hareketleri kendi yandaşlarına hizmet etmekle sınırlı kalmamalıdırlar. Kürd siyasi hareketleri Kurdistan ülkesinin ve halkının hizmetinde olmayı esas almalıdırlar. Bu yazımın içeriği Kürdistan siyasi hareketlerinin hepsinedir. Bir siyasi hareketin yetersizliği ve kusuru bir diğerinden daha çok veya az olabilir. Ama hepsinin eksikleri ve kusurları vardır. Bunların detaylarını öğrenip gidermek isteyen siyasi hareketler, halkla diyalog gruplarını oluşturarak çalışmalara başlamalıdırlar. Siyasi gruplar halkla diyalog konusunu önemsemelidirler. Biz biliriz biz yaparız mantığı siyasi grupları işlevsizleştirir.
Birçok kez söylenmiş olan Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesi çalışmaları, ucuz ve basit hesapların peşinde olanları rahatsız ettiği görülüyor. Türkiye Devleti tek parti dönemi fırsatçıları ülkenin ağaları paşaları konumuna getirdi. 1950’ler de demokrat parti, çevreye etkisi tehdit olarak görülüp hedef alındı. Sonraları hep güç çatışması çalışmalarına tanık olduk. Sayın Özal dönemi, gerçek Devlet yapılanmasının ciddi adımlarının atıldığı dönem oldu. Ülkedeki faşist yapı o güzelim insanı ve projelerini karanlığa gömdü. Ak Parti beni bile umutlandırdı. Maalesef Ak Parti’nin kendisi karanlık ve yıkıcı güç haline geldi. Ak Parti, tek parti döneminin Cumhuriyet Halk Partisi gibi ürkütücü bir yapıya dönüştü. Ak Parti’de kendi elit – etkin yandaşlarını oluşturdu. Halk ve Ülke’ye hizmet sevdası yerini fırsatçılığa bıraktı. Fırsatçılık, menfaatçilik ve ürkütücü yapı parti yönetimine egemen olmuş. Dolayısıyla yirmi beş milyonluk Kürd halkının feryadını duymak işlerine gelmiyor. Kendilerini Türk kabul eden elli beş milyonluk halkın endişe ve şaşkınlığını da görmek, duymak istemiyorlar. Ayrı bir yazıda buna değinirim. Türkiye merkezli Kürd siyasi parti ve örgütlerde aynı tutumu benimsemeyi hedefliyorlar her nedense. Aynı eğitim kültürünün ürünüdürler diyemidir nedir? Kürd siyasi parti ve örgütleri de kendi elit ve etkin ağalarının, paşalarının bağımlısı olduklarını açık yüreklilikle görsünler diye bu yazıyı yazıyorum. Avrupa metropollerinde bazı siyasi aktörler, Kürd halkını, Kürd siyasetinden tiksindirdiklerinin farkında mıdırlar? Kürd halkını, Kürdlükten utandıracak duruma getirdiklerinin farkında mıdırlar? İlgili çevrelerin dikkatlerine sunulur. Bizim arzumuz, Kürd halkının şikâyet ve isteklerini doğru öğrenmeleridir. Mazlum Kürd halkının bireylerinden ricamız, kendi haklarına sahip çıkmalarıdır. Bağımsız Kurdistan’ın resmileşmesinden rahatsız olan Kürd bireylerine de psikolojik tedavi görmelerini öneririm.
Biz Kürd’ler, kendi haklarımıza sahip çıkalım ve bizden başkalarının haklarına da saygılı olalım. Halkımızın asaleti ve soylu değerleri bunu gerektiriyor. Bağımsız Birleşik Kurdistan Devletinin resmileşmesinin süresi biz Kürd’lerin becerisine bağlıdır. Aynı şekilde, diplomatik beceri sayesinde ölüm ve tahribat olmadan bunu başarmalıyız.
Bu nedenlerle taraflarla diyalog farzdır. Aynı hassasiyetle Kurdistan’ın doğal zenginlik kaynaklarının anahtar durumda olduğunu bilelim.
Dem Xweş
Saygılarımla Hüseyin BAYBAŞİN