Kendimizle samimi olup kendimize dürüstçe sorsak, Welatımıza zorla el koymuş olan barbar işgal devletlerinin vatandaşları, biz Kurdistanlı’lardan üstün müdürler? Asla değildirler. Bunu bilmeyen bir tek Kurd yoktur. İşgal devletlerinin kendileri gibi vatandaşları da bu gerçeği çok iyi biliyorlar.
Kendimize ısrarla sorup yanıtlamamız gereken temel soru, biz Kurdistanlı’lardan üstün derecede zeki ve becerikli olmayan, Kurdistan topraklarını işgal etmiş olan devlet vatandaşlarının bizi sömürerek yok etmelerine niye boyun eğdiğimizdir. Niye sessiz kalıyoruz? Niye işgalcilere yüksek sesle defolun Welatımızdan çıkıp gidin diyemiyoruz. Niye bunu diyemiyoruz?
Bu barbar işgalciler, her gün insanlarımızı katlediyorlar. Hem de Halkımıza yönelik çirkef söylemlerle Halkımızı topluca aşağılıyorlar. Bizler, niye sessiz kalıyoruz? Niye, niye, niye? Lütfen hepimiz dürüstçe soralım kendimize.
Welatımızı zorla işgal etmişler. Çocuklarımıza askerlik yaptırarak yine bizim çocuklarımızla savaştırıp ölüme sürüklüyorlar. Dünya’da bu kadar zulme maruz kalmış bir Halk yoktur. Bizler, biye boyun eğiyoruz? Bu sorunun yanıtını, kendimize vermemiz gerekmiyor mu?
Welatımızın kutsal topraklarında yüz yıldır, barbarca uygulamalarla Halkımıza yönelik sistemli olarak soykırım dayatmışlar.
Bizler de, onların haklılıklarının boyutunu tartışmakla oyalanıyoruz. Utanç verici durumda olduğumuzu göre göre kabulleniyoruz. Bu ahlaksızlığa, bu zulme, bu soykırım dayatmasına “yeter artık” diyebilen kahraman soydaşlarımızı, gözlerimizin önünde canice katlediyorlar. Zındanlarda, işkencelerle bu asil insanlarımızı, sancılı sancılı ölüme sürüklüyorlar. Böylesi düzen ortamında, bizler, hayvanlar gibi yiyip, içip, sıçıp, kafamızı bıçağın altına uzatmayı bekliyoruz. Bunun başka izahı var mı?
Bizlere bu zulmü dayatmış olan barbarlara, “Demokrasi dersi” vermeye çalışarak esasen kendi kendimizi aşağılıyoruz. Neymiş?
Demokratik birliktelik istiyormuşuz. Bu ne demektir, biliyor musunuz?
Dünya güzeli bir hanımın, bir kuduz köpeğiyle evlenmek istemesiyle aynı anlama gelir. Yahu bunlar barbar zihniyetin esiri olmuşlar. Kuduz köpekler bunlardan iyidirler. Başta Türkiye’yi yöneten faşistler olmak üzere İran, Irak ve Suriye’yi yönetenlerin güçleri yetse, Kurd Halkını bir günde yok ederler. Çünkü, çok iyi biliyorlar ki, Kurd Halkı er geç hepsini, Kurdistan’ın kutsal topraklarından kovacaktır. Kurd Halkını yok etmeye güçleri yetmediğindendir ki, Kurdleri birbirleriyle savaştırıp parçala, böl yönet ahlaksızlığına sığınmışlar.
Kurdistan’ın kutsal topraklarını işgal etmiş olan barbarlar, çirkinlikleriyle bazı zayıf kişilikli insanlarımızı, kendilerine benzetmişler ise de, Kurd Halkı soylu tarihinin bilincinde olan ASİL bir halktır.
İyi niyetle sabretmiş olanlarımız, patlamaya hazır Ağrı dağı ile aynı konumdayız. Yeter artık diye haykırıp “BAĞIMSIZLIK” diyoruz. Yüz yıllık iyi niyet ile mücadele deneyimi, bizlere ders olmuştur.
Kendimizi kandırmaktan vazgeçerek, iş düzenimizi bozmadan, bilinçli ve sistemli çalışmalarla Kurdistan’ın Bağımsızlığını sağlamayı başaracağız. Kurd Halkı’nın, her gün can veren kahramanlarının her biri, binlerce Mustafa Kemal denen it ve onun yerini almış olan her it oğlu itlerin bir milyonuna bedeldir. Bu gerçeğe, hepimiz inanalım. Bizim insanlarımıza, nasıl başarabileceklerinin bilgisi yeterlidir.
Kurdistan Birleşik Devletleri projesi, gerekli olan bilgi kaynağıdır. Hükümetimizin başarısı, kararlılıkla gerekli müttefik ve gereksinim teminiyle, kesindir.
Bi bîr u bawerîya Yekîtîya Dewletên Kurdîstan her bijî.
Dem xweş.
19-05-2019
Saygılarımla, Hisên Baybaş