Sedat Laçiner ve Ahmet Doğru Temmuz 2016 tarihinde benim şahsım ile ilgili gerçek dışı bir yazı yazmışlar. Benim uyuşturucu satıp PKK’yi finanse ettiğimi yazmışlar. Bu çirkin iftiralarına hiçbir delil, dayanak göstermemişler. Geçmiş tarihlerde böylesi yalan dolan ve çirkef iftiralarla bize karşı karalama iftiraları devlet politikasıydı. Basın yayın kuruluşları da devletin bu karalama politikasını uygulamak için birbirileriyle yarışıyorlardı.
Uğur Dündar denen yalaka kişilik ve Saygı Öztürk denen soysuz kişilik, bize karşı uygulanan çirkefliklerle karalama propagandasının başını çekiyorlar. Bu iki soysuz iftiracılar gibi başka iftiracılarda vardı. Ne oldukları nereden geldikleri bilinmeyen soysuzlar sürüsünün bireyleri kendilerine Türk ad ve soy ad takıp Türklüğü sömüren birer leş kargalarıdırlar. Her iktidarın yalakalığı esasen kendilerinin soysuzluklarının gereğidir. Yalaka sürüsü, Türkiye’nin en önemli sorunudur. Yalnızca kendi çıkarlarıyla ilgilenirler. Türkiye’nin sorunları ve çözümleri gibi geleceği de onların umurunda olmaz. Türkiye’nin bir dünya devleti olamayışının en önemli nedeni bu yeteneksiz, beceriksiz ve sorumsuz yalaka sürüsüdür. Türkiye’nin her bölgesinde her kesiminde ve her kurumunda bu soysuzlar sürüsü vardırlar. Soysuzlukları gereği yaşam tarzlarıyla yaptıklarıyla duruşlarıyla mide bulandırıcıdırlar.
Ey leş kargaları, ey soysuzlar sürüsünün her bireyi, hepinizi iddianızı-iftiranızı ispat etmeye davet ediyorum. Sizin gibilerin yalan ve iftiralarıyla basın yayın veya bazı kitaplarda yer verilmiş olan karalama amaçlı yazı ve yayınların dışında bir tek mahkeme kararı çıkarıp yayınlayın. Onursuz kişilikler olduğunuzdan bu çağrıma seyirci kalacaksınız. Bunu biliyorum. Halk doğruları bilsin diye şerefsizliğinizi yüzünüze tükürerek iftiralarınızı ispata davet ediyorum. Uyuşturucu satıp PKK’ye parasını vermiş olduğuma dair tek bir mahkeme kararını çıkarıp halka sunun. Bunu yapamayacaksınız çünkü böylesi bir karar yoktur.
Sedat Laçiner ve Ahmet Doğru denen iki şerefsize sorarım. Profesörlük unvanını yalakalık hizmetlerinize karşılık mı aldınız? Siz ikiniz, bir insanı en ağır bir çirkeflikle suçlarken kaynağınızı göstermeniz gerekmiyor mu? Birinin aleyhinde yalan beyanda bulunmak sizin ahlaki anlayışınıza uygun olduğu anlaşılıyor. Bilim etik kuralları olduğunu sizin gibi yalaka sürüsü nereden bilecek? 1995 yılının 24 Aralık tarihinden bugüne Hollanda’da hapisteyim. 1997-1998 yılında bir yıl ev hapsinde kaldım. Telefonlarım gibi tüm yazışmalarım kayıt edilir. Bir tek suç unsuru kayıt edilmemiş. Utanmaz soysuzlar sürüsünün yalakaları doğrularla ilgilenmezler ki bunları bilsinler.
Niye hapisteyim?
1994 ve 1995 yılında Türkiye’de söz sahibi olup etkin olan soysuzlar sürüsünün yalakaları, Hollanda Adalet Bakanı müsteşarı Bay Joris Demmink ve bir elit grubuna İstanbul Akgün Otel ve Bodrum Gümbet’te mahsum çocukları peşkeş çektirip parti yapıyorlar. Aslında iğrençlik demeliyim ama kayıtlarda (parti) diye yazılmış. Hollanda’lı elit grup sübyancı sapıklardan oluştuğu anlaşılıyor. Hollandalı sapıklar o kimsesiz çocuklara tecavüz ve işkence yaparken videoya kayıt edilmişler. Sonra da sözde baskın senaryosu oluşuyor. Hollandalı sapıklar helikopterle Ankara’ya götürülüyorlar. Tansu Çiller’in eşi Özer Çiller bazı görevlilerle birlikte Hollandalı kişilerle anlaşma yapıyorlar. Anlaşmaya göre Hollandalı devlet görevlilerinin sübyancılık rezaletleri örtbas edilecek. Karşılığında Hüseyin Baybaşin’i bulup Türkiye’ye teslim edecekler. Baybaşin’in aleyhinde yayınlar başlıyor. Türkiye devletinin bütün olanakları kullanıp Baybaşin’in Hollanda’ya giriş yapması organize ediliyor ve Belçika’dan Hollanda’ya girişte tutuklanıyor Baybaşin. Tutuklama ve yargı sürecinin tamamı sahte olarak düzenlenmiş. Biz mahkemeyi kazandık. Hemen arkasından yine sahte evraklarla ve sahte telefon konuşma kayıtlarıyla Hollandalı sübyancılar çetesi ve Türkiye’nin soysuzları bizi canlı canlı gömdüklerine inanarak Macaristan’da kutlama yapıyorlar. Xweda bize alnımız ak geri gelmeyi nasip etti. Bunların bütün pislikleri kimin hangi belgeyi kimin emriyle düzenlediğinin kanıtlarının belgelerini Hollanda ve Türkiye mahkemelerine verdik. Biz belgeleri ilgili mahkemelere verebildikten hemen sonra 2006 yılında aynı soysuzların temsilcileri ve pedofiller Moskova’da toplantı yapıyorlar. Hollanda adına Bay Demmink denen sapık bir heyetle Türkiye adına Cemil Çiçek efendinin öncülüğünde bir heyet durumu görüşüyorlar. Baybaşin’in bu belgeleri nasıl ele geçirdiğini ve şimdi ne yapacağız diyerek utanmadan devletler adına iş yaptıklarını öne sürüyorlar.
Kısaca özetlediklerimin detaylı belgeleri ve görüntü CD’leri Hollanda ve Türkiye mahkemelerinde, bizde ve birçok medya kuruluşlarında vardır. Emin Arslan, Ferruh Tankuş, Hüdai Sayın, Yücel Yeşilgöz ve Frank Bovenkerk ikilisi, Tayyar Çetinkaya, Özer Çiller, Tansu Çiller’in ve diğerlerinin hepsinin rolleri belgelerde nettir.
Her isteyene bu belgeleri içeren dosyaları zevkle gönderebilirim. Aynı dosyaları Bay Erdoğan ve Bay Gül beylere de gönderdim. Bay Erdoğan’ın talimatına rağmen Türkiye yargısı ”zaman aşımı’’ gibi basit bir gerekçeyle davayı kapatmaya çalıştı. Türkiye’de dosya anayasa mahkemesinde bekliyor. Hollanda’daki süreç ise Yargıtay da bekliyor.
2012 yılında bu dosya ve benim davam ABD kongresinde Helsinki komisyonu tarafından sorgulandı. Komisyon başkanı Bay C. Smith benim avukatım Bayan Van der Plas, davayı soruşturan polis istihbarat şefi Bay K. Langendoen ve Hollanda konsolos yetkilisine sorular sordu. Bay Smith ve bazı kongre üyeleri Türkiye’ye gidip Eren Keskin hanım ve bazı yetkililerle görüştüler. Hollanda’ya geldiler. Viyana’da birkaç toplantı yaptılar. Dava daha bitmedi. İlgili bilgiler sosyal medyada herkese açıktır.
Türkiye devletinin Kürdlerin etkin insanlarını katledip kriminilaze etme politikalarıdır bizi hedef alan sebep budur.
Türkiye devlettir ya. Türk Kürd ayrım yapmadan herkese eşit davranıyoruz diyorlar ya. Sizi gidi soysuz fırsatçılar sizi. Bunların hepsini çok iyi biliyorsunuz, değil mi? Bunlar sizi ilgilendirmiyor değil mi? Profesör bozuntuları. Doğrularla ilgilenebilecek kadar dürüst değilsiniz, bunu biliyoruz. Hak, hukuk ve insani değerlere sahip çıkmak soylu ve asil insanların işidir. Sizin gibi kanı bozuk soysuzlar, menfaat için yalakalık yaparken, doğruyu yanlışı umursamazlar, değil mi, Sedat Laçiner ve Ahmet Doğru soysuzları. Sizler gibi çok kanı bozuklarla uğraştım ben. Sizler ve sizin gibiler tuvaletlere dökülen insan artıklarından başka bir farkınız olmadığını biliyoruz.
Haydi bakalım. Aleyhimde yazmış olduğunuz iftiranın kanıtını yayınlayın veya niye bu zibidiliği yaptığınızı açıklayın?
Sizin, benim aleyhimde yazmış olduğunuz yalan beyanınızdan ötürü yasal haklarımı saklı tutuyorum.
Yazılarımı takip ediyor olan çok değerli insanlarımızın, bu yazıyı yazmak zorunda kaldığımı bilmelerini ve anlayışla karşılamalarını beklerim.
Dem xweş,
Hüseyin Baybaşin