OSMANLI’DA OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE’NİN ALTINDA DA BİZ KURD’LER KALMAYALIM

0
2089

Kurd Halkı’nın yıkım günü 1514’de başlar. 1514 yılının öncesinde Kurd Halkı kendi baba vatanında egemen bir Halk olarak yaşıyordu. Osmanlı Sultanlığı, Dünya’da bir benzerinin daha yaşamadığı Sultan Selahaddin Eyyubi’nin ayaklarının tozundan peydahlandı. Kurd Kralı olan Selahaddin Eyyubi, İslam alemini koruyup, geliştirmeyi hedef alan devlet politikası yürütmüştür. O anlayışla, İslamiyet’i kabul edenlerin de korunmalarını yönetim anlayışına dönüştürmek için vasiyet’te bulunmuş.
Sultan Eyyubi, Dünya’da kahramanlığı ve insani değerlere bağlılığıyla tanınır. Böylesi yüce değerlere sahip başka bir Kral, bir devlet adamı daha Dünya’ya gelmemiştir. Sultan Selahaddin, İslamiyet’i Kurd’lük için kullanmadı. Aksine Kurd’lüğü İslamiyet’in hizmetine sürükledi.
Mongol artıklarının ve tatarların İslamiyet’i kabul ederek geliştiler.

Selçuk ailesi Selçuklu adıyla gelişmeyi başarmış. Selçuklu’lar bir Halk değildir.
O dönemlerde aile reisinin adı devlet diye anılırdı. Kurdistan’a göçmen olarak geliş yerleşmiş olan Süleyman Şah ve ailesi, Tatar’dırlar. Tatarlar Türk değildirler. Kendi dilleri vardır. Süleyman Şah ve ailesi Sultan Eyyubi’nin vasiyeti sayesinde Kurdistan’da yerleşir. Mezarı da halen Kurdistan’ın Rojava bölgesinde bulunuyor. Süleyman Şah’ın oğlu, Selçuklu Alaaddin Keykubad’ın yakını ile evlenir, ve Selçuklu ordusunun başına geçer. Kendisi öldüğünde, yerine oğlu Osman geçer. Selçuklu’nun adını da Osmanlı olarak değiştirir. O dönemin Kurd Sultanları, Mir’leri Osman Bey’i kendi evlatları sayarlar ve desteklerler. Osman Bey tamamen İslamiyet’e bağlı yönetim oluşturmuş. Daha sonraki yıllarda Osmanlı’ya çok farklı Irklar karışmış. Yönetim de eşkiyalaşmış. Saraylar da eşkiyavari yönetim şekillenmiş. Büyük küçük saraylar da haremler oluşturulmuş. Entrikalar da harem kültürüyle gelişmiş.

1918 yılına gelindiğinde artık Osmanlı’nın kirlenmeyen bölgesi Kurdistan’dır. Bu nedenle Osmanlı Sultanları, Osmanlı topraklarında oluşmuş olan karışıklıkların bölgesine hep Kurd Mir, Bey gibi liderleri göndermişler. Orta Asya’dan Osmanlı’ya katılımın çoğalmasıyla Türklük öne çıkarılmış. Türk’lük adına atasözleri oluşturulmuş. Osmanlı hanedanlığı Türklük, harem adıyla fahişelik, alkolik ayyaş ortamına dönüşmüş. Fuhuşhane, meyhane korsanlık, yaşam tarzı ile Türklük geliştirilmiş. Rusya ve Avrupa devletlerinin korkulu rüyası haline gelecek düzeyde güçlenmiş olan Osmanlı hanedanlığı tamamen barbarlığa dönüşür. Fuhuşhane, meyhane, korsanlık yaşam tarzı Türklük adına barbarlığın egemen olduğu kaos saray yönetimine dönüşür. Saraylar’da harem fahişeleri egemenlik kurmak için Sultanları ve çocuklarını, kardeşleri biribirine düşürdüler.

Bunların hepsini sıralayarak yazmak, onlarca kitap olur. Binlerce kitap zaten yazılmış. Türk’lük adına yazılmış olan kitapların bazılarının içeriğinde doğrular var ise de genelde doğruların saptırıldığını görmek için dönemin olaylarını yazmış olan Arap, Acem, Rus, Avrupa ve ABD kökenli yazarların kitaplarını da okumakla durumu anlamak mümkün olur. Sarayların bazı egemenlerinin yazmış oldukları ANI kitapları doğruları netleştiriyor. Kurd bilimciler, gezginler, tarih yazarları, ANI yazarları, hep birlikte okunup değerlendirildiğinde karanlık nokta kalmıyor.

Osmanlı’nın kuruluşundan yıkılışına kadar, Osmanlı’ya sadık kalmış olan tek Halk Kurd’lerdir.
Yahudiler de asla Osmanlı’ya ihanet etmemişler. Yahudiler, Osmanlı’nın kuruluşunda da yıkılışında da rolleri, yazılı verilerde yoktur.
Saray’ların, fuhuşhane, meyhane, korsanlık, fitne-fesat kültürüyle barbarca zulum yönetimiyle 1800’lerden itibaren Türkleşmeye yönelmekle yıkıldı.
Yerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti yönetimi barbarca zulum ile başlayıp yürüdüyse de şimdiki yönetimi Dünya’nın en büyük sarayını inşa ederek Osmanlı entrika dönemini benimsediğini ilan etmiş oldu. Yıkımı da kaçınılmaz olacak.
Yıkılma sürecini yaşayan Türkiye’de entrikaların kaosa dönüştüğü Saray kültürüne damat devriyle yıkıma amadedir. Bu kaçınılmazdır.
Benim için önemli olan Osmanlı’da olduğu gibi Türkiye’nin yıkılışının altında Kurd Halkı’nın kalmamasıdır. Kurdistan Birleşik Devletleri projesi bunun içindir. Biz Kurd’ler tertemiz Bağımsız Kurdistan Devleti kuralım.

22-08-2018

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin