Kurd Halkının zalimlerin zulumundan kurtulmaları zor iş değildir. Esasen Kurd Halkının niye, nasıl ve ne zaman kendi vatan topraklarında egemenliği zalim ve barbarlara kaptırdıklarını çok iyi öğrenirsek eğer, bu duruma düşmenin kader olmadığını görürüz.
Ayrıca, Kurdistan topraklarını işgal etmiş olup Kurd Halkını sömüren zalim barbarların, Kurd Halkından çok korktuklarını ve bu nedenle kudurmuş itlere dönüştüklerinden ötürü ne yaptıklarını bilemez duruma düşmüşler.
Kurd Halkının özgürlüğü ve Kurdistan’ın barbar işgalcilerden kurtarılması amacıyla canlarını ortaya koymuş olan soylu Kurd Halkının asil bireylerinin fedakarlıkları ve savaşçılıklarının Dünya’nın başka hiçbir Halkının sahip olmadıkları üstün ayrıcalıklı meziyetlerdir.
Kurdistan topraklarını, bugün için işgallerinde tutan Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin insanları, Kurd insanlardan her yönüyle çok çok geridedirler.
Kurdistan’da egemenlik sürdüren barbar devletlerin dördünün de siyasi, askeri, ekonomik alanlarda yöneticiler Kurd’lerdir.
Eğitim yoluyla, basın yayın yoluyla ve sosyal ilişkiler ağı ile biz Kurd’leri kendi çıkarları için istedikleri gibi yönlendiriyorlar. Kandırıp yönlendirebildiklerimizi, ucuz çıkar çarkına bağımlı getiriyorlar.
Kandıramadıklarımızı da, devletin tüm olanaklarını kullanıp etkisizleştirilmelerini organize ediyorlar.
İki konuya önemle dikkat edelim.
1- Kurd Halkı kendi topraklarında nasıl bu duruma düştü?
2- Vatanımızı işgal etmiş olan korkak, düzenbaz caniler nasıl oluyor da soylu Kurd Halkını bu kadar uzun süre içinde kendi istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar?
Yazılarımda bazen bu konulara değiniyorum. Ne kadar yararlı olduğunu bilemiyorum. Ancak, kararlılıkla Kurd Halkının bu rezaletten kurtulmaları gerektiği inancıyla çalışmalar yürütüyorum.
Resim niyetine boyalarla oynuyorum. Şiir gibi yazılarım var. Bilgi birikimlerim ve görüşlerimi yazdığım yazılar var. Hepsini sizlerle paylaşıyorum. Bunlarla yetinemedim. Resim, şiir ve yazılarımın hepsi Kurdistan davasıyla ilgili vurgular içeriyor. Tahmin edemeyeceğiniz lezzet’te Kurdistan yemeklerini pişiriyorum. Kurd siyasi çevrelere, kendi üslup ve yöntemlerimle yol göstericilik yapmak alışkanlığımdır.
Kendi yaptıklarım da yol göstericilik yapmak alışkanlığımdır.
Dünya’nın siyasi uzmanlardan görüşler almanın yanı sıra niye bu duruma düştüğümüzü, niye bu durumda yaşamayı kabullendiğimizi ve çarenin ne olması gerektiği konularda bilgi edinmeye yoğunlaştım. Gerek şiirimsi, gerekse makalemsi yazılarım, edinmiş olduğum bilgileri ve inandığım en uygun çözümü yansıtır oldu. Bunlar kendiliğinden oluşan gelişmelerdir.
Ayrıca, kendimi ressam, şair, yazar veya siyaset bilimci olarak görmüyorum.
Gerçek olan şudur. Orda yerde bir Kurd u Kurdistan sorunu var. Ben Kürdüm. Görevimi, soruna çözüm üretmekte yoğunlaştırmayı zorunlu görerek yapmaya karar verdim.
Kurdistan Birleşik Devletleri projesine yoğunlaşmam gerektiğini kabullendim. Sorunlar çoktur. Kurdistan Birleşik Devletleri resmileşmeden, Kurd Halkının sorunları asla bitmeyecek. Bu inançla çalışmalar yürütürken, Kurd siyasi arenasının çok ucuz hesaplar için çok kirletildiğini gördüm.
Kurd u Kurdistan’a hizmet inancıyla canlarını feda edenler suçlu(?) duruma düşürülmüş, Kurd u Kurdistan davasını kendi çıkarlarına malzeme yapmış olan leş kargalarının kendilerini Kurd Halkının efendileri(?) gibi yutturmaya çalıştıklarını, Kurd u Kurdistan’ı sömüren barbarların Kurdistan davası için söz sahibi olduklarını kabul ettirmek amacıyla her türlü zulmü yaptıklarını gördüm.
Bunları herkesin bildiğini gördüm.
Olmaz böyle rezalet. Herkes hak ettiğinin karşılığını alacak.
Kurdistan Birleşik Devletleri resmileşecek. Barbar işgalciler topraklarımızdan kovulacaklar. Böylece hak yerini bulacak.
30-07-2018
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin