Sivil düzenleme adı altında oynanan sinsi bir oyundur. Eli sopalı, baltalı, bıçaklı serseri grupları çoğaltıp korumaya yönelik bir plandır. Bazı vatandaşları tedirgin etmek için kullanılabilinecek nizami olmayan-konvansiyonel olmayan serseri takımının sorumsuzca edebilmeleri ve korunmalarının zemini oluşturuluyor.
15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı duran insanların aleyhinde açılmış bir davamı var? Böyle bir durum yok. Bu durumda böyle bir kanun hükmüne ihtiyaç yok.
Bu kanun hükmünde kararnameye itiraz edenlere “boş boş konuşmalar” diyemezsiniz. Demokrasilerde hak kullanımının birinci şartının gereği, kanunların toplumsal mutabık sonucu olarak oluşması gerekir. KHK için yasal kılıf uydurabilirsiniz. Böylesi uygulamalar diktatörlük dayatmalarıdır.
Demokrasilerde, siyasi parti veya partiler yeni kanun teklifini yasama kurumuna sunarlar. Türkiye’de bu kurum millet meclisidir.
Millet meclisi yasal işlemlerden sonra uzman heyete detaylı rapor hazırlatır. Kamuoyu önünde ilgili rapor tartışmaya açılır. Siyasi çevreler, sivil toplum kuruluşları, uzmanlar, sendikalar, vatandaşlar vesaire her kesim söyleyeceğini söyler, millet meclisinde oylama yapılır, yeterli çoğunluk desteği alınırsa ilgili kanun yasallaşır.
Akşam sabah kendi keyfinize uygun kanun çıkarıp, itiraz edenlere de “suuus” derseniz eğer, diktatörlük uyguluyorsunuz demektir.
Kanun hükmünde kararname de olsa, geriye dönüş yeni kanun çıkaramazsınız. Ancak ileriye yönelik yeni kanun çıkarabilirsiniz.
İktidar partisi olarak yapıyor olduklarınızın altında kalırsınız.
Daha önce de, tecavüze uğrayan on beş yaşını geçmemiş kız çocuklarına tecavüz edecek veya etmiş olan kişi, tecavüz ettiği kız ile evlenirse, tecavüz suçu işlenmemiş sayılacak şeklinde çirkin bir kanun çıkarmaya çalıştınız. Bu KHK de öylesi çirkin ve sinsi bir adımdır. Bari bunun içeriğini halka dürüstçe izah edin.
Diktatörlük adımları sizin suçlarınızı yok etmez. Türkiye’yi de kurtarmaz.
İnsanları kendi keyfinize göre suçlu ilan edip tutukluyorsunuz.
Yıllarca sonra “affedersiniz” deyip geçiştiriyorsunuz. Benzerlerini de yapmaya devam ediyorsunuz.
Olağanüstü hal adı altında zulum ediyorsunuz. Hepsi size geri dönecek. Bunu iyi bilin. Yeni KHK için ise, “15 Temmuz darbe teşebbüsünün karşısında duran sivilleri korumakla sınırlıdır” diyerek insanları kandıramıyorsunuz. Gülünç oluyorsunuz. 15 Temmuz darbe girişimine karşı durup canlarını ortaya atıp, canlarını defa etmeyi göze alan kaç vatandaşın aleyhinde dava açılmış ki, siz onları korumak kanun çıkarmayı gerekli gördünüz(?).
Çıkarmış olduğunuz bu KHK ile soytarı grupları, size muhalefet olan sivillere saldırtmayı yasallaştırıyorsunuz. Bu kadar basit.
İktidar partisine tavsiyem:
Cinci hoca fantezilerini, oyunlarını oynamaktan vazgeçin.
Suçsuz insanları, işinize geldiği gibi suçlu ilan edip mağdur etmekten vazgeçin.
Kürd siyasi Lider ve şahsiyetlerin hepsini derhal serbest bırakın.
Kürd halkının Kürd’lükten kaynaklanan sorunlarına çözüm için, Demokratik Devlet prensiplerine uygun ve temel insani hakları yasal güvence altına alacak düzenlemeleri derhal yapın.
Özetlediğim bu temel sorunları, sorun olmaktan çıkarmazsanız eğer, Türkiye’yi iç savaştan kurtaramazsınız.
Yeni KHK ile yeni hizbulkontra, yeni el nursa, yeni işid ve benzeri yapılanmaları oluşturup kendinizi de, Türkiye’yi de kurtaramazsınız.
Özetlemiş olduğum hususları acilen uygulayıp Kürd halkıyla çözüm için-kalıcı çözüm için bir ortam oluşturmuş olursunuz.
Bu dayatmalarla siz, Türkiye ve Türklük, Osmanlı İmparatorluğu gibi tarih olursunuz.
Kurdîstan hanım ablamın isteği doğrultusunda bu konuya değindim.
Dilerim senin kafanın içindeki soru işaretine cevap buldun. Dem xweş.
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin