TÜRK DİYE BİR IRK VAR MIDIR?

0
2734

Türklük adına Kürd halkını aşağılamak, Türk’lüğe ne kazandırdı?
Ben, size söyleyeyim…
Türk’lüğü en aşağılık ve tiksindirici duruma düşürdü.
Türkiye devletinin, Kürd dilinin eğitim dili olmasını yasaklaması, Türkiye devletine ne kazandırdı?…

Cevap:
Türkiye devletinin Başbakanı iki yıl önce, “Türkçe dili ile felsefe yapılamıyor. Bu nedenle Osmanlı dilini Türkiye’de eğitim dili yapalım” dedi. Bay Erdoğan’ın kendisi bu ifadeyi kullandı. Türkçe’nin köksüz ve anlamsız olduğunu ikrar etti. Osmanlı dilinin yüzde yetmişinin öz Kürdçe olduğunu da ben, sizlere söyleyeyim. Türkiye devletini yönetenler, Kürd dili olan Kürdçe’nin öz Türkçe olduğunu ilan etmek için hazırlık yapıyorlarmış.
Eeee, Kürd dili çok zengin bir dildir.
Ne demişler? Zengin’in serveti züğürt’ün çenesi.
Türkiye devleti’nin “Kürd diye bir halk yoktur” dayatması Türkiye’ye ne kazandırdı?…

Cevap:
Türk diye bir halk olmadığını, kendilerini Türk olarak kabul edenlerin de karışık-melez kimseler oldukları, hiç birisinin de büyük dede’sinin hangi ırk’a mensup olduğunu bilmediği açığa çıktı.
Bu nedenden ötürü, Türkiye devletini yönetenler “Türk olduklarına inananların aslında öz be öz Kürd olduklarını ilan etmeye hazırlanıyorlarmış.”.
Yok öyle savsata. Milyonlarca çirkin, yüz kızartıcı ve insanlığa karşı suç işlemişsiniz. Bütün o pislik suçları Türklük adına işlemişsiniz. Sizler, en iyisi Türk kalın. Türklüğünüzle ve kokuşmuşluğunuzla başbaşa kalın.
Kutsal Kurdistan topraklarından defolun gidin.
Türkiye devleti, niye Kürd halkına soykırım uyguladı ve uygulamaya devam ediyor, biliyor musunuz?
Kendilerinin soysuzluk kompleksinden kurtulmak için. Ay yıldızlı bayrak’ın Osmanlıdan önce Kürd bayrağı olduğunu biliyor muydunuz?
Yeşil zeminde beyaz ay yıldız’lı bayrak öz be öz Kürd bayrağıdır.
Osmanlı’lar yükselme devrinde kutsal Kürd bayrağını kana bulayıp “kırmızı” yaptılar.

Şimdi hepinize bir soru soracağım.
Kürd’lerin tarihleri boyunca kaç tane bayrakları oldu ve görünümleri nasıldı?

Wén tev bimînin di xér u xweşîyé de.

Dem a we xweş.

Saygılarımla, Hüseyin Baybaşin