Kuzey Kurdistan alanında “siyaset” yaptıklarını iddia eden çevreler çokçadır. Siyaset arenasından uzak duran etkin çevreler de çokça dırlar. Gerçekçi olmak gerekir. Dostlar pazar da görsün muhasebesiyle siyaset yapıyor olan çevreler zaman ve emek israfından vazgeçmelidirler. Ya halkın beklentilerine yanıt olmaları ya da halktan özür dileyip siyasi arenadan çekilmelerini öneririm. Dostlar pazarda görsün hesabıyla ve kendileri için kazanım edinmek amacıyla Kürd halkının kutsal özgürlük mücadelesini incitmek, kirletmek çok büyük ve ciddi vebaldir.
PKK yapısına ve kendisine yandaş olan kurumlara değinmek içimden gelmiyor. PKK hareketi adına bana karşı çok çirkin suç işlenmiştir. En son Londra halk evi yöneticilerinin benim aleyhimde yazıp basına ve devlet kurumlarına vermiş oldukları yalan ve iftiralar halen birçok basın yayın kuruluşlarının internet sitelerinde duruyor. Bu yalan beyanatlar BBC dahil İngiltere’nin en önemli basın yayın kuruluşlarının internet sitelerinde de görülebilir. Bana karşı haksızlıkları ve çirkefliklerinin daha öncesi ve daha sonrası da vardır. Detaylara girmek istemiyorum. En üst düzeyde bazı yetkililer benim bazı yakınlarımla görüşüp “merkezin bilgisi dışında gelişmiş” içerikte söylemler bana ulaştı. Ancak olanlar sır değil ve şu ana kadar bana dürüst ve somut hiçbir açıklama – izahat yapılmadı. Bunları belirterek öfke ve kızlığımın etkisinde kalmadan yazacaklarımın Kürd halkının beklentilerine hizmet niteliğinde olması gerekir. Benim durumumda olan çok fazla sayıda değerli Kurdistan sevdalıları, yurtseverleri haksız ve gereksizce incitilmişlerdir.
Son dönemlerde Amed, Sur, Cizre, Şırnak ve Gewer gibi önemli şehirlerimizin gereksiz ve hesapsıca sıkıntılara maruz bırakılarak tahrip edilmelerinin yanı sıra yüz binlerce insan mağdur edildi. Avrupa da kendilerine güvenli yer arayan birçok mağdur insanımızın kızgınlıkları ve öfkeleri gibi ilgi ve yardım talepleri bana ulaştı. Yalnızca bu süreç içerisinde yüz binlerce insan göçber oldu. Milyonu aşkın Kürdistan’lı Kürd siyasetinden uzaklaştı. PKK yönetimi incitmiş olduğu Kürdistan’lılara karşı özeleştiri borçludur. Özür borçludur. Politikalarını Kürd halkının beklentilerine yanıt olabilecek çerçevede şekillendirmelidir. Halkın beklentileri halkın hakkıdır. Savaş koşullarından ötürü oluşmuş olaylar ayrıdır. Kasıtlı ve dayatmacı kusurlu tutumlardır kastettiğim. Dostlar pazarda görsün siyasi mantığı ve dayatmacı mantığı eleştirirken, uzak duran değerli siyasi insanlarımızın da mazeretlere sığınmamaları gerekir. Kürd halkının siyasi hareketleri, Kürd halkının haklarına sahip çıkabilmek için müşterek hareket edebilecek kurumlar oluşturmaları ne kadar acilse bu süreçte her Kürd’ün sesi de ihtiyaçtır. Eksikler kusurlar olacak. Eksiklere, kusur ve yetersizliklere takılıp kalmayalım. Eleştiri ve uyarılarımızı yapalım. Ancak görevlerimizi de yapalım. Görevlerimizi yapmamak için mazeretlere sığınırsak eğer kusur etmiş oluruz.
Kürdistan’ın geneli için, bugün dünden fazla iyimserim. Ancak halkın acil beklentileri gözardı edilmemelidir.
Kürdistan’a selamlarımla,
Hüseyin Baybasin