Bu hafta Suriye’de sivil halkın kimyasal silah saldırısına maruz kalmışlığı ilk değildi. Daha önce de Suriye’de sivil halk, kimyasal silah saldırısına maruz kaldı. Savunmasız sivil halk, hiçbir şart ve nedenle askeri saldırıya hedef olmamalıdır. Saldırıda kullanılan silah kimyasal olmasa da, hedef sivil halk ise, saldırı, savaş suçudur. İnsalık’a karşı suç olma boyutu ise savaş suçundan çok daha fazla ağır suçtur.
Suriye’nin mevcut Devlet yönetimi, 2013 yılında yine ABD’nin saldırısına hedef olmaktan kurtulmak için, Rusya’nın arabuluculuğuyla kimyasal silahların hepsini kontrollü olarak imha etmeyi kabul etmişti. Suriye’nin o karara tam olarak uymadığı anlaşılıyor. 2013 yılında Suriye, elinde kimyasal silah olduğunu kabul etti. O tarihten önce, birden çok kez “bizde kimyasal silah bulunmuyor. Kimyasal silah bulundurmak suçtur” diyordu Suriye rejimi. Suriye Devletinin bile “suçtur” dediği kimyasal silahı niye bulunduruyordu Suriye? Madem suç olduğunu biliyordunuz, niye bulundurdunuz? Madem elinizde vardı, niye inkar ediyordunuz? Madem elinizdeki kimyasal silahları imha etmeyi kabul ettiniz, niye etmediniz? Kendi çıkarı içinde olsa, size sahip çıkan Rusya Devletini niye zor durumda bıraktınız? Uygar devlet yapısını oluşturmak, sokak serserileri gibi davranmakla olamıyor demekki.
Suriye Devletinin yönetim kadrosu, kendi günahkarlıklarından ötürü doğruyu yanlışı ayırt edemez duruma gelmişler. Suriye’nin yeniden yapılanmasında Bay Esad rejimi’nin kadrosu yer alamayacaktır. Kurdistan siyasi kadroları bu çerçevede planlarını yapmalıdırlar.
Dem xweş
Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin
Okadar dogru yazdınızki malesef dünya bu iğrencliklere karşı susuyor ve zevkle izliyor. Cünkü dünyanın bir cok ülkeleri bunu istiyor, bütün müslüman devletlerinin yok olmasını istiyor. Umarım birgün gelir bu müslüman devletleri yaptıkları yanlışların varkına varıp birlik olurlar. Sizin yorumlarınızı bence bütün dünya okumalı Hüseyin bey… Selamlar ve Saygılar.