Daha, önceki hafta makale gibi bir başlık ile Kürd’ler arasında var olan sancılı olayları yazdım. Yazmış olduğum yazının içeriğinde kendi açımdan soru işareti taşıyan bazı konulara değinmiştim. Yazının ilk paragrafından sonra eksiklik vardı. Onu da düzelttik.
O yazının içeriğinde benim açımdan soru işareti taşıyan konulardan biri de SAKİNE CANSIZ ve iki çalışma arkadaşının katledilmeleriyle ilgiliydi.
Bu konu ile ilgili bana çokça bilgi geldi. Yazıyı okumuş olan çok değerli arkadaşlarımızdan bazıları bana yeni bilgiler de gönderdiler. Bana bilgi göndermiş olan arkadaşlarımızın hepsine çok teşekkür ediyorum. Gelmiş olan bilgiler arasında, bendeki bilgileri teyit eden, doğrulayan bilgilerin yanı sıra benim için yeni olan bilgiler de vardır.
Kürd halkının düşmanları, çirkin oyunlarla ve komplolarla, Kürd halkının çok önemli değerlerini yok ediyorlar. Çok asil ve soylu cengaverlerini alçakça ve kalleşçe katlediyorlar.
Hem değerlerimizi ve cengaverlerimizi yok ediyor hem de yerleşim alanlarımızı yakıp yıkıyorlar.
Bir yandan tahribat oluşturuyorlar bir yandan da toplumumuzun üstüne korku şimşeklerini salıyorlar. Bu çerçevede yapılanların hesaplarını sormak zorundayız. Düşmanlarımızdan hesap sorarken, benzeri olayların tekrarlanmasını önlemek için tedbirler almak zorundayız.
Hem düşmanlarımızdan hesap sormak için hem de benzer yeni olayların oluşmasını önlemek, önleyebilmek için, şimdiye kadar oluşmuş olan olaylardan ders çıkarmalıyız. Oluşmuş olan olayların hepsini gözden geçirmek zorundayız.
Olmaması, oluşmaması gereken olaylar niye oldu? Niye oluştu? Hep birlikte bu soruların cevaplarını bulmaya çalışalım.
Daha önceki yazımın içeriğinde değinmiş olduğum oluşmuş olayların hiçbirini şahsi veya bireysel olarak görmeyelim. Halkımızın değerlerine ve cengaverlerine yapılmış olan saldırılar hepimize karşı yapılmış olarak kabul edelim. Ayrıca Kürd halkı adına hareket eden kişilerin, grupların, dernek ve vakıfların, siyasi örgüt ve partilerin yapmış olduklarını inceleyip değerlendirelim. Yapacaklarını da takip edelim. Yaptıkları ve yapacakları içerisinde doğru görüp, uygun kabul ettiklerimizi takdir ederek alkışlayalım. Doğru bulmadıklarımızı uygun görmediklerimizi de eleştirelim.
Halkımızın Devleti yoktur. Halkımızın bağımsız basın yayın kuruluşları da yoktur.
Halkımız adına hareket ediyor olan çevreler de biribirleriyle dayanışma anlayışı çerçevesinde davranmıyorlar. Bu eksiklikleri hepimiz biliyoruz. Bu nedenlerden ötürü, halkımız adına yapılıyor olan çalışmalara karşı hakem olalım. Sessiz kalmayalım. Basın ve muhalefet görevini hepimiz üstlenelim. Doğruya doğru diyelim. Yanlışa da yanlış diyebilelim. Ancak rastgele tepki göstermeyelim. Öncelikle olayın doğruluğunu öğrenelim. Sonra olumlu veya olumsuz tepkimizi yüksek sesle söyleyelim.
Dolayısıyla Sakine Cansız ve çalışma arkadaşlarının olayıyla ilgili bilgileri benimle paylaşmanızı veya Sakine arkadaşımızın Hollanda’da yaşayan ailesine ya da Fransa’daki dava avukatına ulaştırmanızı rica ediyorum. Bu davanın kapanmasına izin vermeyelim. Ömer Güney denen katil Fransa’daki hapiste öldü. Ama suç ortakları dışarıda serbestçe dolaşıyorlar.
Daha da önemlisi, halkımızın bu olayın doğrusunu ve perde arkasını öğrenmek hakkına sahiptir. SAKİNE CANSIZ VE ÇALIŞMA ARKADAŞLARININ FRANSA’DAKİ DAVA DOSYASI YENİDEN AÇILSIN. Dem xweş.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin