Artık cenazeler gelmiyor diye övünen Erdoğan, şimdi binlerce Kurd insanını katletmekle övünür oldu. Gelen cenazeler için de ayrıca kahraman, şehit diyerek övünüyor.
Kurd sorununu çözmeyi vaad eden Erdoğan şimdi Kurd sorunu yok ki diyebiliyor. Kurd Halkını topyekûn yok etmek amacıyla Kurd Halkının varlığına ve tarihine yönelik sistemli olarak soykırım uyguluyor. Dünya’nın bir numaralı Kurd düşmanı olduğunu gizlemiyor artık.
Bütün Dünya gibi kendilerini Türk olarak kabul edenler de çok iyi bilsinler ki, Türkiye ve Türklük adına Kurd Halkına yönelik işlenmiş olan insalık’a karşı ağır suçlar asla karşılıksız kalmayacaktır. Şimdiye kadar yapılmış olan zulmün hesabı gerektiği gibi sorulmadı. Bu demek değildir ki Türkiye ve Türklük adına Kurd Halkına yönelik uygulanan barbarlıklar karşılıksız kalacak.
Biz Kurd’ler daha yeni yeni Türklük adına biz Kurd’lere yönelik zulüm ve barbarlığı kavrayabiliyoruz. Nasıl hesap soracağımızı da yeni yeni öğrenip beynimize, yüreğimize depoluyoruz.
Olağanüstü güç ve çirkin oyunlarla Kurdistan topraklarında istediğiniz gibi zulüm uygulamalarıyla fitnecilikle Kurd Halkını yok edip topraklarını işgal etmeye ve servetlerini çalmaya, sonsuza dek sürdürmeyi başaracağınıza inanabilirsiniz. Kirli zihniyetiniz buna müsaittir.
Kurd Halkının sabrı çoktan tükendi.
Kurd Halkı barbarlıklarınıza topyekun savaş ilan ederek karşılık verirse, sizi bugünkü Türkiye ceoğrafyasında hiçbir güç koruyamaz.
Faşizmin son maskaraları Kerdoğan ile Sübyancı bozuntusunun it gibi havlamaları veya eşek gibi anırmaları, Kurd’lüğün bilincine varmış ve Kurdizm kurumlaşması için çalışıyor olanlarımız için başarıyla hedefe varmanın enerjisidir.
Ekonominin çökmek üzere yokuş aşağı koştuğu, Faşizmin ve barbarlığın temel alındığı, rüşvet ve devlet malı hırsızlığının başarı gibi gösterildiği, muhalifleri fitne davaları oluşturarak etkisizleştirmeyi “adalet” diye yutturulmaya alışıldığı, devlet gücüyle yalanın doğru olarak kabul edilmesinin dayatıldığı, Donkişot tarzı yönetim anlayışını alkışlayan bir sürü maskara kölelerin egemen olduğu bugünkü Türkiye ortamı Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerini andırıyor.
Kerdoğan çetesi ve sübyancı bozuntusu gibileri, akıtmış oldukları soylu Kurd Halkının kanında boğulacaklardır.
HDP ve Selahattin Demirtaş’a oy verilmesini gerekli gördüğümü yazdım. Bazı tanıdıklarım beni haklı olarak eleştiriyorlar. PKK’nin Kurdistan’ın bağımsızlığına karşı çıktığını bilip bilmediğimi soruyorlar. HDP yönetimi Kurd’lüğe yakınlığı uzaklığı konusu haklı tartışmalara açıktır. Her Kurd bireyi bu konuyu HDP yetkilileriyle konuşup tartışmalıdır. Ayrıca her Kurd bireyi PKK yetkilileriyle de Bağımsız Kurdistan konusunu konuşup tartışmalıdırlar.
Biz Kurd’ler ulusal haklarımıza sahip çıkarsak eğer, önümüzde hiçbir güç engeli bizi yolumuzdan alıkoyamaz.
HDP, Kurd’lüğe yakın, Kurd düşmanı olmayan en güçlü siyasi partidir. Başka sembolik Kurd partileri de vardır ancak etkin güçleri yoktur.
Söz konusu sembolik Kurd siyasi hareketleri Kuzey Kurdistan’da güçlenmek için gayret de etmiyorlar.
Türk siyasi partilerinin çoğu Kurd düşmanlığını kendilerine siyasi propaganda malzemesi yapıyorlar. Türk siyasi partilerinin hiçbiri Kurd Halkının maruz kaldığı zulümden söz bile etmiyorlar.
Bu nedenlerle Kurd’lere en yakın olan siyasi partiye oy vererek Kurd Halkının Kuzey Kurdistan’daki yasal gücünü bir arada tutmak şarttır. Lütfen bunu küçümsemeyelim.
Kuzey Kurdistan’da Kurd Halkı’nın yasal gücünü bir arada tutup Kurd Halkının haklarını korumak amacıyla pazarlık masasına taşıyabilmek önemlidir. Sırf bunun için HDP’ye oy verilmesi biz Kurd’ler için görev’dir. Bu inançla, Kurd’lük namusu için Kurd soydaşlarımın HDP’ye oy vermelerini rica ediyorum.
09-06-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin
