İnsanlarımızı görüşler, ideolojiler, inançlar çevresinde kamplara bölmüşler böylece birbirleriyle uğraştırıyorlar. Bunlar yetmemiş gibi insanlarımızı birbirleriyle çarpıştırmak için kirli oyunlar icat ediyorlar. Hepsi organize eden kaynak welatımızı işgal etmiş olan faşist barbarlardır. Bunların tek amaçları var, o da insanlarımızı birbirleriyle uğraştırıp zayıflatarak kolayca kontrol etmektir. Hepimiz bu gerçekleri biliyoruz. Bildiğimiz halde işgali barbarlar uğraşacağımıza onların oyunlarıyla birbirimizle uğraşmaktan kurtulamıyoruz. Enerjimizi zamanımızı ve olanaklarımızı kendimizi zayıflatmak için harcıyoruz. Bu darlığı bu yetersizliği aşmaya mecburuz. Kurdlerin birbirleriyle uğraşmaları kurdistan işgalcilerinin oyunları ise de bu durum kurdler arasında zaaf halini almış. Bundan kurtulabilmemiz kendi elimizdedir.
Elbette ki siyasi hareketlerimizin sorumlulukları önemli düzeydedir. Siyasi parti organizasyonlarımızın hiçbiri bu alanda verimli çalışmalar yapamıyor. Özellikle kurdistan işgalcilerine karşı savaşmak için canlarını ortaya koymuş olan kahraman soydaşlarımız kendi soydaşlarına karşı katıca çalışmalara girmelerini anlamakta zorluk çekiyorum. Halen kurdistan topraklarında böylesi zaaflara tanık oluyoruz. Ülke dışında ve özellikle de soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları ülkelerde sıradan soydaşlarımıza yönelik bile kurdistan işgalcilerinden çok daha fazla baskı uygulamalarına tanık oluyoruz.
2001 yılında Hollanda’da benim mahkemelerim başladığında Londra halk evi durup dururken çirkin bir yazı yayınladı. Ben de halkevinde yönetimin değiştiğini düşünerek sordurdum. Ama kontrolün halen bizim siyasilerin denetiminde, kontrolünde olduğunu söylediler. Sonra aynı siyasi hareket bazı ajanların aralarına sızdığını söyleyip olayı öylece geçiştirmeye çalıştılar. Sonra bu olaylar tasnif etmediğim düzeyde çirkinleşti. İnsanlarımızın kanı aktı. Londra’nın merkezinde kurdlük adına dünyaya rezil olundu. Anlaşıldı ki halkevini yöneten kurdistan siyasi hareket, düşman oyunlarıyla öylesi bir çirkin rol üstlenmiş oldu ve uyguladı da. Aynı siyasi hareketin adına faaliyet yürüten basın ve yayın çevreleri bana yönelik sistemli saldırılara başladılar. Çirkin ve iftiralarıyla benim Londra’daki o olayları organze ettiğimi öne sürdüler. Hâlbuki olayları yapan kendileriydi. Benim 1995 yılından itibaren Hollanda’da rehin olduğumu 1996 yılında 1997 nin mart ayına kadar geçici olarak ev hapsinde tutulduğumu 1998 Mart ayında yeniden yüksek güvenlikli bir hapishane binasında tamamen tecrit edildiğini en iyi bilenler de kendileriydi. Bu olaylarla ilgili geniş paylaşımlar olacak çünkü bütün olaylar kurdistan davasının mücadelesinin tarihi bilgileridir. Bizler bu bilgileri örtbas edemeyiz, olmamış gibi de kabul edemeyiz. Bunlar, hep işgalci düşmanlarımızın oyunları olduğundan hiç şüphe duymayalım. Üzücü olan böylesi olaylardan ders çıkarılmamış olması ve gerekli tedbirlerin alınmamış olmasıdır. Yani, bir tane ajan iti böylesi bir siyasi hareketin içinde bu kadar yönlendirici olmaması lazım.
Yakın geçmişte Paris’te üç kadın kahraman soydaşımızın katledilmeleri sonra Fransa’da birçok asil soydaşımıza yönelik aşağılayıcı yaklaşımlar Almanya’da birçok soydaşımıza yönelik aynı dengesiz yaklaşımlar Belçika’da birkaç soydaşımıza geçen yıl yapılmış olan çirkin saldırılar, sokak ortasında serseri grup tarafından darp edilmeleri özellikle azat denen bir soydaşımız halen vücudunda şarapnel taşır iken sokak ortasında darp edilmiş olması utanç vericiyse de işgalcilerin çirkin oyunlarına karşı tedbirler alamamış olduğumuzu gösteriyor. Bu kusurlar, bu eksiklikler hepimizin kusuru ve eksiğidir. Siyasi çevreler kurd halkında daha fazla fedakârlık beklememelidirler. Kurdistani siyasi çevreler olarak aklımızı başımıza almalı ve ciddi çalışmalar yapmalıyız. Düşmanlarımız orta yerde duruyorken, birbirimize zarar vermemizin kurdistan devrimine hiçbir yararı olamayacaktır. Bu zafiyeti aşmanın altyapısını oluşturmaya başlamamız gerekiyor. Londra halk evinin beni hedefleyen çirkin yayınları halen bugün bile dünya basınında ve sosyal medya aleyhimde kullanılıyor. Bu malzemeyi bu çevrelere sunanda kurdistani siyasi bir harekettir. Bu tür çirkinlikleri önlemek için kurdistani bir siyasi altyapı oluşumu bu tür çirkinliklerin önlenmesine hizmet etmelidir.
Bizler, kurdistan birleşik devletleri projesini böylesi acı deneyimleri dikkate alarak geliştirdik. Zorluklarımız var, sıkıntılarımız var ancak aşmak zorunda olduğumuzun bilincindeyiz, kararlılıkla başarmak zorunda olduğumuzu da kabul ediyoruz. Özgür iradeyle çalışırsak, hareket edersek ancak halkımızın da özgürlüğünü sağlamayı başarabiliriz.
Saygılarımla, Hisên Baybas